20

3K 282 157
                                    

Yumruğumu kaldırıp hiçbir işe yaramayacağını bile bile kapıya vurmaya devam ettim hırsla.
İçimden, çıkarın beni buradan diye haykırırken her zamanki gibi sesimi duyan yoktu. Tek başımaydım, yalnızdım, korkuyordum. Yanaklarımdan aşağı doğru süzülen sıcak bir sıvı hissettiğimde ağladığımı anladım, elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim.

Yumruğumu tekrar kaldırıp art arda kapıya hiç durmadan vurmaya devam ederken birinin artık gelip beni çıkarmasına ihtiyacım vardı. Kapıyı boş vererek bir pencere bulma umuduyla etrafıma bakındım.

Etrafımı döndüğümde daha önce fark etmediğim bir şey gözüme çarptı. Bu oda bomboştu, içinde hiçbir şey yoktu. Ne bir yatak, ne dolap ne de bir masa. Odanın bomboş olması yetmezmiş gibi duvarlardan tutun tavana kadar bembeyaz olduğunu görmek beni afallatmıştı.

Yutkunup kapının karşısındaki küçücük pencereye doğru adımladım. Ellerimi kaldırmak istedim kolu çekmek için ancak kalkmamıştı, üstünde durmayarak ayak ucumda yükselip boyumu geçen pencerenin ardında neler olduğunu çözmeye çalıştım. 

Pencerenin önü tahtalarla kapatılmıştı. Görebildiğim tek şey karanlıkta yansıyan yansımamdı. Yansımada tuhaf bir şey vardı, doğru olmayan, kabullenemediğim bir şey. Yansımamın bana gülümsediğini görüyordum, elindeki bıçağı dudağına dokundurup, sus işareti yaptı gülümseyerek. Kafamı çekerek başımı salladım, sanırım burada olmamın etkisiyle giderek kafayı yiyordum.  

Sessizlik hiç olmadığı kadar canımı sıkmaya devam edince kapıya yöneldim son çare olarak. Yumruğumu tekrar kaldırmayı denedim ama elimin yine kalkmadığını görünce kafamı eğip ellerime baktım ne olduğunu görmek için, kollarımın akıl hastaları gibi bağlandığını fark edince yükselen kalp atışlarımdan daha baskın çıkarmaya çalıştığım sesimle tüm gücümle bağırdım.

''Çıkarın beni buradan!'' Ardından durup sessizliğin can sıkıcı sesini dinledim.
Kafamdan aşağıya doğru akan bir ıslaklık göz bebeklerime ulaşmadan kirpiklerimi kapattım sıkıca. Akan ıslaklık durunca göz kapaklarımı araladım yavaşça, kirpiklerimin arasına bulaşan kırmızı rengi fark ettim. Deminden beri yumruğum yerine kafamı vurduğumun farkına vardım. Alın bölgemden gelen yüksek acıya odaklanamayacak kadar korku doluydum.

''Çıkarın, yalvarırım. Ali!''

Kafamı tekrar sertçe kapıya geçirince acı katlanılamaz dereceye ulaşmıştı.
''Çıkar beni!''

Kapıya anahtar takılma sesini duyduğumda anında geri çekilip kimin geleceğini merakla bekledim. Ali gövdesini kapıdan çıkardığında kaşlarını çatarak bana baktı.

''Niye bağırıyorsun?'' dedi tahammülsüzce. Ağzımı açmama izin vermeden tekrar konuştu. ''Kimsenin umurunda değilsin, şu sesini kes.'' dedi sertçe. 

''Ali,'' diye fısıldayınca kaşlarını daha çok çattı.

''Hala kendine hayali kahramanlar mı yaratıyorsun sen!''

Kendimi toparlayarak köşeme çekildim, sinirle suratıma bakmaya devam etti.
''Anne,'' diyerek düzelttim. Ali'nin yüzü annemin yüzüne dönünce dudaklarımı birbirine bastırdım. Duvara bedenimi sıkıca dayayarak ondan olabildiğince uzak durmaya çalıştım.

''Yine ağlamayacaksın değil mi? Erkek ol biraz.'' Kapı kolunu kavradı. ''Akşama kadar sesini kesmeye çalış, belki o zaman çıkarırım seni.''

''Hayır!'' diye bağırıp koşarak kapı kapanmadan ona ulaşmaya çalıştım ancak o benden önce davranıp kapıyı kapatınca çığlık attım. Çok beklemeden kapıya anahtarı tekrar takıp kilitledi. ''Hayır!'' diye tekrar bağırdığımda sıçrayarak yatağımdan uyandım. Ter içinde kaldığımdan emin bir şekilde kendimi inceledim nefes nefese kalmış bir şekilde. Bir yandan da hiç durmadan ağlıyordum.

HASTA~ GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin