-7-

8K 587 406
                                    


İçimizdeki kurtarılmayı bekleyen çocukluklarımıza :)

Bazı sözler adam öldürür, kan dökülmez ama içine akıttığı her gözyaşı onun ölümünün kanıtıdır aslında.

Vücudunuzda izler yoktur, ama aklınızın, yüreğinizin bir köşesinde hep izleri kalır. Düşünmeden söylenen tek sözü düşünerek ölürsünüz. Tek bir söz aklınızda döner durur, bir yumruk gibi değildir sözler. Fiziksel acı silinir, gider acısı. Ama zihninize işlemiş tek sözü silmek için insan yıllarını verir.

Bana anlatmaya çalıştığı şey buydu.

Ama bana zayıflığını gösterdiği sürece zihnindeki attığım kurşunla yaşamak zorundaydı. Bana açıklığını gösteriyorsa bunu haketmişti.

Kitapları fırlatıp pencereye ilerlerken kapı sesi ile döndüm. Yere düşen kitaplara bir bakış atıp yarım ağız güldü.

"Okumak istediğini sanıyordum," dedi sorarcasına. Kollarını göğsünde birleştirip kapının pervazına yaslandığında birkaç saat önceki yıkılmış adamı göremedim.

"Ergenin biri saçma sapan şeyler yazmış kitaba." Dedim rahatsız edici bir rahatlıkla. Tek kaşını kaldırıp başını omzuna eğdi.

"Gözün döndüğünde nefret ettiğin zorbalarına dönüştüğünün farkında mısın Efsa?" Dediğinde bakışlarımı ondan kaçırdım. Dönüp pencereye ilerledim.

"Onlardan nefret ediyorsun ama sen de onlar gibisin aslında, biliyor musun? Onlar da zayıflığını görünce anında vuruyorlardı, şimdi sen de benim zayıflığımı gördüğün her an vuruyorsun." Öfkeyle soludum.

"Saçma sapan konuşuyorsun yine."

"Aynı muameleyi onlar sana yapmıştı, değil mi? Kendini açıklamaya çalıştığın her an ergen damgası yedin, şu an bana yaptığın gibi."

Bir süre sessiz kaldım. Haklı olması beni daha da öfkelendirdi. Haklıydı, tam olarak bunu yapmıştım. Onlara nefret kusarken aslında onlara dönüşmüştüm. Bahsettiği gibi kırıldığımda kendimi açıklamaya çalıştığım her an bana ergen damgası yapıştırılmıştı. Sözlerim dikkate alınmamış, onlara gösterdiğim her zayıflığımdan beni en kötü şekilde vurmuşlardı.

Sessiz kaldım çünkü haklıydı.

Sessiz kaldım çünkü onlara dönüşmek hayatımda istediğim son şey bile değildi.

"Bende kendini gördün mü hiç? Ben Efsa, sen Harun. Ben kendimi sana gösterirken, açıklamaya çalışırken sen beni dikkate almayıp dalga geçiyorsun. Harun da böyle yapmıştı, değil mi?" Pencerenin pervazını sıkarken ona döndüm. Başımı eğip dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu benzetme kalbimi ağrıtmıştı. Benzemeyi en son isteyeceğim kişiye gerçekten benzemiştim. Gözüm dönünce ondan bir farkım kalmamıştı. Suçlulukla ellerimle oynamaya başladım. Bakışlarımı kaçırdıkça gözlerim doluyordu. En sonunda bakışlarımı ona çevirdiğimde dolu gözlerim taşıp aktı yanaklarımdan. Çünkü ona baktığım gibi Efsa'yı gördüm. O kendini anlatmaya çalışan Efsa, bense önemsemeyip alay eden Harun. Her şeye rağmen kıracak tek kelime dahi etmemesi yine bana Efsa'yı hatırlatırken burnumu çekip daha çok ağlamaya başladım.

"Ve ne var biliyor musun?" Gözümden yaşlar akarken başımı hızla iki yana salladım.

Onu ne kadar kırdığımı duymaya hazır değildim.

"Her zayıflığımdan vurduğunda zafer kazanmış gibi gülümsüyorsun. Seni hiç öyle gülümserken görmedim." Diyip burukça güldü. "Beni mahvetmek seni gülümsetecekse vur öldür beni."

Ruh CinayetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin