7

5.7K 375 57
                                    

Yatağıma oturmuş tavana bakıyor ve bir şeyler düşünüp bu ortamdan olabildiğince kaçınmaya çalışıyordum ama bu rahatsız edici yatak düşüncelerime sürekli engel oluyordu. Ne kadar süre böyle hareketsiz durabilirdim hiçbir fikrim yoktu.

Beni o kadar sıkı bağlamışlardı ki bir milim bile kıpırdayamıyordum. Gerçi bağlamasalardı bile şuan olduğum pozisyonda olurdum muhtemelen, değişen tek şey her şeyin onların kontrolünde olmasıydı. Kolumu yine bağlamamışlardı ama onun dışında tüm hareketlerim kısıtlanmıştı. Sağ elimi kullanarak kemeri biraz gevşetmeye çalıştım, en azından nasıl ya da nereden açıldığını bilseydim daha kolay bir şekilde açabilirdim ama ne kadar yoklasam da elime bir şey gelmiyordu, ve bu durum da canımı sıktığı için denemekten vazgeçiyordum. Daha önce bunu hiç düşünmemiş ve bu kemerle uğraşmamıştım, çünkü sadece bir kere gelmiştim ve devamının geleceğini düşünmüyordum.

"Bir kuş, iki kuş, alçak kuş..."
Kafamı yan tarafa çevirdiğimde kendi kendine şarkı söyleyip sinirlenen adamla göz göze geldim, farkındalık yavaş yavaş beynime işledi, gözlerimi kapatıp bu ortamdan uzaklaşmaya çalıştım ama o adamın gözlerini üzerimde hissetmek oldukça rahatsız edici bir durumdu. Bende gözlerimi ona dikerek ona rahatsızlık vermeye karar verdim.

Yine küçük pencereden sızan güneş ışığı etrafı az biraz aydınlatmaya yetiyordu. Etrafımdaki yüzleri bu yüzden rahatlıkla görebiliyordum, görmemeyi tercih ederdim.

Belli belirsiz gülümsemeye çalışan adamın bakışları üzerimden ayrılmıyordu.
Bileğinden omuzlarına kadar dövme ile kaplı kolunu görünce bir kaç saniyeliğine gözlerim orada oyalandı. Bunu görünce hafifçe gülümseyip kemerlerin izin verdiği kadarıyla tişörtünü kaldırıp karın kaslarını sergiledi gururla. Afallayarak adamın suratına bakakaldım, bir an eşcinsel olduğumu mu biliyor diye korkunç bir ihtimal geçti aklımdan ama adamın gözlerinden amacının başka bir şey olduğunu anladım. Beni etkilemek gibi bir amaç.

Buradayken hiç unutmamam gereken bir düşünce girdi aklıma, onlar deliydi ve yaptıkları sorgulanmazdı, bu yüzden kendi içimde bile ona bir şey demedim.

Bana dönmeye çalıştı ama onun da hareketleri kısıtlanmıştı. Bağlı olduğunu bir türlü kabullenemiyormuş gibi kemerleri tutup çekiştirdi hırçın bir tavırla. Sonra derin bir nefes alıp durulunca bakışları tekrardan beni buldu.

"Selam," dedi tok bir sesle. Başını eğip alıcı bir gözle beni süzünce kaşlarımı çatarak ona baktım, gülümsedi. Kafasını yastığa iyice yaslarken bu sefer odağında ben vardım.

Hiçbir şey söylemeyerek adamın yüzüne bakmaya devam ettim. İfademi sabit tuttum.

"Ben Asaf," dedi hiç beklemeden. Beklentiyle bana baktı kahverengi hareleri. "Sen?" Dedi sorgular bir ses tonuyla. Şüpheli şüpheli beni süzdükten sonra beni daha önce görmediğine ikna olmuş olmalıydı ki çenesini kaldırıp farklı bir dikkatle yüzüme baktı bu sefer.

Arkadaş olmaya çalışır gibi bir havası yoktu, daha çok kim olduğumu öğrenmek isteyen biri gibiydi. Tekrar konuşmak üzereydi ki araya bir ses girdi.

Şizofren olan beni anlamış gibi adının Asaf olduğunu öğrendiğim adama hızlı bir şekilde kafasını çevirirken aynı zamanda konuştu da.
"Seninle konuşmak istemiyor, rahat bırak onu." diye tersledi sesli bir homurdanma eşliğinde.

Sesini duyduğum anda başımı çevirip yatağı Asaf'ın tam yanında olan ve gözlerini kapatıp şimdi sakin görünen adamı süzdüm. Sarı saçları rengini göremediğim gözlerinin hizzasında kesilmişti. Yatağının pencere kenarında olduğunu gördüğümde iç çektim, ne kadar şanslı olduğunun farkında değildi.

HASTA~ GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin