O gün sabahtan akşama kadar o odada Yağız canımı okumuştu. Her türlü pozisyonda kelepçe ve kemerle bağlanıp hazla bedenlerimiz birbirine mühürlenmişti. Ama bir şeyler hissediyordum onun bana karşı tavırlarının daha az korumacı ve serbest bırakmaya başladığını anladım. Ara sıra benim varlığımı unutuyor gibime geliyordu.Aradan 2 hafta geçmişti ve doğru düzgün yakınlaşmamıza fırsat bulamaz olmuştuk. Yağız işlerinden dolayı geç geleceğini ve bazı günler sabaha karşı bitkin bir şekilde geldiğini görmüştüm. Eskiden daha doğrusu o bar'a gitmeden önce samimiydik, soğudu mu artık? Hayır. Mesafeye ve yalnız ihtiyacınız var.
Bazı günler telafi amaçlı gönlümü alsada babası Serdar bey en güzel anımızda arayıp gecenin bir vaktide olsa Yağız'ı çağırıyordu. Yaman kızı Ada için İngiltereye gitmişti duyduğum kadarıyla ve Yaman'ın şirket meseleleri babasına kalınca otamatik olarak Yağız'da ugraşıyorudu.
...
Üniversite çıkışı tek başıma gelecektim eve, ve karşıya geçince eve yürüyerek gitmek istiyordum. Yağışlı koyu bir hava vardı yine, durgun olmama ve tekrar tekrar düşüncelerime esir oluyordum. Zihnimi susturmam için kulaklığımı çıkartıp şarkı açmam lazımdı. Caddeye geldiğimde bir yandan çantamın içindeki kargaşadan kulaklığımı arıyor bir yandan hızla geçen arabaların arasından geçmek için yavaş adımlar atıyordum.
Bir an yola bakmayı kesmiştim ve yolun ortasında küfür ederek çantamda dolaşmış kulaklığımı koparacak derecede çektiğimde başka bir kol belimden tutup yolun diğer tarafına koşarak bıraktığında dengemizi koruyamamıp çığlık atarak belimden tutup karşıya atan adamın kucağında bulmuştum kendimi.
Bir kaç saniye gözünün içine baka kalmıştım. Kumral dalgalı saçlı, koyu kahve gözleri olan tıpkı Yağız'ın teni gibi beyazdı ve yanakları soğuktan kızarmıştı. Olanları bir an beynim algılayamadı ve adamın üstüne boydan bir şekil uzanmış halde olduğumu fark edince kaşlarımı çatarak üstünden ayrıldım.
"Pardon, ben şey kulaklığımı-"
"Dikkatli olun bir dahakine"
Yoldan geçen insanlar bize nasıl olduğumuzu sorarken yerde dağılmış çantamı ve yolun ortasında kalmış telefonumu fark edince aniden olduğum yerden kalkarak geri yola doğru gidecekken yine o adam kolumdan tutmuştu. Geriye doğru giden bedenimin önünden son hızla geçen arabayla gözlerimi kapatmıştım ve parçalanma sesini duyunca telefonumun işinin bittiğini anladım.
"Az önce dikkatli ol demiştim?"
"Telefonumu alacaktım gerizekalı!"
Ağlamaklı çıkan sesimle bıkkınlıkla çantamı toplamaya başladım. Yağız'a nasıl haber verecektim şimdi nerde olduğumu? Bir sürü numara vardı içinde resmen sadece telefonun kılıfı duruyordu yerde!
Yağız gibi uzun yapılı adamın giyim tarzı dikkatimi çekmişti. Gizemli takılan biri gibiydi; siyah paltosu ve deri eldiven takıyordu. Kravatlı beyaz yakalılardan ama gizemli takılanlardan.
"Bu arada... Teşekkürler, o telefonun olduğu yerde bende olabilirdim, sağolun tekrardan"
"Yolda kulaklık takmamaya önem göster, bu arada telefonunu telafi ederim"
"Yok sağolun sevgilim halleder, iyi günler"
"Hayır olur mu öyle şey? Benim aniden atlamam yüzünden oldu bunlar. Bu saatte eve telefonsuz gitmek mantıklı değil, ilerde mağaza-"
"Gerek yok gerçekten beyefendi, ısrara gelen biri değilim lütfen"
"Sadece 20 dakikanızı istesem? Sonra sevgilinizi ararsınız gelir alır sizi hava yağışlı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Tutsağı +18
RomanceUyarı: Cinsellik seviyesi aşırı yoğun, kurgu karışık, yetişkin kurgusu ve hassas kişilerin okumaması tavsiye edilir.