DUYURU

103 33 25
                                    

Herkese öncelikle merhaba.

Ben uzun yıllar önce burada kitap yazmaya başladım. Yaşım 13 civarıydı ve ilk yazdığım kitabı çok süre geçmeden kaldırdım. Ardından hala profilimde mevcut olan KARANLIĞIN TUTSAĞI adlı kitabı yazdım. O zaman da yaşım 14 idi. Popüler kitaplarda o zamanlarda kurgu planı sabit bir noktadan ilerliyordu. Okuduklarım da beni etkiliyordu. Şu an o kitabıma dönüp baksam ve düzeltmeye kalksam (düzenlenmiş hali bile tatmin etmiyor) yeni bir kitap oluşur ve şu halinden eminim eser kalmaz. Fakat o yaşımda kelimeleri kullanma biçimim yeni oturuyordu. Ve kurgunun bir yere kadar klişe olması aslında etkilendiğim dönem kaynakları yüzündendi. Kitap için aldığım eleştirileri kabul ediyorum. Benim için ufak bir adım oldu, o yaşımı gösterdiği cesaretten ötürü tebrik ediyorum. Çünkü ne olursa olsun bana devam etmeyi öğretti. Düşsem de kalkmayı öğretti. Sessizliğin içinde ses olmayı öğretti...

16 yaşında hocalarım tarafından keşfedilmiştim. Okul için tiyatrolar yazdım. Oynandı, izledim. Okulu temsil sırasında yazılar yazdım ve o zaman bana bir kitap yaz da okul kütüphanemize koyalım diyen kulüp hocam ve destekleyen müdürümüz ile Zehri Sır adlı polisiye kitabımı yazdım. Matematik hocam matbaa ile çıkaralım ister misin diye sormuştu. Yıllardır wattpadde yazan ve ilk kitabımı oradan çıkarmayacağım diyen küçük ben o teklifi kabul etti. Ve sandı ki ülkemiz kitap okumaya meraklı... Yanıldı. Ama pes de etmedi. 16 yaşında insanlardan güzel yorumları alarak güçlendi. Polisiye yazmak ruhuna nakış oldu. Çok da sevdi.

(2016 2017) döneminde sürekli şiir, hikaye tarzında yazmaya da başlamıştım. Çok fazla şiir merakım vardı. Ben de oturdum tüm yazdığım şiirleri bir romana yedirdim. Hüzün Yurdunun Duran Saati adlı eserim böyle ortaya çıktı. Okuduğum, izlediğim şeyler besledi hep. En nahif kitabım odur. Hislerini yeni öğrenmeye başlamış, babası ile arasında garip bir bağ olan, annesini kaybetmiş ve dünyaya kitaplarla sığınmış o küçük kız ilk defa aşık oluyordu. Ve aşkın güzel kısmını değil acı tarafını kalbine gömüyordu. Büyüyordu ama hep küçük kalıyordu... Bir döngü vardır insan hayatında. Bazen kırdı sansa da kıramaz. Alt olduğu dünya kendi dünyasıdır, anlayamaz. Dönüp bir daha yazmaya kalksam ne yazabileceğim ne de bu kadar kırılgan bir mesele yaratabileceğim bir kitap olamazdı. Vakti zamanında cesaretiyle bunu yapan yaşım olmasa bu eser de yayımlanmazdı.

Melun, göz bebeğim. Şu anımı yansıtan en yerinde ve en güncel romanım. Yayımlanma aşamasında beni üzen çok nokta oldu. Şu an tek istediğim tekrar başka bir yerden var etmek. Anladım ki bazen kontrolün bizde olduğunu sandığımız bir çok olay bizden farklı bir noktada vuku buluyor.

Yazdıklarımı hiçbir zaman ticari gözle bakıp yayımlama yoluna gitmedim. Öyle olsaydı çoktan biterdi bu yol. Fakat ne kadar yayınevi varsa hepsinin bu kadar ticari amaçla yaklaşması da beni hep kırdı. Sanat sanat içindir anlayışım şu anın toplumunda sanat kar içindir anlayışı içinde eriyip tuz buz oldu. Daha çok insana ulaşmak, duygular noktasında birleşmek en büyük hayalimdi. Hala öyle. Pes etmiş değilim. Yaşnızca bu direniş fazla sessiz.

Buraya 2021 yılında Melun'a başlangıç yaptığımı taslaklarda görünce hatırladım. Şu an ondan iki yıl sonra tekrar koyduğumda kitap olmuştu çoktan. Yıllar o kadar hızlı geçiyor ki bu hız beni korkuttu. Bazı şeyler için geç kalmamalı insan.

Bazen zaman büyütmez eskitir. Bazen çürütür... Yıllar sonra neden buraya geldim bilmiyorum. Yıllar sonra neden bu satırları yazıyorum bilmiyorum. Tek bildiğim benim toplum gözüne fazla bakıp ona gereğinden fazla anlam yüklediğim. Buraya kötü gözle bakan herkes kaçma sebebim oldu. Belki de tek yapmam gereken buraya bir şekilde nefesimi dökmekti.

Herkese merhaba. Yıllar sonra.

MELUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin