"Bunu neden yaptın?"
Gelen göz yaşlarımı geriye iterek doktorun masasına yaklaşıp yumruğumu masaya indirdim.
"Yani ona inanıyor musunuz! Bana tecavüz etmek üzereydi, eğer onlar yetişmeseydi..."
Sonra sustum. Çünkü doktorum bana inanmıyordu gerçekten de benim pijamamı indirdiğimi düşünüyordu. Bu kadarı da olamaz diye düşünürken gerçekten de Baran'ın oldukça saçma savunmasını haklı bulup benden neden yalan söylediğimi sorguluyorlardı. Üstelik kapı açıldığı sırada üstümdeydi, onu üstümden almışlardı.
"Daha önce de ona öyle bir iftira atmışsın."
"Daha önce?" Kaşlarım çatılırken doktorun masasındaki kalem kutusunun içindeki mavi kapaklı kalem bana göz kırpıyordu, içimdeki bir ses onu alıp gözlerine saplamamı söylüyordu.
"Sadece yanlış anlamıştım, Berat benim arkadaşım haliyle yüzünden hoşnutsuz bir ifadeye eşlik eden acı dolu inlemesini duymak beni böyle düşünmeye itti. Rahatsız olmuş gibiydi ama o sadece, birinin onu görmesinden korktuğu için öyle bir ifade takındığını söyledi."
Doktorum derin bir nefes alıp kısa bir an düşündükten sonra başka bir konuya geçmeye karar verdi.
"Ali hemşiri neden yaraladığını sorabilir miyim peki?"
"Bu onunla benim aramda." Dedim tek seferde.
Doktor buna sadece gülümseyerek önündeki not defterini karalamaya başladı.
"O zaman taburcu olma zamana iki ayın daha eklendiğini duymak seni mutlu edecektir."
Dişlerimi sıkarak yumruğumu kaldırıp defalarca doktorun masasına vurmaya başladım o kadar kızdım ki o anda beni öfkelendiren kişinin üstüne saldırmak istedim ancak bunu yapmayı istemeyecek kadar aklım yerindeydi. Taburcu olacağımı bile düşünmüyordum ama bu mümkünse eğer bir kaç ay daha uzamasını istemiyordum.
"Bitti mi?" Dedi doktor. Burnumdan nefes verip yerime geçtim tekrar.
"Konuşmaya karar vermen beni çok sevindirdi Sıraç, ama neden şimdi. Seni ne konuşmaya itti?"
"Size yönelik küfürlerimi içime saklamaktansa size yönledirmenin benim için daha sağlıklı olacağına karar verdim."
"Ah, harika. Sevindim."
Not defterini kenara alıp kapağını kapadı."Onu ne zaman göreceğim?"
Doktorun kaşları meraklı bir ifadeyle havalandı. "Anlamadım, kimi?"
"Ali'yi." Dedim. İsmini söyledikten sonra yüzüme yanlış bir ifade yerleştirmemek için kendimi ikna etmeye çalıştım.
Sakın etkilenme. Etkilenme. Etkilenme...
Ama gözlerimden duygulu bir ifade geçtiğinden oldukça emindim.
Tanrım. Bedeninden oluk oluk akan kan ve ne kadar konuşsam da bana cevap vermeyişi aklımdan çıkmıyordu.Ama bir yandanda neden bu kadar düşündüğümü bilmiyordum çünkü o adam resmen beni ölümün kucağına doğru itip itip geri çekmişti, şimdi aynı karşılığı verdiğimde neden kötü hissediyordum ki?
Aptal mıydım?
Doktorum burada olmasaydı ellerim doğrudan dudaklarıma giderdi çünkü onu yaralamadan önce beni öptüğü an aklıma gelmişti. Beni sevmiş miydi acaba? Aşık bile olabilirdi.
"O burada," dedi nasıl daha önce fark etmedin bakışları eşliğinde bana bakarak.
"Ne?"
"Ali burada. Bir hafta önce hastaneden taburcu olup geldi, onu alt katlara yönlendirdik."