Ateş ilk defa sakinliğini koruyamayıp masaya bir tekme attığında dikkatimi ona veremiyordum. Zaten o çocuğun bize anlattıkları yüzünden öldürüldüğünü biliyorduk ama notta görmek hepimizin canını sıkmıştı.
Deniz ise Ateş'in aksine ilk defa sakindi. Bakışlarım sürekli onun üzerinde geziyordu.
''O zaman artık sadece suçluları öldürmüyor.'' Pamir'in sesiyle hepimiz ona döndük. Pamir'in bakışları da sesi da hala çok sert ve ciddiydi.
''Çocuğun sabıkası olmadığını nereden biliyoruz? Belki de hem polis tarafından arandığı için hem de örgüte ihanet ettiği için öldürüldü.''
Pamir parmağını şıklattı ve beni gösterdi. ''Tam olarak bu. Hemen aranan kişilere bakmamız lazım. Bekir sen halleder misin-''
''Yakup Erdoğdu. 16 yaşında. Sabıkası var, daha önce hırsızlıktan hapse girmiş. Ayrıca arananlar listesinde var. ''
Pamir Bekir'in hızı karşısında birkaç saniye afalladı ardından tekrar söze başladı.
''O zaman şu an her şey yerine oturdu. ''
Başımı salladım. Yakup'u arananlar listesinde olmasaydı ona ihanet etse bile öldürmeyeceklerdi. Belki de ölmekten beter edeceklerdi, orası ayrı konu.
Bunlar işimize yarar mıydı bilmiyorum ama tek bildiğim daha fazla bilgiye ihtiyacımız olduğuydu.
Yeni bir gelişmeye kadar karakoldan ayrıldığımızda Pamir yanımda bitti.
''Konuşabilir miyiz?'' dedi emniyetin bahçesindeyken. Sesi kısıktı.
Başımla onayladığımda arabasına bindim.
''Başımıza nasıl bir iş açtığının farkında mısın?'' dedi sert bir sesle.
''Ne iş açmışım? Davaya bir kanıt kazandırdım ve çözülmesine yardımcı oldum. Bunun nesi başına iş açmak?''
''Efsun sana daha önce de söyledim. Senin davaya kazandırdığın kanıt senin değil ekibin başarısı olarak görülecek. ''
''Umurumda değil! Artık şu pisliği yakalamak ve içeri tıkmak istiyorum! Daha fazla insanın hele ki çocukların ölmesine daha fazla kayıtsız kalamıyorum Pamir.'' sesim titremeye başlamıştı.
''Gel buraya.'' kollarını iki yana açtığında ona sımsıkı sarıldım.
''Geçecek söz, bulacağız o sadist katili.''
Gözlerim yanmaya başladığında sertçe yutkundum ve ağlamamaya çalıştım. Bu işte duygusallığa yer yoktu.
Geri çekildiğimde ela gözleri bana şefkatle bakıyordu. Gülümsedi.
''Madem adını televizyonda değil ekipte duyurmak istiyorsun, o zaman daha sıkı çalışmamız gerekecek. Ben bu gece örgütten görüşebileceğimiz birini ayarlamaya çalışacağım. Yarın gelir misin görüşmeye?''
''Gelirim ama bir gecede nasıl halledeceksin ki?''
Dudakları iki yana kıvrıldı.
''Bir gece değil 724 gece.''
Kaşlarımı çattım.
''İki yıl dört gündür bu dava üzerine çalışıyorum. Bu yüzden bir gecenin değil 724 gecenin birikimi.''
Kaşlarımı kaldırdım. ''Vay be.''
''Hayran olunası bir savcıyım sanırım dışarıdan.''
Gülümsedim.
''Sanırım öylesin.''
''Kesinlikle öyleyim.'' bir yandan arabayı sürüyordu. Gülümsedim.
Evimin önüne geldiğimizde ona teşekkür edip arabadan indim ve eve girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Sokaklar
Action"Yıllardır polis teşkilatı olarak peşindeydik. Her işlediği suçta, her kurbanında, medyaya onun yüzünden yansıyan her haberde bir nefes kadar yakınındaydık. Bir şeytan gibi içimize sızmıştı. Bu profesyonel suçlunun kendime en yakın gördüğüm insanlar...