20: SON

26.2K 525 76
                                    


Buraya kadarmış askerim...

Bankta öylece oturup ağlamamın bitmesini bekliyordum. Durmuyordu göz yaşlarım, kimse gelmemişti yanıma. Kötü bişey olmuştu. O yüzden yoğun bakımdaydı, beni kandırabileceklerini sanıyorlar... Omuzundan vurulan insan neden yoğun bakımda olsun ki?! Yalancılar.

Hava kapalı olduğu için modum daha da düşüyordu ve ruh halimi etkiliyordu. Arkamdan bir el omzuma dokununca göz yaşlarımı hızla silip baktığımda korkuyla bakan Seren'i fark etmiştim. Şuan ona ihtiyacım vardı...

Yanıma gelip oturdu ve tam konuşacakken sarılarak ağlamaya devam etmiştim. Durumun ciddiyetini anlamıştı ve "geçecek" Diyerek sakinleştiriyordu.

"Geçmeyecek Seren... Kalbi yine yavaşladı."

"Aylin... Korkma bişey olmaz, hem o Derenoğlu; güçlüdür."

"Değil işte değil! O'nsuz ben hiçim! Herkesi suçladım ama herşey benim yüzümden..."

"Saçmalama Aylin! Sen mi vurdun onu? Hayır. Sen mi onun kalbisin? Hayır. Kendini suçlu hissetme bu yüzden."

"Benim için döktü o kanı!"

Cevap vermedi ve başımı ona doğru yaslayıp hastanenin kapısına doğru bakıyordum, birinin koşarak gelip Yağız'ın iyi olduğunu söylemesine ihtiyacım vardı, her şeyden çok onun iyi olmasına ihtiyacım var.

"Hava yine bozuyor... Gel içeri geçelim."

"Olur..."

Yerden topuklu ayakkabılarımı almıştı ve bu halde yürüyemeyeceğimi bildiği için geri oturmuştu ve kendi ayakkabısını çıkartıp bana giydirdiğinde hıçkıra hıçkıra tekrar ağlamaya başladım. Bitmiş haldeydim, acınası...

Hastaneye girdiğimizde Yağız'ın olduğu kat'a yaklaşınca içimdeki korku artmaya başladı. Koridorun başına gelince Yaman, Tarık, Erdem konuşuyorlardı ve beni fark ettiklerinde Yaman başka yöne doğru gitmişti. Piç kurusu.

"Yağız iyi... Değil mi?"

Cevap vermemişlerdi. Susuyorlar. Tepkisiz, durgunca bakıyorlardı. Bu sefer kötü birşey oldu.

"Cevap verin!"

Bağırmıştım ve Seren'in kolundan çıkıp Yağız'ın yattığı odanın kapısına doğru koşarken Tarık ve Seren tekrardan tutmuşlardı beni. Kapıyı açmaları için yalvarıyordum. Böyle kaybedemem... Böyle bitemez...

"Aylin geç otur, anlatacağım her şeyi"

Çırpınıyordum içeriye girmek için ama en sonunda tüm gücümü kaybetmiştim ve kapının yanına oturmuştum.

"Ağlamayı kes, abartma."

Yaman şerefsizi konuştuğu anda Seren ve Tarık aynı anda Yaman'ın susmasını söylemişlerdi ve göz göze geldiklerinde birbirlerinden bağırdıkları için özür dilediler.

"Tarık... Yaşıyor mu Yağız?"

"Evet... Ama hayati tehlikesi yüksek-"

"Az önce ne oldu! Yalan söylüyorsun!"

"Aylin hayatım tamam dur bir adam konuşsun."

"Yaşıyor şerefsiz! Ölmeyi de beceremiyor!"

Ciddiyim Yaman'ı bu sefer kimse elimden alamayacak. Ağlamamı durdurmuştum ve olduğum yerden doğrulamaya başlayınca yine oturmamı söylemişlerdi ama bu sefer durmayacağım.

"Bir daha söylesene, duymadım."

Üstüne doğru yürüyordum ve aynı şekilde o da yürüyemeye başladı çatık kaşlarıyla.

Mafya Tutsağı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin