ÖZEL BÖLÜM 1

11K 189 38
                                    

Yazardan:

Umut peşinde koştu korkak adam, umudunu aradı umutla. Öyle yaşlı ruhu vardı ki artık; umudu onu çocuk adam olarak bırakmıştı ama şimdi eser yoktu eski benliğinden.

Korkak çocuk adam, yaşlı adam olmuştu.

"Tüm, iç ve dış hatlara baktınız değil mi?" dedi havaalanı çalışanına. "Maalesef, Aylin Altınsoy adında hiç bir giriş çıkış işlemi yok." diye yanıt verdi esmer kadın umutsuzca.

Ama yaşlı adam küçük kızını bulmakta hiç pes etmeyecekti, kafesine geri koymayacaktı da, sadece yaşayıp yaşamadığını öğrenecekti ve hayata gözlerini yumacaktı.

"2 ay... Abi, bulalım Aylin'i." Yağız'ın tek sığınağı yine nefret ettiği abisi Yaman'dı. Onunda ruhu artık yoktu, yardım edecek miydi? Kardeşinin kuşunu salan kişi geri kafesin sahibine geri getirecek miydi?

"Tamam, ailesi ile görüşürüm tekrar." soğuk nefesinden soğuk sözler tekrar dondurdu yaşlı adamı. Kuşun anne babası hiç cevap vermiyordu, yuvasına dayandı yaşlı adam ama kapıyı açan olmadı.

Çıkmışlardı umutsuz mekandan, eve giderken yine aramıştı diğer masum kuşları habersizce sahiplenip satan adam. "Bak sen şu işe... Yazık oldu sana da Yağız Derenoğlu." dedi alaylı tavırla. "Altay, eğer bu işin içinde sen varsan... Yaşatmam seni."

Telefonun diğer ucundan gelen kahkaha seslerini ciddi sözler aldı. "Korkma, bu sefer ben bir şey yapmadım. İki şey yaptım." dediği anda tam öfke ile bağıracakken ok saplanmıştı dengesiz atan yaşlı adamın kalbine.

"Yağız?" abisi umursamazca adını iyi olup olamadığı mânâda söylediğinde hiç oralı olmadı yaşlı adam. Çünki kulağına gelen kuşunun yardım çığlıklarının sessizliği zihninde yankılanıyordu.

"Kulak ver seslere, bak ne diyor yavru kuşun." konuşamadı, sadece yanaklarından yaşlar süzüldü. "Y-yardım et..." bu onun sesiydi, yavru kuşunun cıvıltısıydı ama bu sefer kanatları kesilmiş gibi çıkmıştı ses.

"Altay!" yer gök ağladı, öyle bağırdı ki yaşlı adam önünde diz çöktürürdü sesi. "Ştt, kızma Yağız Derenoğlu, sakin ol. Malum, kalp hastasısın şu yaşında maazallah bir şey olur, kuşundan önce ölmemeye dikkat et." dedi ve telefonu son kez kanatsız kuşa doğru tutmuştu.

"Kurtar beni..." sevmeyi bilemeyen yavru kuş artık sevgiyi öğrenecek kalbe de sahip değildi. Şimdi ise aklını yitirmişti, kuşları habersiz satan kişinin esiri olarak.

"Yağız! Kendine gel! Yüzüme bak abicim, hadi." doğru ya, yaşlı adamın bir tarafı hep çocuktu. Korumasız, güçsüz ve hastalıklı. Onu mutlu eden kuşu da kaçtı, hemde kuş kendi istediği ile sahibinin abisinden yardım alarak. Sonra özgürce çırparken kanatlarını, bir çalıya takıldı.

Aylardır özgürlüğü tadamadı.

Öyle dua etti ki; geri dönüp sahibi onu özgür bıraksa bile kafesinde, ölse bile mezarında kalırdı.

"Yağız!" yaşlı çocuktu bundan sonra. Kalbi sevmeyi bilemeyecek kadar çocuk, ruhu sevgiyi hak edemeyecek kadar yaşlıydı.

"Bana odaklan abicim, hadi nefes al." o kuşun yardım sesi nefesini kesmişti, kimse kurtaramazdı bundan sonra onu. Kimse.

.
.
.

Özel bölüm atmaya devam edeceğim hepsi çok kısa olacak ve dümdüz kuru kuru final yapmak içime sinmedi.

Hatırlatma: mutlu son ile bitmeyecek, sadece ara sıra özel bölüm atacağım.

Mafya Tutsağı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin