Sert bir soluk aldım ama su sesinden duydu mu bilmiyordum ayrıca şuan tam yanımda utanmadan tuvaletini yapmakla meşguldü yine de ara sıra göz ucuyla bana baktığını görebiliyordum. Onu uyarıp önüne dönmesini defalarca söylememe rağmen bakışlarının hala kaydığını görmek beni deli ediyordu.
"Eşcinsel misin?" Diye bağırdım biraz yüksek bir sesle. Elime şampuanı alıp önce kapağını açarak içini kontrol edip şüpheyle kokladıktan sonra yüzümde umutsuz bir ifadeyle elime biraz döktüm.
"Değilim. Sikecek bir göt lazım sadece."
Tam onun söyleyeceği cinsten bir cümleydi, oldukça mide bulandırıcı.
"Biliyor mu?" Dedim sertçe ama ses tonuma aldırmayarak yüzünü bana çevirip gülümseyince ona hangi tarafımı döneceğimi şaşırdım.
"Berat mı?" Dedi. Ondan bahsettiğimi biliyordu yine de emin olmak için bu soruyu sorması başka bir şey düşünmeme sebep oldu.
Saçlarımı köpürtmeye başlarken onunla konuşuyordum da aynı zamanda.
"Evet. Bilmediğim başkası mı var?"
Gözlerini kısarak bana döndüğünde peçeteye uzanışını görmezden geldim, hiç utanması yoktu.
"Sesin beni kıskanır gibi çıktı, hoşuma gitti bak."
Sıcak su Baran'ın açtığı yaralara temas ettiğinde canım acıdığı için ve bu şerefsiz tam yanımda tuvalet ihtiyacını giderdiği için öfkeyle homurdandım.
"Gözlerini çek bence üstümden."
Ancak bu sefer gözlerini çıplak vücudumdan ayırmadı bir türlü. Kendimi liflemeye ara vererek bakışlarımı ona çevirdiğimde mavi harelerinin bacaklarımda olduğunu fark ettim.
"Ne oldu lan sana?" Dedi sorgulayıcı bir ses tonuyla. Bel atı konuşmalarına ara vererek konuşması dikkatimden kaçmamıştı.
"Seni ne ilgilendirir?"
"Morarmış hep."
"Sana ne?" Dedim bu sefer daha yüksek bir sesle. "Önüne dön." Gözlerini devirerek önüne döndüğünde bende bacaklarıma çevirdim bakışlarımı. Görmediği başka morluklar vardı vücudumda ama en dikkat çekici morluklar bacaklarımda olduğu için oraya bakmıştı direkt.
Derin bir nefes aldım. Merdivenlerden düşerken olmuştu. Ali'nin ikinci kez beni düşürdüğü merdivenler...
Aptalcaydı biliyordum ancak düşünmeden edemiyordum, öldürmüş olsam bile en azından bilmek istiyordum, içimi kemiren bir merak duygusuyla baş başa bırakmıştı beni.
Berat'ı bugün almak için gelen hasta bakıcılarına Ali'nin durumunu sorması için Baran'dan sormasını rica etmiştim ama bana gıcıklık olsun diye bu ricama sadece gülüp yatağına uzanmıştı. Bende sormamıştım çünkü konuştuğumu duyarlarsa beni doktorumla defalarca görüştürürler, başıma belki de tekrar üşüşürlerdi bu yüzden sessiz olmak o an en mantıklısıydı.
Ama merak ediyordum ve bu duygudan nasıl kurtulurdum bilmiyordum.
Suyu kapattığımda Baran da pijamasının iplerini bağlamakla uğraşıyordu.
Bir havlu alıp belime sardım.
Baran'ın sikecekmiş gibi bakan gözleri bu sefer vücudumun üst kısmına odaklandığında sakin olmaya çalışarak yürümeye başladım.
Nedense ben tam banyoya girecekken tuvalete gireceği tuttu ve ben ne kadar tutması gerektiğini söylersem söyleyeyim, eğer açmazsam olduğu yere çömelip tuvaletini yapacağını söyleyerek tehdit etmişti beni. İnanmamıştım başta ama bu aptal pijamasini indirip gerçekten kapıya doğru işediğinde daha ileriye gidip burayı kokutacak kadar aşırıya kaçmadan koşup kapıyı açmıştım. Banyoya girmeden görevlileri çağırıp temizletmişti.
