36

3.5K 139 35
                                    

Final

2 yıl sonra

"Hoşgeldin güzelim benim!" Kerem'in gülerek söylediği şeyle ben de gülümsedim ve önce Yunus'a sonra da Kerem'e sıkı sıkı sarıldım.

"Çok özledim seni puşt!" Yunus'un söylediği şeyle kafasına vurdum.

"Tabi oğlum, kimse bi' Efsa Akgün etmez." Soyadımı değiştirmemiştim.

Ailemle son kez yüzleşmiştim ve en azından selamlaşacak kadar problemleri çözmüştüm.

Hoş hâlâ nefret ediyorum orası ayrı.

"Ne var ne yok?"

"Sor istediğin şeyi." Kerem zihnimi okumuş gibi söylemişti bu kelimeleri.

Soramamıştım.

"İki yıldır hayatında kimse yok. Adam 30 yaşına geldi Efsa zaten yaşlı artık." Yunus dalga geçmeye başlamıştı.

"Seni çok özledi." Bu dediğiyle gülümsedim.

Cevap yazmamıştım ama o iki yıldır her gün bana yazmıştı.

Biliyordum hayatında kimse olmadığını.

Sadece teyit etmek istemiştim.

İki koca yıl boyunca hiç usanmadan yazmıştı, karşılık almamasına rağmen. Mesajlarına görüldü bile atmamıştım, okundu bilgim kapalıydı.

Ona rağmen yazdı.

Her gün ne yaptığını anlattı.

Beni özlediğini.

Cezasını yeterince çekmişti öyle değil mi?

Doğum günüydü.

Benim ona bir sürprizim vardı.

Efsa Akgün'den daha güzel bi' sürpriz olamazdı.

"Sadece..." Yunus'un ağzında gevelediği şeyden sonra bakışlarım ona döndü.

"İddia meselesini öğrendik ve onu fazlasıyla dövdük. Şey sorun olur mu?" Çocuksu bir şekilde sorduğu şeyin ciddiyetinin farkında dahi olsam güldüm.

"Yapmayın dedim ama." Kerem kafasını iki yana salladı. "İki koca yıl, geçmedi Efsa sensiz." Yanına gittim ve kolunu omzuma attı.

"Hadi gidelim bakalım."

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

"Efsa..." Kısık çıkmıştı sesi.

Hayatında sadece futbola odaklanmıştı. Ali ve Beren geliyorlardı belki de onu hayata bağlayan nadir sebeplerden birkaçı.

Kocaman olmuşlardı.

Kapıyı açan Mert Hakan'ın arkasına saklanan Beren beni görünce şaşırdı.

"Bu abla..."

"Efsa ablanı tanımadın mı Beren?" Söylediğim şeyle gülümsedi ve bana doğru geldi. Kocaman sarıldığında gülümsedim.

"Amcam seni çok özledi." Kulağıma fısıldadığında kafamı salladım ve ben de fısıldadım. "Ben de onu özledim."

Bakışlarında ışıklar vardı.

İçeriye geçtiğimde Gönül Teyzeyi görmeyi beklemiyordum. Okan abi, Gönül Teyze... Yandaş ailesi toplanmıştı ve ben tam zamanında gelmiştim.

"Efsa kızım? Hiç değişmemişsin!" Heyecanla konuşmuştu Gönül Teyze.

Ara sıra arıyordum onu. Onun bi' suçu yoktu ki.

İddiadan bahsetmemiştim, bilmesine gerek yoktu.

"Efsa çay kahve?" Merakla bana bakan Mert Hakan'a gülümsedim.

"Ben alırım, zahmet etme." Onunla konuşmak içindi aslında bu kalkış.

Mutfağa ilerlediğimde benimle birlikte ilerliyordu.

Sarılmak istiyordu ama sarılamıyordu.

Kızmamı istemiyordu.

Ondan nefret etmemi istemiyordu ama ben bazı şeyleri aşmıştım.

Herkes cezasını çektikten sonra mutlu sona ulaşırdı.

İki yıl boyunca çektiği ceza ona yetmiş gibiydi.

Kendimi ona çevirip sıkı sıkı sarıldığımda derin bir nefes verip sımsıkı sarıldı.

"Özür dilerim."

"Özrünü kabul ediyorum." Dediğim şeyle gülümsedi.

"Ne değişti?" Merakla bakıyordu yüzüme.

"Hiçbir şey, sadece yaşaman gereken cezayı yaşadın." Bu dediğimle gözlerini kaçırdı.

Çöp kutusunun yanında sigara paketleri yoktu.

Bırakmıştı.

"Sigarayı bıraktın mı?"

"Bırakırsam daha iyi bi' adam olurum daha çabuk gelirsin sanmıştım."

Hayatındaki tüm kötülükleri silmişti, benim için.

Yeterli sebepleri vardı ama ben o sebepleri kapamıştım.

"Efsa çok özledim."

"Mert, ben de çok özledim."

"Seni seviyorum."

"Göreceğiz bakalım, ben seviyor muyum?" Bu dediğim şey seni hâlâ çok seviyorum demekti ve her ikimiz de bunu çok iyi biliyorduk.

Arkadaşlar, şimdi diyenler olacak affedilmez diye. Haklısınız bu yapılanlar çok ağır şeyler ancak şöyle bir durum var iki yıl boyunca ceza çektikten sonra mutluluğa ulaşın bi zahmet.

Her suçun bir bedeli var ve bu yaşattıklarının bedeli müebbet değildi.

Çok yüksek ihtimalle yazdığım son kurguydu bu. Sınav senesine girdim ve zorlu bi' süreçten geçiyorum. Ancak ara sıra girip yaptığınız yorumlara veya yazdığınız mesajlara cevap vereceğim.

Bu süreç boyunca yanımda olan her birinize çok teşekkür ediyorum.

Size hata yapan insanlar, hatalarının bedellerini ödediyseler affedin. Hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz.

Sevin, çok sevin. Sevmek ayıp bir şey değil.

Karşılık almak zorunda değilsiniz.

Sevmek başlı başına bi' eylem ve siz bunu karşılık bekleyerek yapmayın. Yıpratmayın kendinizi.

Eğer paylaşmak istediğiniz herhangi bi şey olursa buradayım, bir mesaj kadar uzağınızdayım. Hoş, dm kutum delirebiliyor arada. Katlanırım diyorsanız hep cevap veririm, vermeye çalışırım.

Sizleri çok sevdim.

İyi ki varsınız!

Redamancy || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin