Siz: Nerdesin?! Sabahın köründe nereye gittin? Arıyorum aç. (06:08)
Siz: Yağız cevap versene?!!! (06:10)
Siktiğimin evinde tek başıma sabah sabah kafayı yiyordum. Yağız hiç bir yerde yoktu, aramalarıma cevap vermiyordu.
"Benden buraya kadar Aylin, bitti. Sevilmeyi hak edecek ne yaptın ki zaten? Ailenin bile göstermediği ilgi ve alakayı, ben mi vereceğim?"
Zihnimdeki düşüncelere çığlık atarak son verip evden öfkeyle çıkıp kapıdaki korumalara Yağız'ın nerde olduğunu soracakken koskoca bahçede kimse yoktu. Yine olmaz. Yine aynı şeyi yaşayamam. Terk edemez beni.
Gözümden düşen yaşla olduğum yere çökmüştüm ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Belki işi vardı diye düşünüyordum ama beni evde tek bırakmamam için dün gece kavga etmiştik ve şimdi kimse yoktu.
"Aylin?"
"Aylin kalk hadi! İyi misin?!"
Yine terk edilemem. Yalnız kalmaktan nefret ediyorum. Beni istemediği için; ona ihanet ettiğim için yapıyordu. Beni yalnızlıkla sınıyordu.
"Güzelim kendine gel... Lütfen!"
Nefes nefese yataktan kalkmıştım. Göz yaşlarımla ıslanan ve bu soğukta terleyen bedenimle korkuyla etrafına baktım ve endişeli gözlerle kollarımdan tutup uyanmamı sağlan Yağız'ı görünce geriye çekilmiştim.
Kâbus. Gitmemişti. Terk etmemişti. Ama korkmama sebep olmuştu.
"S-sen? Defol git!"Hâlâ korkuyordu bedenim, doğru düzgün düşünemeyip Yağız'a bağırmıştım gitmesi için.
"Az önce kâbus gördün... İyi misin?"
Gözünün içine bakıp sessizce göz yaşı dökerken kaşlarımı çatmış öfkeyle bana yaklaşmasını engelliyordum.
"Gider misin?! İyiyim veya değilim sana ne!"
"Bağırma tamam sakinleş,"
Komidinin üstünden su dolu bardağı bana uzatınca dehşetle elindeki bardağa vurup gitmesini söylemiştim. Yerde parçalanan bardak sesiyle irkilip yatağın en köşesine geçtim.
"Ne gördün?"
Cevaplamadan yatağın içine girdim ve arkamı dönerek ağlamamı dindirmeye çalıştım. Yatağa vurarak kalkıp gitmişti ama kapının altıdan siyah bir karartı fark etmiştim; kapımda bekliyordu.
...
Kulaklığımı takmıştım ve sabaha kadar aynı şarkıya başa sara sara dinliyordum.
"But you'll never be alone
I'll be with you from dusk till dawn"Şarkının anlamı, tıpkı şuanda Yağız'ın bana yaptığı şey gibiydi.
"Ama asla yalnız olmayacaksın
Gün batımından şafağa kadar seninle olacağım"Kapının önünden hiç kalkmamıştı. Gece yaptığım hataya rağmen hâlâ beni yalnız bırakmayıp şafağa kadar beklemişti.
Ona neden kızmıştım ki? Benim için çabalarken; her seferinde iyiliğimi isterken zıttına gidip sınırları zorluyordum. Bir şekilde haklı çıkmayı başarıyordum. Sahibine dik başlılık yapan bir haklı köle.
Saate baktım ve şarkıyı kapatıp yataktan kalkmıştım. Affettir kendini affetirebilirsen Aylin.
Kapıyı yavaşça aramadım ve yere oturmuş başını geriye atarak adem elmasından anladığım kadarıyla sertçe yutkunmuştu.
Gözlerini araladığı anda yere yanına oturup boynuna sarılmıştım.
"Özür dilerim..."
"Sorun değil."
Yaptığım şeylerden sonra sorun değil diye geçiştirmesi... Senin için ne yaptım ki beni önemsiyorsun bu kadar Yağız Derenoğlu?
"Terk ettin sandım... Yalnızdım, korkmuştum"
"Seni bırakmam"
"Bana boş yere katlanıyorsun, hiç yorulmaz mısın?"
"Hayır, daha da bağlanıyorum"
Do you get deja vu?
"Seni çok fazla sevdiğini söylemiş miydim?"
"Gülüşün yeter demeye"
Deja vu.
.
.
.9 saniyelik bölüm attım sövmeyin :')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Tutsağı +18
RomanceUyarı: Cinsellik seviyesi aşırı yoğun, kurgu karışık, yetişkin kurgusu ve hassas kişilerin okumaması tavsiye edilir.