Bana sorarsanız Baran ve onun bomboş geçen hayatı düşünmeye değer değildi, ölümü de öyle olmalıydı ama ne yazık ki, başkaları benim gibi düşünmüyordu.
Ortada bir katil vardı ve o kişi bulunmadan ortalık durulacak gibi değildi, işte bu yüzden hastaların da dahil tüm odaları aranmaya başladı. Aradadıkları şey, cinayet silahıydı ve o da Baran'ın odasında bulunmadığı için katilin kendi odasında sakladığı düşünülüyordu. Kimsenin cinayet silahını odasında bulunduracak kadar aptal olduğunu düşünmüyordum, deli bile olsa.
Benim odam aranmıştı ve tabii ki de bir şey çıkmamıştı. Beni artık rahat bıraktıklarında derin bir nefes alıp koridora çıkmıştım ve çıktığım anda Berat'ın güvenlik görevlilerinden telaşla kaçmaya çalıştığını gördüm. ''Hayır!'' diye bağırıyordu. ''Ben yapmadım!''
Bir güvenlik görevlisi onun üzerine atlayarak normalde deliler hastanesi bile olsa giymediğimiz deli önlüğünü ona giydirmeye çalıştı. Görevlilerden bir kaçı daha Berat onu bağlamaya çalışan adama kolaylık sağlamadığı için yardımına koşuyordu.
Herkes sadece durup olanları çıt çıkarmadan izliyordu. Kimsenin başkasının yardımına gitmeye niyeti yok gibiydi. Berat, ''ben onu öldürmedim!'' diye bağırdığında ise bağlanmasının sebebini anladım.
Bir kaç dakika sonra Asaf gelip onları durdurmaya çalıştığında ise, bir kaç görevli onu kolundan yakalayarak ortamdan uzaklaştırmaya çalıştılar. ''Durun!'' diye bağırdı Asaf. Bir şey anlatmak ister gibi öne doğru atıldı. ''O çakıyı oraya ben koydum!''
Asaf o anda bir bombanın pimini çekip patlamaısnı bekliyordu sanki. İnsanlar kafa karışıklı ile bir Berat'a bir Asaf'a bakarken başımı olumsuz anlamda sallarken yürümeye başladım.
Anladığım kadarıyla bıçağı Asaf ve Berat'ın odasından bulmuşlardı ve cinayeti Berat'ın işediğini düşünmüşlerdi. Asaf da şimdi Berat için kendini feda ediyordu.
Berat'ı tutan herkes bu sefer Asaf'a doğru yönelmişlerdi ve her şeye itiraz etmek için ağzını açan Asaf, bu sefer sesini bile çıkarmamıştı. Deli gömleğini ona giydirilirken insanların, ''-1. kata götürülüyor.'' dediklerini duyuyordum.
-1.kata kimseyi daha önce götürdüklerini düşünmüyorum. O kat kullanılmıyordu bile, muhtemelen farelerin istila ettiği tek kişilik bir hücreye kapatılacaktı ve Asaf bunu sırf Berat oraya gitmesin diye yapıyordu.
Berat itiraz etmeye başlarken Asaf ona sorun olmadığını söyleyip duruyordu. Yanlarından geçip gideceğim sırada Berat göz ucuyla beni görünce gözlerimi devirip yürümeye devam ettim ama o arkamdan bağırmaya başladı.
''Katil o! Biliyorsunuz o! Baran'a iftira da atmıştı, kavgalıydılar zaten. O yaptı,''
Hemşirler onu sertçe tutup sakinleştirici verirken hala var gücüyle arkamdan bağırıp çağırıyordu. Bu görüntüden tabii ki de hiç etkilenmemiştim ama Asaf'ın bu kattan alınıp -1. kata verilmesi beni üzmüştü. Göz göze geldiğimizde yüzünde mahçup bir ifade vardı. Yerimde kaldım.
''Tam da konuşmaya başlarken,'' deyip üzerini gösterdi. Ardından hiç ondan beklemeyeceğim bir içtenlikle, ''Özür dilerim,'' dedi. Görevliler onun kolundan tuttuğunda, ''Her kim yaptıysa onun nasıl biri olduğunu bilerek onu öldürmüştür. Artık sana inanıyorum.'' dedi.
Sonra gitti. Görevliler tarafından hiç kibar olmayacak bir şekilde yürütülmeye başladığında yoluma devam ederek bahçeye çıktım. Güneşli havanın tadını çıkarmak için merdivenlerin basamaklarından inerken en sonunca basamakta durup oturdum.
Aklıma Asaf'ın gereksiz yere Berat için yaptığı fedakarlık gelince yumruklarımı sıktım. Birinin suçunu üstlenmek için ne kadar saf olman, birini bu kadar sevmen gerekirdi? Asaf sanırım duygularını biraz abartılı yaşıyordu; aşkı abarıyordu, sevgiyi abrtıyordu, bağlılığı abrtıyordu, arkadaşlığı abartıyordu...her şeyi abartıyordu ve bu nedense canımı sıkmıştı.
Yanıma Ali'nin oturmasıyla ayaklarımı kendime çektikten sonra başımı dizlerimin üzerine koyup ona baktım. Burnumun ucuna kadar kendi sigara paketini uzatıp içinden sigara almamı bekledi. Kafamı kaldırktan sonra elimi uzattığım anda ben daha paketten sigara alamadan hızlı çekip başını olumsuz anlamda salladı. Paketten bir dal alırken iki dudağının arasına yerleştirip çakmakla ucunu tutuşturdu.
Sigaradan derin bir nefes alırken sigarayı bu sefer iki parmağının arasına alarak gri dumanı üfledi.
''Baran'ın öldüğünü duydun değil mi?'' dediğinde sesinde üzüntünün zerresi yoktu.
Başımı aşağı yukarı salladığımda onu düşündüğü için gözleri yine öfkeyle parıldadı.
''ilişkiniz olduğunu düşünmüştüm, sana istemediğin halde dokunduğunu bilseydim...'' dedikten sonra cümlesini tamamlamak yerine sigaradan bir nefes daha çekti. ''Emin ol Sıraç, onu sana tekrar dokunmayı bırak, sana yanlışlıkla gözü bile değemeyecek hale getirirdim.''
''Neyse ki öldü,''
''Hak ettiği kesin,'' dedi sinirle. Sigaradan bir duman daha çektikten sonra uzanıp elindeki sigaraya dokunduğumda dudakları aralanmıştı, arkama yaslandıktan sonra elindeki sigarayı alıp bende bir nefes çektim içime. Hala bana bakıyordu. Gülümseyip sigarayı geri uzattığımda tereddüt etmeden almıştı.
içimden bir ses, normalde sigarayı bana asla vermeyeceğini ama kendi dudakları değdi için vermeyi kabul ettiğini söylüyordu ama şuanda götten atıyor da olabilirdim. Gözlerini sigara tutan eliyle kaşırken, ''Berat ve Asaf'ın odasında bulmuşlar cinayet silahını.'' dediğinde başımı sallayarak katıldım ona.
''Asaf da Berat için kendini öne attı.'' sesimin istemsizce sinirli çıkmasından dolayı gözlerim fark etti mi diye Ali'ye kaydığında cümlemi tamamlamama fırsat bırakmadan gözlerini bana diktiğini fark ettim.
Sigarasını yere atıp ayağıyla ezerken doğruldu. Elini bir dizinin üzerine koyup, ''Sana ne bundan?'' diye hesap sormaya kalktığında omuz silktim.
''Saçma geldi de ondan.''
''Birini kendi hayatından vazgeçecek kadar sevmenin neresi saçmaymış?'' kaşlarını çatıp önüne döndü.
Gülümsedim. ''Asla anlamlandıramadığım bir durum.''
''Kötüyü çağırma.'' dedikten sonra bir kaç dakika sessiz kaldıktan sonra tekrar bana çevirdi gözlerini. ''Sence katil hastalardan biri mi?''
Ali bu soruyu sorduğu anda daha önce hazılranmış gibi, ''hayır,'' dedim. ''hastalardan olduğunu düşünmüyorum çünkü bunu yapmak neredeyse imkansız bir şey. Bir kere kesici alet bulmak zor, eline bir hastanın odasının anahtarını düşürmek zor. '' Bende Ali'ye dönerken ellerimi birbirine kenetledim. ''Geceleri kapılar kilitleniyor üstelik, nasıl çıkacaksın dışarı?''
Yeşil harelerime dalıp giderken sarhoş gibi gülümsedi. ''Görevlilerden birinin yaptığını düşünüyorsun yani?'' diye sorunca başımı onu geçiştirir gibi salladıktan sonra, ''ondan nefret eden biri yapmış olmalı,'' dedim. ''kim olduğuyla ilgilenmiyorum sadece dünyayı bir beladan kurtarmış oldu.''
...
-- . .-. .... .- -... .- / .- .-. -.- .- -.. .- .--.. .-.. .- .-. --..-- / --. ..-- -. ..-- -. ..-- --.. / -. .- ... .. .-.. / --. . -.-.. .. -.-- --- .-.?