2.Bölüm

449 54 13
                                    


(Çeviride bazı yer isimlerini ingilizce haliyle bırakmayı tercih ediyorum ilk bölümle farklılıklar görebilirsiniz. örneğin Parlak Bilardo Salonu artık Bright Billboard's Room'a dönüştü gibi..)

.
.
.

Bright Billboard's Room'da Fang Yu ve Yang Lei arasındaki bu meselede, Yang Lei başlangıçta orayı mahvetmişti ve Fang Yu, Yang Lei'yi hastaneye kaldırtmıştı.

Her iki taraf da eşit olmalıydı ama patronları Yan Ziyi ve Luo Jiu'nun her zaman iyi bir ilişkisi olmuştu. Yan Ziyi, astlarının sorunlarının düşmanlık bırakmasını istemedi, bu yüzden Yang Lei ve Fang Yu'nun sorunlarını yüz yüze çözebilmesi için Grand Oriental Hotel'de Luo Jiu ve Fang Yu'yu yemek yemeye davet etti.

Yan Ziyi'nin iyi niyeti vardı ama Yang Lei'nin hoşgörüsünü abarttı. Yang Lei, Fang Yu'nun becerilerini sokaklarda gördüğü günden beri, Fang Yu'nun hareketlerine nasıl karşı koyacağını düşünüyordu.

Bunu defalarca düşündü, uzun uzun düşündü ve ona bağımlı hale geldi.

Doğuştan bir savaşçıydı. Wu Chi'nin gizli dövüş sanatları koleksiyonuyla karşılaştığı zamanki gibi, doğal bir dövüşçü kendisinden daha iyi dövüşebilen biriyle tanıştığında, onu asla bırakamazdı.

Grand Oriental Hotel'e ilk olarak Yan Ziyi ve Yang Lei vardı.

"Sonra ona karşı saygılı ol!" Yan Ziyi, Yang Lei'nin öfkesini biliyordu, "Fang Yu senden önce ünlü oldu. Nasıl söylersen söyle, o senin kıdemlin. Luo Jiu'nun önünde saçma sapan konuşma."

Yang Lei yine de Yan Ziyi'nin sözlerine itaat edecekti.
Bir süre bekledikten sonra hala gelmediler. Yang Lei ayağa kalktı ve tuvalete gitti. Kapıyı açıp içeri girince donakaldı.
Birisi lavaboda ellerini yıkıyordu. Fang Yu'ydu.(heycanlandım 🤩)

O gün Luo Jiu'nun bir işi vardı ve geç kalacaktı, bu yüzden önce Fang Yu'nun gelmesine izin verdi. Fang Yu önce tuvalete gitti. Şarap masasında Yang Lei ile karşılaşmadı. İlk önce tuvalette karşılaştılar yani.

Yang Lei, Fang Yu'yu gördü ve Fang Yu'ya bakarken kollarını kavuşturarak yavaşça yanına gitti, yanındaki duvara yaslandı.

Bugünkü olay nedeniyle, Fang Yu çok resmi giyinmişti: düz paça pantolon, siyah takım elbise ceketi ve içinde kolalı yakalı beyaz bir gömlek. Tepeden tırnağa temiz, taze ve son derece iyi bir araya getirilmişti.( 90 larda geçiyor öyle hayal edin)

Fang Yu, herhangi bir tepki vermeden Yang Lei'ye baktı. Ellerini kuruladı ve dışarı çıkmak üzereydi.

Yang Lei'nin yanından geçtiğinde, Yang Lei uzandı ve onu tuttu.
"Hey!"

Yang Lei, yan tarafa bakarak onu selamladı, gözleri doğrudan Fang Yu'nun yüzüne bakıyordu.

"Selam vermeden mi gidiyorsun?"

Fang Yu durdu ve birkaç kez ciddi ciddi Yang Lei'ye baktı.

"Sen?"

Yang Lei sendeledi ve neredeyse dengesini kaybediyordu.
Fang Yu'nun kesinlikle kasıtlı olarak onunla dalga geçtiğini düşündü, ama Fang Yu onu gerçekten tanımıyordu.

O gün Fang Yu, Yang Lei'yi dövdüğünde, Yang Lei'nin kafası iki tuğlayla vurulduktan sonra çoktan kanıyordu, bu yüzden yüzü zaten tanınmayacak haldeydi. O günün  aksine, çok temiz olduğu için, Fang Yu onu gerçekten tanımıyordu.
Yang Lei'nin en dayanamadığı şey, rakibi tarafından görmezden gelinmekti. Bu kişi ona tepeden bakıyordu. Kızgındı.
Yang Lei alnındaki hala iyileşmemiş yarayı işaret etti,"Bunu tanıdın mı?"

Gold Class Fighter [BL Novel]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin