23. SUİKAST

21.6K 2K 1.3K
                                    


Nathan Wagner - Lonely

Nathan Wagner - Innocence

23. SUİKAST

4 Kasım 2020.

Verandada oturup üzerime kalın bir yorgan atarken ormana ve dağlardan yükselen dumanları izliyordum. Şuşa için savaşıyorlardı. Bu savaş, ne zaman bitecekti hiçbir fikrim yoktu ama artık gerçek anlamda tükendiğimi hissediyordum mental olarak.

"Çay?"

Başımı aşina olduğum ama buna rağmen her defasında duyduğumda kalbimi titreten sese çevirdim. Elinde iki dumanı tüten kupa tutuyordu. Kupada içmeyi sevmesem de şu an gerçekten çaya ihtiyacım vardı. "Teşekkürler."

Kupayı aldığımda kanepede yanıma oturdu. "Üşüyeceksin."

"Soğuk dağ havası her zaman bana iyi geliyor."

"Kars'ta büyüdüğün içindir," dedi tahmin yürüterek. "Ben şehirde büyüdüğüm için bünyem hassas biraz. Hemen hastalanırdım."

"Hastalandığında kim bakardı sana?"

"Kimse," dedi kuru sesle.

Kaşlarımı çattım. "Ailenle yaşıyordun ama değil mi?"

"Aile ne demek bilmiyorum, Hilal. Beni boş versene. Yüzün neden bu kadar asık?"

"Neşelenecek bir şey yok ki."

Birbirimize döndük aynı anda çünkü onun sorduğu soru ve benim verdiğim cevap Savaş ve Barış kitabında geçen bir konuşmadandı.

"Savaş ve Barış," dedim buruk bir tebessümle.

"Lev Tolstoy," dedi hayran bir tınıyla. "Çok severim."

"Ben Dostoyevski'yi daha çok severim."

"Cidden mi?"

"Evet," dedim ciddi sesle. "Dostoyevski'yi sevebilmek ve anlamak için büyümek gerekir, Haris. Tolstoy'un yarattığı o büyülü dünyadan ziyade Dostoyevski her şeyi açıkça yazar, dramı ağır olsa da."

Gözleri irileşti. "Sanat ve kitaplar her zaman bizi drama boğmamalı. Aksine bu, insanı kitaptan soğutur. Tolstoy her kitabında bunu dengede tutuyor. Bize o dünyayı sevdiriyor. Dostoyevski mutluluğun ulaşılamaz olduğunu iddia ederken, Tolstoy bizlere umut oluyor. Onun kitaplarını okuyan herkes ahlak ve vicdanın ne kadar güzel kavramlar olduğunu bir kez daha anlar. Çünkü o gerçek bir sanat aşığıydı."

"Dostoyevski daha realist diye mi Tolstoy daha üstün oluyor yani? O, karakterlerin en karanlık ve gizemli taraflarını açığa çıkarır. Dostoyevski aklı, mantığı öne çıkarır her zaman kitaplarında."

"Tolstoy ise duyguları, umudu, vicdanı," dedi öfkeyle.

"Arayalım mı bizim kitap kurdunu?" dedim gözlerimi kısıp. "Bakalım o ne diyecek?"

"Tamam," dediğinde kollarımı göğsümde birleştirip geriye yaslandım.

Uydu telefonunu çıkarıp Zamir'i aradı. Zamir telefonu birkaç saniyeye açtığında, "Sana soru soracağım. Sence Dostoyevski mi Tolstoy mu?" diye sordu Haris. Kulağımı telefona yaklaştırdım onu duymak için.

"Bunun için mi aradın beni?"

"İyi düşün, çünkü burada birazdan birbirimizi boğabiliriz. Mihrinaz yanındaysa, ona da sor."

"Evet, yanımda. Siz tartıştınız diye biz de mi tartışalım?" Bir hışırtı sesi geldi. "Mihrinaz, Lev Tolstoy mu yoksa Dostoyevski mi?"

"Elbette, Dostoyevski." Zafer dolu bir tebessümle gülümsedim.

FELAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin