1

8.4K 191 135
                                    

"Senden nefret etmeye devam ediyor sanırım." Kerem'in dediği şeyle gülümsedim ve ısınmakta olan Fenerbahçe oyuncularına çevirdim bakışlarımı. "Oysa hiçbir şey de yapmamıştım."

Kaşları havalandığında kahkaha attı. "Tabii yapmadın Efsa, ne yaptın ki? Bence de maçtan sonra adama sarı-kırmızı su balonları atmak bir şey yapmak olmaz."

"Onlar da size şaka yapmıştı, benden sırf bu yüzden mi nefret ediyor cidden. Çok saçma." Bu söylediğime hak verirmişçesine sallamıştı kafasını.

Yine göz göze geldiğimizde alayla gülümsemiştim. Boynunda beliren damar sinirlendiğine işaretti ve o damar beni her gördüğünde vardı çok şükür. Bana göz devirdiğinde ona doğru seslendim.

"Yandaş!" Onun ve takım arkadaşlarının bakışları bana dönmüştü. Bizimkiler de merakla ne söyleyeceğimi bekliyorlardı.

"Maçta bol şanslar, ihtiyacın olacak!" Sıktığı yumruğuyla bana bakıyordu. Kahveci onu kendine getirmeye çalıştığında gülümsedim.

Ancak o pek kendine gelmemiş gibiydi. "Senin için gol atacağım Akgün, bu lafının bana şans getireceğinden emin olabilirsin." Yanlış yapıp onu hırslandırmış mıydım bilmiyorum.

"Aferin, böyle devam edip tüm Fenerbahçe'yi kışkırt. Çok salak bir çocuk oldun sen böyle." Yunus'un söylediğiyle kafasına vurdum.

"Ablaya laf edilmez." Söylediğim şeyle göz devirdi.

"Hadi ama Efsa, benden bir dakika büyüksün diye ablalık taslayamazsın." Ona sus işareti yapıp gülümsedim.

"En sevdiğim kardeşim gel sana bir öpücük vereyim de daha güzel oyna." Bu söylediğim şeyle gözlerini korkuyla açtı.

"Hayır! Sen ıslak öpüyorsun, uzak dur!" Bu söylediğiyle dil çıkarmıştım. "Normalde öyle öpmem Yunus, bu sana özel." Bizi gülerek izleyen Kerem'e bakıp gülümsedim.

"Hadi alın bu maçı da akşam bir kutlama yapalım." Söylediğim şeyle gülümsedi ve konuşmaya başladı.

"Bol tezahürat istiyorum Efsacığım, yoksa seni kutlamaya almam." Dil çıkardığımda saçlarımı karıştırdı ve ısınmaya geri döndü.

Isınan Fenerbahçe oyuncularına baktım. Takım kaptanı Mert Hakan olacaktı, kolundaki pazubandı bunu belli ediyordu.

Bakışları benimkilerle buluştuğunda alayla sırıtmıştım. O da gülmüştü ve bu gülümseme hiç hoşuma gitmemişti. Gerçekten onu kışkırtmış mıydım? Hadi canım, gol de atmazdı herhalde.

Maçın 26.dakikası

Atarmış.

Topu kalemize gönderdiğinde koşarak önüme gelip reverans vermişti.

Kaşlarım çatıldı. "Bence söylediğin şeylerde daha dikkatli olmalısın ufaklık, aksi takdirde göz önünde bulunduramadığın sonuçlar doğabilir." Göz kırpıp benden uzaklaştığında bakışlarım onda kalmıştı.

Bu adamı sevmiyorum.

Kaybetmezdik değil mi ya?

Maçın ilk yarısının bittiğini belli eden düdük çaldığında yanıma gelen Yunus ve Kerem'e baktım. "Aferin sana." Yunus bana bulaşmak için kafama vurmuştu.

"Ya Yunus yapma şunu!" Söylediğim şeyle ofladı. "Rahat ol biraz, ikinci yarı gol atacağız." Kerem'in güven verici sesini duymamla gülümsedim.

"Atacağız öyle değil mi?" Kafasını sallamıştı bu sorduğum soruya karşılık olarak.

"Ben sana ne zaman yalan söyledim Efsa?"

Kerem sadece bana değil kimseye yalan söylemezdi. Bu yüzden, ona çok güveniyordum. Varını yoğunu koyardı ama takımın bu derbiyi kaybetmesine izin vermezdi.

İkinci yarı başladıktan kısa bir süre sonra Mertens'in golüyle skor eşitlenmişti.

Heyecanla yerimden kalktığımda Yunus da benimle birlikte ayaklanmıştı. Oyuncu değişikliği sebebiyle yedek kulübesinde benim yanımı bulmuştu.

"Bildiğin tüm duaları oku Efsa, bu maçı kaybedersek sevabın artmış olsun eve gittiğimizde seni boğarım çünkü." Bu söylediği şeyle ofladım. " Sen bana çok kötü davranıyorsun seni sevmeyeceğim artık, hain kardeş." Bu söylediğimle azıcık sevgisini belirtmek için kafama vurmuştu.

Yunus bu, sorgulamamak lazım.

Fenerbahçe'nin ikinci golüyle küfürler savurmuştum. Kendi evimizde onlara yenilmek... İstemiyordum işte.

Mert Hakan golü atan Arda'ya doğru koştuğunda en az bizim takım kadar onların da kendi aralarında olan aile bağlarını hissetmiştim. Bilmiyorum ya.

"Haydi Kerem!" Bağırmalarıma eşlik etmesi için taraftarı da organize etmek için ayaklandım.

Çok kısa bir sürede bu istediğime de ulaşmıştım. Hep bir ağızdan bağırıyorduk, bu da bizim oyuncularımıza enerji vermişti. 86.dakikada gelmişti, Kerem'in golüyle tribünler şenlenmişti.

Buna biraz daha devam etmemiz gerekiyordu. "Haydi takım!"

Taraftarlar Aşkın olayım söylemeye başladığında ben de ve benimle birlikte yedek kulübesindekiler de eşlik ediyordu. Icardi'ye verilen bu gazla karşı takımın kalecisinin parmakları ucundan kaçan bu şut bizi öne geçirmişti.

Maç düdüğü çaldığında koşarak takımın yanına gittim.

Birbirimize sarıldığımızda gerçekten takımın içindeki bu aile ortamını nne kadar çok sevdiğimi fark ettimi

Şimdi sıra başka bir şeye gelmişti.

"Hey Yandaş!" Bağırdığımda gergin olan bakışlarını bana çevirmişti.

Yanına ilerlediğimde gülümseyerek konuştum, boynuma doladığım Galatasaray atkısını onun omzuna atarken.

"Şansa ihtiyacın olduğunu söylemiştim."

Bu kurguyu yazmaya başladım evet ancak devam ettirebilir miyim ondan emin değilim. Şu an tarih 1 Ağustos 2023 ancak ben bu hikayeyi ne zaman yayınlarım bilmiyorum.

Sizlerle güzel bir yolculuğa çıktım ve bazı zamanlarda yaşadığım sorunların üstesinden gelebileceğim birçok arkadaş edindim, gerek yorumlarınızla gerek direkt yazmanızla bana yardımcı oldunuz ve her birinize desteğiniz için teşekkür ederim.

Yeniden bir yolculuğun başındayız belki de ve sizlerin düşüncelerini öğrenmeyi çok isterim.

Çok sevgi bol öpücük arkadaşlar 💙

Redamancy || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin