Koca bir karanlık. Ambulans sesleri, insan karmaşası, sirenler... Gözümü açtığımda ise beyaz bir tavana bakıyordum. Etrafıma bakındığımda bir hastane odasını andırıyordu. Evet, bir hastane odasıydı.
Yatakta doğrulduğumda canım yanıyordu. Her yerimde yaralar vardı. Acıyla inledim.
''Pamir!'' diye bağırdım fakat bir ses yoktu. ''Pamir!'' daha yüksek sesle bağırdım.
Kapım açıldığında elim belimdeki olmayan silaha gitti. Gelen tanımadığım bir kadındı. Kızıl saçları ve gri renkli gözleriyle oldukça dikkat çekiyordu. Orta boylardaydı. Spor giyinmişti. Yaşı benden birkaç yaş büyüktü, Pamir ile az çok yaşıt olduğunu düşünüyordum. Ellerini durmam için kaldırdı ve kapıyı kapattı.
''Siz kimsiniz?'' dedim endişeyle.
''Sakin ol öncelikle.'' dedi ve cebinden kartını çıkardı. ''Yasmin Gürsoy. Savcıyım.'' dedi ve kartını cebine geri yerleştirdi. ''Davanıza Pamir Aksoy ile birlikte bakacağım. Beni sık sık göreceksiniz.''
''Memnun oldum.'' dedim hala kafama oturtmaya çalışırken. ''Efsun Şimşek, komiserim.'' gülümseyerek başını ileri geri salladı. ''Biliyorum, çok geçmiş olsun. Korkmuş olmalısınız. Neyse ki iyisiniz.''
Başımı gülümseyerek ileri geri salladım. ''Bizimkiler nerede biliyor musunuz savcım?''
''Ah onlar mı? Dün gece bir cinayet işlendiği için oraya gitmek zorunda kaldılar. ''
Kaşlarımı yukarı kaldırdım. ''Yine mi? Kim? Ceylan mı yoksa? Örgütten miymiş? Not var mı? Ne zaman oldu? Ben uyuyor muydum? Savcım?''
Sıraladığım sorular karşısında gülümsedi. ''Hepsinin cevabını alacaksınız, ama önce dinlenmeniz gerek. Ha bir de, siz demene gerek yok. Ayrıca savcım denmesinden pek hoşlanmam.''
Bu sözü aklıma direkt Pamir'i getirirken göz kırptı ve gülümsedi. Sıcakkanlı ama yeri geldiğinde ciddi birine benziyordu.
''Biraz dinlen Efsun. Ağır bir kazaymış. Kendini yorma ve iyileşene kadar davadan uzak kal.''
İtiraz etmek üzere ağzımı açmışken eliyle beni durdurdu.
''Peki... Pamir, yani Pamir Bey, yani Savcı Bey iyi mi? ''
Bu halime karşı gülümsedi.
''Evet ama seni görmek istediği için hastaneyi yıktı, bu yüzden sakinleştirici verdiler. ''
Kaşlarımı kaldırdım ve sertçe yutkundum. Ben yanlış hatırlamıyordum, söyledikleri doğruydu. Seni seviyorum demişti. Yaşam ve ölüm arasında bile...
Yasmin gülümseyerek odadan çıktığında hızla yanımdaki telefona sarıldım ve Yasmin'i araştırmaya koyuldum.
Ünlü bir savcıydı, önceden birkaç kere adını duyduğumu anımsıyordum. Genellikle cinayet davalarına bakardı. En az Pamir kadar namı duyulmuştu.
''Vay be.'' dedim kendi kendime ve Yasmin'i dinlemeyip medya haberlerinden yeni işlenen cinayete baktım.
'Antalya'da işlenen cinayete 32 yaşında bir kadının kurban gittiği görülüyor. Katil, diğer kurbanlarına yaptığı gibi üzerine bir not bıraktı. Uzmanlar, notta 'Sevgi en büyük zaaftır.' yazdığını ortaya çıkardılar. Katil, öldürdüğü her bir kurbanın özel hayatını özetleyecek bir cümleyi cesedin üzerine bırakıyor. Üstelik katil, ilk defa cesedin üzerine DNA bıraktı fakat DNA'nın ölü birine ait olduğu tespit edildi. Üstelik cesede DNA'sı bırakılan adamın 'AS' örgütünün kurbanlarından biri olduğu görülüyor.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Sokaklar
Action"Yıllardır polis teşkilatı olarak peşindeydik. Her işlediği suçta, her kurbanında, medyaya onun yüzünden yansıyan her haberde bir nefes kadar yakınındaydık. Bir şeytan gibi içimize sızmıştı. Bu profesyonel suçlunun kendime en yakın gördüğüm insanlar...