56: KARMA DOLU SATIRLAR

9.6K 222 28
                                    

Yeni kitap yazmaya başladım o yüzden bu kitabı hızlıca ama bir o kadar anlaşılır şekilde bitirip diğer kurguma odaklanacağım.

YENİ KİTAP: PAPARAZZİ +18 TEXTING, YOĞUN CİNSELLİK VE FAZLA YAŞ FARKI VAR. thehybristophilia

...

Yağız Derenoğlu:

"Aylin?" daha yeni uyanmış, dün gece güzel kadın'ımın a'râf'nda uyuya kalmıştım. Bugün o gündü... Olgunlaşmanın ilk adımı gerçekleşecekti. 13 Haziran, hayatımın kadını ile evleniyorum.

Aklıma geldikçe gülümsüyordu yüzüm onun sayesinde, onu bembeyaz zarif gelinliğin içinde düşündükçe kalbim onun için daha da atıyordu.

Uyandığımda yanımda değildi, büyük ihtimalle aşağıya her zaman ki balkona geçip hava alıyordu. Yataktan doğrulup çıplak sırtımı başlığa dayadığımda karışmış saçlarımı dağıtıp komidinin üstünde ki sigara paketinden çıkarttığım zehiri dudaklarıma alıp yakmıştım. Bu sigara ne zamandır böyle acı olmuştu?

Dumanı havaya bırakırken yavaşça dinen sislerin arasından karşımda, yatağın üstünde bir zarf fark etmiştim. Oyun mu oynuyordu güzelim kızım benimle?

Zehirin ucunda biriken günahları küllüğe damlattıktan sonra zarfı elime alıp açmadan odadan çıkmıştım. "Aylin'im?" adını gülümseyerek söylerken merdivenleri tamamlamıştım sonunda, salonda olmaması bir an korkutmuştu içimi. Balkona baktığımda da yoktu.

Umarım... Umarım aklımdakini... Öyle bir şey yok, olamayacakta.

Korkak mıyım ben? Hayır, Yağız Derenoğlu korkak değil, sadece tedirgin.

"Altınsoy?" dedim koskoca evde yankılanan sesimle, hiç bir ses gelmedi cevap olarak.

Elimde ki zarfı buruşturup koltuklardan birine attıktan sonra üçer üçer çıktığım basamakların yatak odasına varmıştım tekrardan. Telefonumu elime alıp Aylin'i aramaya başlarken kendi kendime söyleniyordum, kandırıyordum kendimi.

"Yürüyüşe gittin..." ve diğer taraftan gelen 'bu numara kullanılmamaktadır' sesi ile dünyam başıma yıkıldı.

Ne oluyor...

Yine, yeniden ne oluyor?

Telefonu öfkeyle yatağa attığımda çatık kaşlar ve kızaran gözlerle kıyafet dolabını açtığımda hiç bir eser yoktu, onda en sevdiğim elbisesi dışında hiç bir şey yoktu.

Beni korkutan tek şeyi ona yaşattım. Şimdi evren aynısını bana mı yaşattı?

"Hayır..." dudaklarımın arasından çıkan sözlere inanmak istemiyordum, beni terk edemezdi.

Benim güzel kadınım... Gitmemiş ol, lütfen.

Ruhumu çalsalar daha iyi hissederdim, şuan kalbimi yerinden sökmüşler gibi alt kata yanağımdan süzülen yaşlarla inmiştim.

Açmaya korkuyordum o zarfı.

Terk etmedi, sadece ders almam için bir kaç günlük ceza.

Hem bana kıyamaz benim güzel kadınım.

Avucumda ki zarfı yırtarak açmıştım, karşımda bir sayfa dolusu...

"Aylin..."

Terk etti beni.

Benim ona yaşattığımı yaşattı.

Bulanıklaşıyordu gözlerim, kalbimin ritmi yine bozuluyordu.

Küçük, korkak çocuk adam Derenoğlu...

Bana göre, bize göre değilmiş aşk ve yaşamak. Olgunlaşmayı hak etmiyoduk, yapamazdık zaten bundan sonra. Neden çabalıyorduk ki bunca zamandır olmayacak; olsa bile yıpranacak aşk için?

Neden seni terk etmeme sebep?

Neden büyümemedik biz?

Güven yok, sadakat yok ve en önemlisi; sevgi değildi bizim ilişkimiz. Cinsellikten ibaretti tutsak bedenlerimiz.

Sen beni satın aldın, kazandın, elde ettin ve kullandın. Farkında değil misin? Beni öldürdün öldüğün gün.

Buraya kadarmış demek düşer bana, seni de yormak istemiyorum, kendimi de. Bencil olacağım senin gibi; umrumda değil baban gibi duyguların.

Ne zaman düzelirsin, o zaman karşına tekrar çıkarım, cansız bedenim ile.

Altınsoy'un yoruldu askerim...

Kaldıramadım tutsak olmayı, aşk sandım bir çift boğulduğum okyanuslarını.

Şimdi düşünüyorum da... Hiç sevmedik ki birbirimizi.

Çünkü sevmeyi beceremeyecek kadar çocuğuz hâlâ.

Aylin.

Yaşattığını yaşamadan ölmezmiş insan.

Bizim aşkımız; tutsaklıktan ibaretti. Kimseyi zorla tutarak, zorla elde ederek kendinize bağlayamazsınız. Çünki en son ya kafesinizde ölürdü kuşunuz, ya yanına aldığınız yoldaş tarafından ölür, yada kaçardı eninde sonunda.

Mafya Tutsağı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin