9. Bölüm

1.9K 284 107
                                    

DİKKAT!
bölümün hızlı gelmesi için yıldıza basmanız gerek. Bölüm hakkında çok güzel yorumlar alıyorum hem instagramdan hem burdan, okumalar iyi olmasına rağmen yıldızlamalar az. Acaba yıldıza basmayı bilmeyen olabilir mi? Bu ayıp bir şey değil bilmeyen varsa buraya yorum yazabilir ya da bana ulaşabilir. Ben ona anlatırım zaten çok basit dediğim gibi 1 kişinin yıldıza basması bile beni gaza getiren bir şey neyse çok konuştum hadi yeni bölümün tadını çıkarın. önümüzdeki bölümleri elimden geldiğince hızlı yazmaya çalışacağım:)
-

Çağlar ve doktorum odadan çıktılar ve bende onların arkasından bakakalmıştım.
Yüzüm bir az düşmüştü evet, ölmek istiyordum ama bu şekilde değildi.

'Doktora mı aşık oldun yoksa çağlara mı?' Diye gelen sorin'in sesiyle  ona döndüm.

Yine ne sori-nler karıştırıyor bu?

Gülerek ona baktığımda  kaya da gülmeye başlamıştı.
'Ama doğruyu söyle doktor çok yakışıklı değil miydi?' Dediğimde sorinle birlikte kahkaha attık. Tabiki de dalga geçiyordum işim gücüm yok bi de doktor tribi çekemezdim.

'Alınıyorum ama lalin! iyice gay yaptın beni.' Dediğinde yüzümü buruşturdum.

Böyle konuşması hoşuma gitmemişti desteklemiyor olabilirdi ama  yine de saygı duymalıydı.

Bir şey demeden üzerimdeki örtüyü açtığımda sıcak dürümler  örtüyü bile ısıtmıştı.. Ve o güzel kokusu ne kadar istemesemde birden iştahım açılmıştı sanki.

Sorin de şimdi hatırlamış olacak ki hızla dürüm poşedinden kendine çıkarıp geri oturduğunda kayanın bozulmuş yüzü dikkatimi çekti.

'Oğlum ayı mısın? insan bi bana da uzatır.' Diye sitem ettiğinde gülerek dürüm poşedinden bir tane alıp ona uzattığımda başıyla saol anlamında eğdi, bende aynı şekilde karşılık verdiğimde kaya paketi açmaya başlamıştı. Ben çağları bekleyecektim tek yemesindi.

Onun dürümünü de dışarı çıkardığımda hemen yan koltuğa koydum ve arkama yaslandım. Yanıma otursun diye.

Birden kapı çaldığında sorin ve kayaya döndüm. Boku yemiştik doktor muydu acaba? Allahım sen bizi rezil etme.. sorin hemen ayağa kalkacağı sırada hemen bağırdım.

'Durun, müsait değilim!' Dedim ve kapının açılmadığı için derin bi nefes aldım.

'Lalin, benim Çağlar. Gireyim mi ben?' Dediğinde derin bi nefes almıştık hepimiz. Hatta sorin öyle bi rahatlamıştı ki kalktığı yere kendini hızla bıraktığı içim koltuk 10 kilometre geriye sürüklenmişti. Kaya oha diye bağırdığında ikisine gülüp çağların odaya girmesi için ona seslendim. Ve Çağlar da odaya girdiğinde ilk olarak bana baktı. Ama deminkinden farklıydı. Hemde çok.

Sanki biriyle kavga etmiş ya da biri onu üzmüş gibiydi.

'Çağlar?' Dedim. Sanki derin bir uykuya dalmıştı da uyur gezer olmuş gibiydi. Onu uyandırmak için seslendiğimde ise kendine gelmiş gibiydi ama gelmemişti. 'Efendim, güzelim benim.' Diye bana bakmaya devam ettiğinde şu an bu garip oluşunu bir tek ben mi fark ediyorum diye sorin ve kayaya baktığımda. sorin, hiç bir şeyi fark etmemiş gibi elindeki kalan büyük parçayı ağzına attı. Kaya ise ağzındaki dürüm parçasını çiğneyip çağlara bakarak düşüne düşüne çiğniyor gibiydi. Çağlarda bana bakmayı bırakmış kayaya dönmüştü.

'Bu senin hadi gelip yesene.'Diye çağlara seslendim ama hâlâ çağlarla göz temasındalardı.

'Çağlar sorun ne?' Diye dayanamayıp sorduğumda gözleri yavaşça beni buldu.

Ağlasam Sesimi Duyar Mısın?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin