15. BÖLÜM:SEVGİ

18 2 0
                                    

Awmnin yemek bölümüne gelmiştik. Sadece dondurma istemişti. Israr etmeden siparişleri verip beklemeye başladık. Onu izliyordum. Bebeğini açıp bakmıştı. Küçük bir çocuk gibi bebekle oynuyordu. Sevdiği şeyleri yaparken çok tatlıydı. Bu tatlılık gülümsememe sebep olmuştu. Bana dönüp gözleri parlayarak "Baksana ne kadar güzel" dediğinde ona sadece gülümseyip izlemeye devam ettim. Doyasıya izlemek istiyordum onu. Yıllarca uzaktan uzağa hasretini çektiğim kadın şimdi sevgilimdi. Onu bırakmaya da niyetim yoktu.

Dondurmalarımız gelmişti. Hem yiyor hem sohbet ediyorduk. "Ya ben seni hiç tanımıyorum ama. Sen bana kendinden bahset boşver bunları" dudağımın sol kenarı yukarı kıvrıldığında hiç beklemediğim bir hamle yapıp o dudağımın kenarından öpüp çekildiğinde gözlerime bakmıştı. Dudaklarım eski halini alırken yüzümdeki ifade şaşkınlıktı. Dudaklarına bakıyordum. Hemen şuan öpmek istiyordum o çilek misali dudakları. Ama insan içindeydik.

"İnsan içinde olmasak yapışırdım dudağına Miray" Şeker şekilde güldü ve dondurmamdan bir kaşık alıp ağzıma verdi. "Liseli sevgililer gibiyiz"

"Farkındayım boşver tadını çıkart"

(Kiraz'a bakalım)

Ablam Barlas abiyle kalıyordu. Bugün akşam gelirdi büyük ihtimal. Ben ise odama çekilmiş Atlas'ın kutusunu tamamlıyordum. Doğum gününe 1 hafta kadar kalmıştı ve ben onun hediyesine şimdiden başlamıştım. Kutunun içinde öpücük kartları, sevdiği bir parfüm ve çift marvel kolyesi vardı. Birde birkaç not. En sevdiği çikolatalardan da koyacaktım sonra tamamdı. Aşk adamım ya her şeyi hak ediyordu. Kutunun üstüne ilk çektiğimiz fotoğrafımızı yapıştırıp köşesine küçük bir not bıraktıktan sonra hediyemi güvenli bir yere kaldırdım ve içeri geçip dizi izlemeye başladım.

(Barlas Ve Miray)

Elinde oynadığı bebeğe bakarken aklıma gelmişti. Bu karakterin birde sevgilisi vardı. Onun bebeğini de ben alacaktım. "Miray birşey sorucam bunun sevgilisininde bebeği var mı?"

"Vardı galiba"

"Onuda ben alayım oda bende dursun olur mu?" Gülümsedi. "Oluur" Diye cevap verdiğinde bende hafifçe gülümseyip yerimden kalktım. "O zaman kalk bakalım. O bebeğide alıp eve gidelimde boyama yapalım. Sonra seni eve bırakırım" Dediğimde gözleri küçük bir çocuk misali mutlulukla parlamıştı. Onaylar anlamda başını sallayıp masadan kalktı ve elimi tutup yürüdü. Ayni oyuncakçıya geldiğimizde istemeye istemeye ellerimizi ayırdım. "Ben bilmiyorum hangisi olduğunu sen gösterene"

"Tamamm gel bu tarafta" Diyip bebeklerin olduğu yere yürüdü. Onu takip ettim. Durduğunda bana baktı ve bebeği gösterdi. "Bak bu" Dediğinde uzanıp bebeği aldım ve inceledim. Playboya benziyordu piçello. "Adı neydi bunun?" Diye sordum. "Riven" Cevabını aldığımda başımı salladım. "Tamam gel gidelim" Oyuncağı alıp çıktık. Arabaya geldiğimizde kapısını açtım. Oturduğunda kapatıp bende yan koltuğuna oturup arabayı çalıştırdım. Yol boyunca mutlulukla bebeğiyle ilgilendi. Arada ona bakıp tekrar yola dönüyordum. Onu mutlu görmek benide mutlu etmişti. Eve varıp içeri geçtik. "Sen boyayacağımız resimleri seç ben boyaları getireyim olur mu?" Heyecanla "Olurr" diye bağırdı. Odama gidip boyaları aldığımda o çoktan sayfaları açmıştı. Gidip yanına masaya oturdum. "Hangisini boyuyoruz"

"Bunları" Boyayacağımız karakterleri gösterdi. "Tamaam" Boyamaya başladık. Daha doğrusu o başladı, ben önümdeki elemanla bakışıyordum. Nasıl boyayacaktım ki bunu? "Miray bunun saçları hangisi renk?"

"Ya istediğin renge boya ortaya ne çıkacağını görmek için yapıyoruz"

"Anladımm tamam" Rastgele boyamaya başladım. Biraz boyadıktan sonra başımı masaya yaslayıp Miray'ı izlemeye başladım. O fark etmeden boyama yapmaya devam ediyordu ve bunu yaparken küçük bir çocuk gibi mutluydu. Ben ise her zerresini inceliyordum. Yan profili, özellikle burnu çok harikaydı. Dolgun dudakları yeni olgunlaşmaya başlayan çilek misali bir pembeydi. Gözleri mi? Onlara hiç girmiyorum. Girersem boğulur çıkamam.

Kalbim Senin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin