Sabah uzun zaman sonra alarmsız kalkmanın mutluluğuyla saate baktığımda neredeyse akşam olmak üzereydi. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı bile. Nasıl bu kadar uyuduğumu düşünürken bütün gece uyanık kaldığım için normal diye düşündüm.
Bugün emniyete uğramayacaktım, Pamir ile zayıf halka ile görüşecektik.
Hızlıca duşa girip giyindim. Bugün her zaman Pamir'in yaptığı gibi siyah ağırlıklı giyinmiştim. Belki de işin ciddiyetinden kaynaklı bu rengi tercih etmiştim, bilmiyorum.
Saçlarımı da sıkıca toplayıp üzerime siyah kabanımı ve çizmelerimi giydim. Gerçekten baştan aşağı simsiyah görünüyordum.
Hemen sonra Pamir aradı, ben de evden çıktım.
Arabasına bindiğimde alışık olduğum güler yüzü yoktu, aksine yüzünde çok soğuk bir ifade vardı. Ela gözleri koyulaşmış, sadece yola bakıyordu.
Bindiğimi farketmemiş olma ihtimaline karşı boğazımı temizledim.
Ela gözleri hızla bana dönerken eli refleks olarak belindeki silaha gitmişti.
Gözlerimiz buluştuğunda elini belinden çekti ve gülümsedi. Az önceki soğuk ifadesinden şimdi eser yoktu. Sanki az önce yanımda başka bir adam vardı.
''İyi misin?''
Başını salladı.
''Dün senden sonra devam ettim, uyuyamadım fazla ondandır.''
Kaşlarımı kaldırdım. ''İki yıldır böyle misin?''
Yorgun bir gülümsemeyle başını salladı. İnandığımı düşünmüştü ama tabii ki inanmamıştım. Öfke ile yorgunluğu ayırt edebilecek kadar akıllıydım.
Bir süre ona inanmayan gözlerle baksam da yakında öğrenirim diye düşünerek önüme döndüm.
''Ateş ile tartıştık.''
Bakışlarımı hızla ona döndürdüm.
''İkimiz de sinirliydik, ben de ileri gittim.''
Anlayışla başımı salladım.
''Bu dava hepimizin sinirini çok bozdu.''
''Aslında...'' dedi elini saçlarından geçirirken. Bir yandan da neresi olduğunu bilmediğim bir yere arabayı sürüyordu.
''Dava ile alakalı değildi, ikimizle alakalıydı.''
Gözlerim kocaman açıldı.
''İkimiz derken?'' dedim sorarcasına. Gözlerimdeki öfke dışarı taşacak gibi oluyordu.
''Yani aramızda bir şey...''
''İkimiz diye bir şey yok.'' dedim sözünü keserek.
Koyulaşmış ela gözlerini kısmış, direkt olarak mavi gözlerimin içine bakıyordu. Direksiyonu kırdı ve arabayı sağa çekti. Başımı iki yana salladım.
''Dün de aynı şey oldu, pek önemsemedim ve gerçeği yeterince Ateş'e açıkladığını düşündüm ama tekrar olması hiç hoşuma gitmedi Pamir.'' dedim gözlerimi kısarak.
Alaylı bir ifadeyle güldü ve başını yana yatırdı. ''Benim hoşuma gitti mi sanıyorsun?''
Boş bakışlarla gözlerine baktım, devam etti.
''Bu konuyu bu kadar büyüttüğü için tartıştık zaten. Bu benim de kariyerime zarar verir emin ol.''
Söylediğime pişman olmuş bir şekilde önüme döndüm. Pamir de sakinleşmek için olsa gerek gözlerini kapatıp açtı ve iç çekerek arabayı sürmeye devam etti. Bir yandan dişlerini sıkıyordu, çenesi kasılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Sokaklar
Action"Yıllardır polis teşkilatı olarak peşindeydik. Her işlediği suçta, her kurbanında, medyaya onun yüzünden yansıyan her haberde bir nefes kadar yakınındaydık. Bir şeytan gibi içimize sızmıştı. Bu profesyonel suçlunun kendime en yakın gördüğüm insanlar...