Merhabaa, vote vermeyi ve satır aralarına yorum bırakmayı unutmayın.
~~
Teneffüste Derya ile beraber bahçede bankta oturuyorduk.
"Metin'e olan hislerin nasıl? Artıyor mu, azalıyor mu?" Diye sordum.
"Sanırım artıyor Çilek."
"Ayy gerçekten mi? Ne zaman söyleyeceksin ya?" Sorumla biraz durgunlaştı.
"İşte onu bilmiyorum. Boşver, söylerim bir ara," Tam bir şey diyecektim ki yeniden konuştu. "Bak bizimkiler orada gidelim."
Gösterdiği yere baktığımda İsmet, Metin ve Dora'nın bankta oturup bir şeyler konuştuğunu gördüm.
"Hello naber?" Dora'ya gülümsedim.
"İyiyiz sen?"
"Ben de iyiyim." Beraber sohbet etmeye başladık.
"Bence her ne olursa olsun sıkı çalışmanız gerekiyor." Konu basketbol maçına geldiğinde Derya ve Metin hafiften tartışmaya başlamıştı.
Metin Gökhan'ın çok abarttığını, nasıl olsa yeneceklerini söylüyordu. Derya ise antremanın her şey olduğunu, diğer türlü hiç şanslarının olmadığını söylüyordu.
"Biz hiç antrenman yapmasak bile yeneriz." Derya hafifçe başını sağa sola salladı.
"O işler öyle olmuyor. Her zaman antrenman gereklidir Metin. Kendine güvenmen güzel bir şey ama burnu havada olmamalısın." Dedi.
"Burnu havada mı? Benim mi? Ben sadece doğruları söylüyorum."
"Neresi doğru? En başarılı sporcular bile defalarca tekrar ediyor, sen onların yanında nesin ki? Hem basketbol oynuyorsun, antreman yapmanız gerekiyor." Onların kavgası daha da şiddetlenirken Dora ve İsmet'in çekirdek çıkarttığını gördüm.
"Ciddi misiniz?" Dora başını salladı.
"Bunların atışması bitmez. İzlemesi zevkli." İsmet'in dediğine gülüp ses çıkartmadan durdum. Eğer biz araya girersek hiç durmazlardı.
"Ne yani ben haksız mıyım Çilek?" Derya'nın cümlesini duyunca gözlerimi kıstım.
"Şey. Ne konuda tam olarak?" Ellerini beline koyup bana küskünce baktı.
"Sen bizi dinlemiyor musun?"
"O kadar hızlı laf atıyorsunuz ki biz bile yetişemiyoruz Derya." Dedi İsmet.
"Laf atmıyoruz bir konu hakkında konuşuyoruz." Bu sefer Metin konuşmuştu.
"Bu mu konuşmak?" Dora çekirdeği çitleyip demişti.
"Metin ne yapıyorsun orada?" Gökhan'ın sesini duyduğum zaman hemen arkamı döndüm. Ay nasıl özledim.
"Ne oldu ki?"
"Ne mi oldu? Antrenman var, maçımız falan var hani, hatırlarsanız Metin bey?" İğneleyerek konuşuyordu ve hafif hafif sırıtıyordu. Alaycı bir sırıtma şekliydi bu.
"Naber Gökhan?" Diyerek yanına gittim. Çok uzundu ya, kafamı kaldırmam gerekiyordu.
"İyiyim Çilek, gerginim maçtan dolayı biraz." Diyip başka bir şey demedi. Elimi belime koydum.
"Ben de iyiyim sorduğun için sağol." Dedim.
"Kusura bakma, dünden sonra konuşmak istemezsin diye düşündüm."
"Ama dün sana çabalamak istediğimi söylemiştim ki. Niye böyle düşündün? Dediğim her şeyde ciddiydim." Diğerleri bizi dinlemiyormuş gibi yapsa da, dinlediklerini biliyordum.
"Biraz özel konuşalım mı?" Dediğine kafa salladım. Bizimkilerden uzaklaşıp kenarda konuşmaya başladık.
"Bak Çilek, görüyorum ama ben cidden istemiyorum."
"Neyi?" Diye sordum.
"Yani sevgili olmayı, ne seninle ne bir başkasıyla. Anla beni. Hayatımda birisini istemiyorum, bu yüzden seninde saçma sapan çabalamanı istemiyorum." Dediği sırada yanımızdan geçen Rümeysa'yı gördüm.
"Çilek." Diyerek imalı imalı güldüğünde gülümsemeden edemedim.
"Ne oldu?" Gökhan'a döndüm.
"He yok bir şey." Dedim.
"Senin benden hoşlandığını biliyorlar mı?"
"Yani, hislerimi içimde tutamam. Anlatacak birisini bulunca içimi döküyorum. Bilmiyorum kaç kişiye seni anlattığımı." Diyip gülümsedim..
Ellerini saçlarının arasından geçirip derin bir nefes aldı. "Sana istemiyorum dedim ama?"
"İyi de sen bana dün dedin, ondan çok öncesinde ben söylemiştim zaten. Ayrıca istemiyorum dedin benden hoşlanma demedin ki, nasıl hemen vazgeçeyim senden?" Dedikten sonra kafamı yana eğdim.
"Eninde sonunda vazgeçmen gerekecek Çilek. Buna kendini şimdiden hazırlasan senin için daha kolay olur." Bir şey demedim. Bir süre bana baktı, ben de gözlerimi çekmeden onu izledim. Zil sesi bakışmamızı bölen şey olmuştu.
"Ben antrenman için gideyim. İyi dersler."
"İyi çalışmalar size de." El salladım.
Belki gurursuz olduğumu düşüneceksiniz ama öyle değilim. Metin'den aldığım tüm bilgiler doğru çıkıyordu ve ben de ona göre hareket ediyordum. Gökhan'ın hayatında birisini istemediğini biliyordum, işkolik adamlar gibi okul ve spor tüm hayatı olmuştu. Sadece biraz ısrar edip, ona yakın olsam bence o da bana alışıp, beni sevmeye başlardı.
Eğer bunlardan çözüp alamazsam elbette benim de vazgeçme zamanım gelirdi. Fakat o zaman şimdi değil, kolay kolay vazgeçmek istemiyordum.
~~
Bölüm sonu olsun, sonra görüşürüz.
İsmet benim yakın arkadaşım ve onunla beraber kitabımda çekirdek sahnem olsun istedim. Bu yüzden ben varım kitapta!
Böyle bir şeyi daha yapar mıyım bilmiyorum, Dora hakkında sahne gelmez. Ben kendi hayatımı biliyorum zatensu.Neysecime, vote vermeyi unutmadınız herhalde? O halde görüşürüz. Muck. 💞💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahveye Bayılırım ✔️ | Yarı Texting
Jugendliteratur❝Tamamlandı.❞ Çilek: Seni kahveyi sevdiğim kadar seviyorum. Çilek: Ve ben kahveye bayılırım! Gökhan: Çilek sen misin? Çilek: Evet nasıl bildin ki? Gökhan: Profiline bakıp tanımak çok zor olmadı diyelim. Çilek: Benim profil fotoğrafım mı varmış ya? Ç...