İsmimi öğrenmişti ve bu da demek oluyordu ki pes edip listeme bakarak bilgilerimi okumuştu. Ama asıl takılmam gereken kısmın bu olmadığını biliyordum.
Ne demişti o? Bana ne yaşadığını anlatacaksın mı?
Bunu bana söyleyen ilk kişi değildi ama söyleyiş tarzı kesinlikle herkesinkinden farklıydı. Bir kere buna mecburmuşum gibi söylemişti.
"Ayağa kalk!"
Tepemde dikilerek kollarını göğsünde kavuşturdu. Gelen güneş ışıklarını kapattığı için bu duruma sevinmiştim bile.Ellerimi yere bastırarak tam kalkacağım esnada ayakkabısı ile ellerime bastırınca beklemediğim için inleyerek elimi çekmeye çalıştım. Ağzımdan inleme de dahil her hangi bir ses çıkınca otomatik olarak rahatsız oluyordum bu da yetmezmiş gibi bu sesi çıkartma yöntemi beni deli ediyordu. İlk defa konuşmayı bu kadar istedim, yüzüne yüzüne küfür etmeyi... Ama sustum ve acılar içinde kıvranırken dişlerimi birbirine geçirerek dayanmaya çalıştım.
"Ya da vazgeçtim," dedi sırıtarak. Ayakkabısının ellerimin üzerindeki baskısını bir an bile çekmeden konuşmaya devam edince dolan gözlerimi ondan gizlemek için başımı eğdim. "Sürünerek bize yetiş."
Bir kaç kişinin de içten içe sinirlendiğini biliyordum ama yine kimse ağzını açmadı. Ali koşmayı bırakıp bize bakan deli topluluğuna gözlerini çevirdi. Konuşmadan önce elime uyguladığı baskıyı daha da arttırdı, doğrulmaya çalıştım.
''Koşmaya devam edin!''
Kısa bir tur attı gözlerim onların arasında, itiraz etmeden önce yavaşça sonra giderek hızlarını arttırarak koşmaya başladılar.''Ne diyorduk,'' Gözlerini kısarak bana baktı. ''Ciddiyim, unuttum. Ne diyorduk?''
Ortada komik bir şey varmış gibi yüzünde eğlenen bir ifade oluşmuştu.
Ellerimi tekrar çekmeye çalıştım ama her çekmeye çalıştığımda daha da eziyordu ellerimi.''Hah,'' dedi hatırlamış gibi yaparak. ''Sürünerek gel,''
Gözlerimle ayaklarını işaret edince yeni hatırlamış gibi yaparak ağır ağır çektiği ayağını. Ellerimin kırmızılığı ayakkabısının altındaki kirden dolayı görünmüyordu bile, hep toz toprak olmuştu. Kıyafetlerimin beyaz renkte olmasını umursamadan elimin tersini eşofmanımla sildim. Sinir bozukluğu ile tekrar ellerimi yere koyduğumda bu sefer sağ ayağını kaldırarak sırtıma bastırıp kalkmama engel olunca yere sert bir düşüş yaptım. Düşüşün etkisi ile çenemi yere çarptığım için ahlayarak kafamı kollarıma gömdüm. Bir kaç saniye gözlerimi kapatarak acıyı hazmetmeye çalıştım ama ayağa kalkıp bu adamın ağzını burnunu kırmamak için kendimi zor tutuyordum. Derin bir nefes aldım sakin olmak için. Bu adam günahsız bir meleği bile katil yapardı.
"Sürünerek ilerle diyorum." dedi o da sinirlenmeye başlarken.
Beni burada şuan sikse bile bunu yapmazdım ve bunu o da çok iyi bilmeliydi.
Sinirle soluyarak direklerimi ayağına vurunca tekrar gülümseyerek ayaklarını çekti sırtımdan.
Önce ona baktım, ani bir hareket yaparsam karşı koyma ihtimalini hesaplamaya çalıştım ama sağ taraftan gelen sese odaklanmış bakıyordu.Hızla ayaklarımı kendime çekip ellerimden destek alarak ayağa kalkınca gözleri hemen bana çevrilmişti. Yumruğumu kaldırıp onun suratıyla buluşturduğumda etrafımdaki tüm sesler aniden kesildi. Bana zaten bir yumruk yetmezdi bu yüzden ikinci bir yumruğu, ona vurduğumu hazmetmeye ve algılamaya çalışırken hala yumruğumun etkisi ile yan tarafa dönmüş suratına konumlandırdım. Ellerim hala havadayken bileğimden sertçe tuttu, boynundaki damarlar belirginleşince yüz ifadesi öyle bir öfkeye bürünmüştü ki böylesini ilk defa görüyordum. Dehşetle ağzından çıkardığı öfke dolu tek bir küfürden sonra beni geriye doğru itti. Düşüşün etkisi ile sadece bir saniyeliğine düşeceğim yere bakarak kendimi buna hazırlamak için ellerimi arka tarafa götürüp düşüşü hafifletmeye çalıştım. Hala ona vurduğumu kendine yediremiyormuş gibiydi ama beni ittikten sonra olduğu yerde dikilmek dışında bir şey yapmadı. Etrafta insanlar olmasaydı onun da bana vuracağından adım gibi emindim hatta onu durduran tek şey bu diyebilirdim.