Doruk'un sesini duymak kalbimin acımasına neden olurken örgüt liderinin robotlaşmış sesi tüylerimi ürpertiyordu.
''Sesini değiştireceğini zaten biliyorduk.'' dedi Birce duygusuz bir tınıyla. ''Ses tonu lideri açığa çıkarırdı.''
Bu ses kaydının duygusal yanına odaklanan bir tek bendim, Deniz bir süre boş bakışlarını yerde gezdirse de çabucak kendini toparlayıp Birce'yi onayladı.
Ben de toparlanmak ve ses kaydının mantıksal yönüyle ilgilenmek amacıyla sertçe yutkundum ve masanın üzerindeki düşünceli bakışlarımı ekibe çevirdim, o sırada Pamir'in dikkatle beni izlediğini fark ettim.
Ela gözlerinin tam içine bakarken ''Geçecek.'' dedi sadece dudaklarını oynatarak.
Ne zaman üzülsem, ne zaman ağlasam, ne zaman kendimi üzgün hissetsem; yıkılsam, dağılsam, parçalansam, kalbim un ufak olsa geçeceğini söylerdi. Her acı geçmezdi, biliyordum. Bu acı da geçmeyecekti ama harlanan ateşi sönecekti, en azından ateşi pasif kalacaktı ama en ufak şeyde harlanacak ve asla geçmeyecekti.
İçini rahatlamak amacıyla kafamı aşağı yukarı salladım ve ekiptekilerin konuşmasına kulak verdim.
''Sesi robotik bile olsa gerçek sesini bulamaz mıyız?'' diye sordu Deniz, Bekir'e dönerek. Ne zaman masa başı bir iş olsa herkes hemen Bekir'e yöneliyordu, onun da bir polis olduğunu unutmaları camımı sıkıyordu.
Bekir başını iki yana salladı. ''Bulsak bile sadece bir ses dalgası, işimize yaramaz.''
Başımla Bekir'i onayladığımda Pamir herkesin bildiği ama kurmaya çekindiği o cümleyi kurdu.
''Örgüt lideri içimizde, farkındasınızdır umarım.''
Kimsenin ağzını bıçak açmadığı sırada herkes bunu sindirmeye çalışıyormuş gibiydi.
''Şu an bu odada.'' diyerek devam etti Pamir. ''Kim olduğunu bile bilmeden aynı odada örgütü yakalamaya çalışıyoruz, her kimse...'' ben hariç herkesin gözlerine dikkatlice baktı ''Araştırdığımız ve bulmaya çalıştığımız her yola taş koyar, ışıklarımızı söndürür.''
Ekiptekiler onu onayladıklarında herkes gözümde şüpheli konumundaydı fakat yıllardır tanıdığım bu insanların hiçbirine bunu konduramazdım.
''Doruk'un ağzından duyduklarımızla bu durum kesinleşti.'' diyerek onu onayladım.
''Bu durumda...'' Birce çenesini sıvazladı. ''Davayı bizim devralmamız çok daha sağlıklı olur. Şu an kendi ekibimdekiler hariç herkes şüpheli konumunda. Bizim ekibimiz hariç çünkü ölen arkadaşınız o gece bizi karşılamaya gelemedi, dolayısıyla ekibimizi tanımıyor.''
''Orada dur.'' dedi Deniz hiddetle. ''Dağdan geldin bağdakini kovuyorsun.'' gözlerini kıstı ''Ne iş?''
''Komiserim.'' dedi Birce ciddiyetle. ''Güldük eğlendik ama bu mevzu ciddi, aranızdan biri örgütün başındayken bu davayla ilgilenmeniz sağlıklı olmaz. Sen de olabilirsin sonuçta, değil mi? Bu riski alıp nasıl davayı da riske atmamızı isteyebilirsin?''
''Öncelikle gülmedik ve eğlenmedik, kendin çaldın kendin oynadın.'' dedi Deniz alayla. ''Bir diğeri ise, davayı başta biz devraldık ve bu noktaya biz getirdik-''
''Komiserim!'' dedi Birce, sesini yükselterek. Derin bir nefes verdi ve gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı, yaklaşık yarım dakika sonra gözlerini açtı. ''Bak, bencilce düşünmeyi bırakmanız lazım. Farkındayım, ekip olarak davayı benimsediniz, bu noktaya kadar siz getirdiniz fakat bu şekilde sadece lidere zaman kazandırır hatta koz verirsiniz. Mantıklı düşünmelisiniz, mantıklı düşünmeliyiz.'' Birce ilk defa bu kadar ciddi konuşuyordu, koyu gözlerinde alay yoktu. Gayet sakindi ve inandırıcı konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Sokaklar
Action"Yıllardır polis teşkilatı olarak peşindeydik. Her işlediği suçta, her kurbanında, medyaya onun yüzünden yansıyan her haberde bir nefes kadar yakınındaydık. Bir şeytan gibi içimize sızmıştı. Bu profesyonel suçlunun kendime en yakın gördüğüm insanlar...