28. BÖLÜM:MUCİZE

14 1 0
                                    

Ertesi sabah uyanıp telefonumu açtığımda üst üste mesajlar gelmeye başlamıştı. Hepside Kiraz'dan dı. Şimdi sıçtın Miray. Barlas'ı öpüp odadan çıktım ve Kiraz'ı aradım. Açar açmaz "Nerdesin sen ya neden mesajlarıma cevap gelmiyo"

"Şey ben evdeyim"

"Hangi evde?" Çekinerek "Barlas'ın evinde" Dedikten sonra devam ettim. "Sakin ol bak hamilesin"

"Ya abla salak mısın sen?"

"Düzgün konuş kız ablanla"

"Ya sana, Bulut'a zarar verebilir doğru düzgün iyileşmedi bile daha Allah'ın ruh hastası. Neyine güvendin?"

"Hayır ya. Bana yaparda Bulut'a yapmaz"

"Ha sana yapsın yani?"

"Yapsın ne diyim. Ama Bulut'a kıyamaz"

"Ya of abla sen nasıl ikna oldun gitmeye neden gittin" Ona dün gece yaşanan her şeyi anlattığımda daha da sinirlendi. "Ha birde içmeye başlamış? Alkol içen biriyle yaşamayı mı istiyorsun abla ya"

"Of Kiraz abarttın. Geldim işte sigarayı nasıl bıraktırdıysam bunu da bıraktırırım"

"Hıı bak bıraktırdın şuan" Barlas'ın bana seslendiğini duymuştum. "Ayy aşk adamım uyandı Kiraz ben kapatıyorum" Diyerek tabiri caizse yüzüne kapattım ve Barlas'ın yanına odaya gittim. "Burdayım" Endişeli gözlerini bana çevirdi ve yataktan kalkıp sımsıkı sarıldı bana. "Çok şükür. Yine gittin zannettim" Diyerek saçlarımı öpüp kokladı. "Hayır. Gitmedim sakin ol" Diyerek okşadım saçlarını. Geri çekilip yüzümü elleri arasına aldı. "Ben şimdi seansa gidiyorum güzelim biter bitmez geleceğim tamam mı?" Psikolog seansına gidiyordu. Onu onaylar anlamda başımı salladım. Üstünü giyinip alnıma öpücük bıraktıktan sonra evden çıktı. Tam kahvaltıya oturacaktım ki kapı çaldı. Kiraz olduğunu düşünüp açtığım kapıyla düşüncem doğru çıkmıştı. Ama yanında Açelya ve Sena'da vardı. Ağzıma sıçacaklarını anlayıp sevimlice gülümsedim. "Ehe. Günaydın"

"Hiç günaymadı Miray" Dedi Sena çatık kaşlarla. "Aa niye" Dedim arsız gibi. Kızlar içeri girdi ve Açelya konuşmaya başladı. "A a ne oldu acaba ya. Benim gerizekalı arkadaşım ruh hastası kocasını falan mı affetti?" Dedi kaşlarını kaldırarak. Alt dudağımı dişledim. "E birşey olmamış"

"Abla seni boğarım" Dedi Kiraz. Hafifçe güldüm. "Tamam tamam kızmayın" Kiraz'ın sesi yükselmişti. "Lan ne demek kızma aa! Bana bak uçarım üstüne senin"

"Bağırma be kiraz kafalı Bulut uyanacak" Bulut diyince yumuşamıştı. "Yaa Bulut'um nerde benim yiğenim"

"Nasılda yumuşadı. Uyuyor uyandırma atarım aşağı"

"Tamam taman uyandırmam bakacağım sadece"

"İyi. Bende kahvaltı ediyorum gelen gelsin"

"Seni yicez biz" Dedi Açelya. Sinsice gülüp "Onu Barlas'ım yapsın" Dediğimde Sena'yla küçük bir kovalamacadan sonra nihayet masaya oturup kahvaltımı yapabilmiştim. Küçük dediğime de bakmamak gerek aslında... Neyse ne. Sürekli korkunç bakışmalar dönüyordu. Özellikle herkes her lokmasında bana dik dik bakıyordu. Açıkçası biraz korkmuştum. 

Bulut ağlamaya başlayınca çatalımı tabağımın köşesine koydum. Ben tam ayaklanacakken Kiraz çayının son yudumlarını içtiği bardağı sertçe masaya koydu ve benden hızlı kalktı. "Sen otur. Ben hallederim." Yalandan gulumsemesiyle sandalyeyi yerine iterken o iğrenç tiz sesini çıkardı. Yeğeninin yanına gitti. Fakat bende bile susmayan ancak babasının kucağında susan Bulut bir anda sustu. Helal be teyzesi kurban.

Kahvaltımız bitince direkt olarak Açelya, Sena ve Kiraz üçlüsü anında salona gitti ve bütün masayı bana bıraktı. E, sofrayı toplamaktan da gocunmadım elbette. Mutfağa herşeyi getirdim.

Kalbim Senin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin