17

2.7K 128 55
                                    

Mert Hakan: Kahvaltıya gelmek ister misiniz?

Mert Hakan: Yunus ve arkadaşlarınla.

Mert Hakan: Altaylar soruyor.

Efsa: Olabilir bir saniye.

Efsa: Gelirmişiz.

Efsa: Nerede?

Mert Hakan: Benim evimde.

Mert Hakan: Biliyorsun evi.

Mert Hakan: Kek bırakmak için geldiğin yer.

Efsa: Ahshahahah yine aklıma geldi.

Efsa: Gülmüştüm baya.

Mert Hakan: Güldüreceğim ben seni :)

Efsa: Demiştin ama.

Efsa: Gülmek daha çok yakışıyor diye.

Efsa: Oldu mu bu tehdit?

Mert Hakan: Yok canım, ne tehditi? Tövbe haşa.

Efsa: Ahshahaha

Efsa: Lazım bir şey var mı gelirken alayım?

Mert Hakan: Sen lazımsın.

Mert Hakan: Hadi çabuk.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Gülümseyerek telefonumu cebime attığımda koşarak dolabımı açtım.

Neden bu kadar güzel olma isteği geldi ki bana?

Üzerime siyah askılı bir body onun üzerine de lacivert omzu açık bir tişört giydim.

Altına giydiğim bol paça siyah pantolonumla tam takım hazırdım.

Saçlarımı at kuyruğu yapmayı düşünürken saçlarımı kestirmek nasıl bir fikir olurdu diye düşünmeden edememiştim.

Bunu düşünmeyi aklımın bir köşesine yazdım.

Güneş kremini sürdüm.

Başlarda neden sürdüğümü çok düşünüyordum. Güneş yok ki neden sürüyorum diye ama sonra cildimi mis gibi nemlendirdiğini fark ettim.

Hazırlandıktan sonra odamdan çıktım.

"Güzellik?"

"Ne oldu?"

"Neden bu kadar hazırlandın?" Yunus'un şüphesiyle elim ayağıma dolaşmıştı.

"Ne hazırlığı be?" İnkar etme şeklim bile yalanımı destekler nitelikteydi.

"Neyse çıkar kokusu, Keremler aşağıda hadi."

Hızlıca aşağı indiğimizde Kerem ıslık öttürdü. Aslında çok basit bir kombindi üzerimdeki neden bu kadar abartılmıştı ki?

Mert Hakan'ın evinin önüne geldiğimizde saçımı düzeltirken Keremle göz göze gelmiştik. Gözlerini kısarak bana baktığında neler olduğunu anlayamadım.

"Hoşgeldiniz." Mert Hakan'ın sesini duymamla gülümsedim.

İçeriye geçtiğimizde artık sürekli birlikte takılan bir arkadaş grubu gibi hissetmiştim.

İrfan ve Gözde sık sık katılamıyorlardı Can'ın olması sebebiyle.

"Yardıma ihtiyacın var mı geleyim mi?" Mert Hakan'a sorduğum soruyla olur anlamında kafasını sallamıştı.

Kerem göz ucuyla beni izliyordu.

Mutfağa geçtiğimizde ne yapmam gerektiğini sordum.

"Sevgilini göremedim." Dalga geçercesine konuştuğumda sırıttı.

"O gelemedi ya." Lafın buraya gelişi kaşlarımı çatmama sebep oldu.

Ben dalga geçiyordum, o ciddi mi davranacaktı?

Kapıya doğru bakıp gülümsedi. Kimsenin olmadığına emin olduğunda bana doğru yaklaştı.

"Sen neden bu kadar sorguluyorsun ki? Seni ne ilgilendirir."

"Beni ilgilendirmez." Gülerek söylediğim şeyin altında saçma bir kıskançlık yatıyordu ancak duygularımı açık bir şekilde belli etmemeliydim.

Ne de olsa o bir erkekti.

"Sen böyle yapınca tadı kalmıyor Efsa." Tezgahla arasında kalmış olmam yetmiyor gibi kulağıma fısıldamaya başlamıştı.

"Bir şey yaptığım yok bence, sadece ufak bir şaka." Bu söylediğime cıkladı.

"Senin şakaların daha iddialı olur genelde."

Öksürük sesi duymamızla benden uzaklaşmıştı ancak benim kırmızı yüzüme bakan Kerem için aynı şeyi söyleyemeyecektim.

Hikayenin akışıyla alakalı söylemek istediğiniz şeyler var mı?

Bu çifti yazarken çok eğleniyorum. Efsa'nın havası bana çok iyi geliyor !!!

Redamancy || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin