Ayay bugün çok heyecanlı olacakkxownsow.
Hoş geldiniz, iyi ki geldiniz, keyifli okumalar. (Bir de vote isterim güzelim/yakusuklum muah.)
~~
"Derya çok heyecanlıyım ya!" Okulun bahçesinde, bizi maçın yapılacağı yere götürecek otobüsleri bekliyorduk. 6 sınıf vardı ve takımdakilerin sınıfları geliyordu.
"Sakin ol Çilek." Dedi gülerek ama ben sakin olamıyordum.
"Acaba başka bir kıyafet mi giyseydim? Böyle çok sade oldum." Diyerek üstüme baktım. Normal okul eteğim ve formanın üstüne, her zaman giydiğim siyah hırkam vardı. Ayağımda da kırmızı converse ayakkabım. Bir de bugün çorap giymemiştim.
"Ne giyecektin ki? Bir dur ya, çocuğu okul birincisi olan anneler gibisin."
"Zaten biricik yavrum maça çıkıyor. Herhalde heyecanlı olacağım." Dedim ve gülümsedim.
"Kızlar." İsmet'in ardından Metin ve Bilal yanımıza geldi.
"Selam çocuklar." Dedi Derya. Metin onun yanına gidip kolunu omzuna attı. Gözlerimi kocaman açıp, imalı imalı Derya'ya baktım. Eliyle sus işareti yapınca önüme döndüm.
"Ay benim kocamsuyum nerede?" Diye sordum. Bilal kahkaha attı.
"Ney? Kim ne?" Diyerek bana doğru eğildi.
"Kocamsu." Dedim kaşlarımı çatarak.
"Buradayım." Gökhan'ın sesini duyunca hemen arkama baktım. Buradayım mı demişti o? Ben yanlış duymadım değil mi?
"Çilek iyi misin? İnme indi kıza." İsmet elini önümde sallayınca kendime geldim.
"N'aber?" Diyerek Gökhan'ın hemen yanına yanaştım. Uzak kalamıyorum yahu ne yapayım?
"İyiyim Çilek senden n'aber?" Derken bana doğru dönmüştü hatta yüzüme eğildi. Ama çok değil, konuşurken refleks olarak yapıldığı gibi.
"Ben de iyiyim." Dedim.
"Heyecanlı, hem de bayağı." Dedi Derya bize bakarak.
"Harbiden sen bizden daha heyecanlısın." Diyen Metin'e göz devirdim.
"Sanki sizin için heyecanlıyım. Kocamsu için heyecanlıyım üstünüze alınmayın." Diyerek kollarımı önümde birleştirdim.
"Çilek konuşalım mı?" Gökhan'a dönüp kafamı salladım.
Onlardan uzaklaşıp, arka bahçeye doğru ilerledik. Ders saati olduğundan bomboştu.
"Şey kocamsu dediğim için mi konuşmak istedin? Ama ben yapmadan olmuyor ki, içimde tutamıyorum." Deyip yüzüne baktım, o da bana bakıyordu. Bir şey demeyince başımı yere eğdim. "Özür dilerim."
"Niye özür dilemeni gerektirecek bir durum yok ki?" Dedi.
"Ama istemiyorsun, ben ona rağmen yapıyorum." Dudağının kenarı hafifçe yukarı çıktı. Güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahveye Bayılırım ✔️ | Yarı Texting
Novela Juvenil❝Tamamlandı.❞ Çilek: Seni kahveyi sevdiğim kadar seviyorum. Çilek: Ve ben kahveye bayılırım! Gökhan: Çilek sen misin? Çilek: Evet nasıl bildin ki? Gökhan: Profiline bakıp tanımak çok zor olmadı diyelim. Çilek: Benim profil fotoğrafım mı varmış ya? Ç...