-20-

5.8K 438 266
                                    

Onlarca insanın dudaklarından dökülen sözleri taşır küçük bir yürek. Dik duramayışım içimdeki, omzumdaki yüklerdendir benim. Altında henüz kalmadım ama üzerimdekilerle dik durmak mümkün değil.

Bazı yükler ayağa bile kaldıramaz insanı ama senden güçlü olmanı beklerler. Yükleri taşıyabilsem, dik durabilsem duracağım ama bu kadarıyla ayağa kalkmak çok güç geliyor.

Her söz omzuma bir yük olmuş, bazıları yüreğimi ağırlaştırmış, bazıları bedenimde bir yara olmuş. Bazıları titremem olmuş, bazıları bir damla yaş. Her söz bedenimde silinmeyecek bir anlam kazanmış. Yaralar silinse, aklımın en derinine gömdüğüm o söz gömüldüğü yerden hiç çıkamayacak, ölüme kadar benimle gelecekti.

Sargı bezleri yarayı gizledi ama silmedi.

Bir gülümseme acıyı gizledi ama silmedi.

Gündüz gömdüğüm yerden çıkmadı ama geceleri en büyük kabusum oldu.

Yumruklarımı sıkmak gizledi ama içimdeki titremeyi silemedi.

Yük, altında bırakmadı ama duruşumu mahvetti.

Bir kelime büyük titremeler oldu, en büyük kabus oldu, koca bir yumru oldu, bedenimde yara oldu.

Bazı yaraları da bazı insanlar silerdi. Anlamını siler, o yarayı sevmek için yeni bir anlam yaratırdı. Ve yemin ederim ki, Bulut tam olarak o insanlardandı.

Bir bakışından bile anlayabilirdim bunu. Bir gülümsemeden. Anlık yüzüme bakışı bile gözlerindeki tüm ifadeyi silip yerine bambaşka bir duygu getirmişken böyle düşünmemek aptallık olurdu. Ki ben aptal olsaydım buradaki onca insan olmamalıydı ki bana bakıyorlardı.

"İris, duymuşsundur yenge." Kumral adamın dudağının bir kenarı kıvrıldığında grubun içerisindeki insanların da aynı şekilde bıyık altından güldüğünü fark ettim.

Ve hayır, bu İris denen şeyi hiç duymamıştım.

Amcamın boğazıma dayadığı bıçak dışında.

"Duymadım." Dedim netçe. Bulut'a baktığımda bana gözlerini kısarak bakıyor olduğunu gördüm. Göz göze geldiğimizde gülümsedi. Kumral adama döndüğümde az önce baktığım yere, Bulut'a döndü ve tekrar bana döndü. Alayla gülüp başını iki yana salladı.

"Tüh, Kayakan. Yengeye ayıp etmişsin. Sevgilisinin arkasını her seferinde kimlere toplattığını bilmesi gerekirdi." Bulut bakışlarını benden çekip adama döndüğünde ifadesiz bir şekilde yüzüne bakmaya başladı.

"Sevgili değiliz." Dedim konuşmanın içerisindeki en önemsiz şeye dikkat çekerek. Adamın kaşları havalandığında bir Bulut'a, bir de bana baktı. Bulut boğazını temizleyip bana doğru birkaç adım attı. Eli belime hafifçe dokundu ama tutmadı.

"Sen seversin benim arkamı, piçe bak." Dedi Bulut Kumral adama sırıtarak. Adam aynı anda sırıttığında ne yaşandığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

"Nereyi temizliyoruz?" Dedi arkalardaki bir kadın sesi. Uğur'un dik dik baktığı kadın olduğunu anladığımda göz ucuyla ona baktım. Bakışlarını hiç çekmeden kızın üzerinde tutuyor, ifadesizce izliyordu. Çenesini sıkışından bu kızdan pek de haz etmediği belli oluyordu.

Kızın lüle lüle saçları, kahverengi gözlerini daha da güzelleştiren kıvrık gür kirpikleri, küçük burnunun üzerindeki yuvarlak gözlüğüyle tavırlarına zıt oldukça şirin gözüküyordu. Bu grubun içerisindekilere göre biraz daha küçüktü ama yine de dik duruşuyla birlikte onların yanında sırıtmıyordu.

Ruh CinayetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin