22

2.7K 124 39
                                    

Mert'ten uzaklaşmış taksiye binip Yunus'un konum attığı yere gitmiştim.

İçeriye gittiğimde, Yunus'un yanındaki güzel kadınla ne kadar mutlu gözüktüğünü fark ettim.

İkizlerden biri mutluydu.

Diğeri kendi için olmasa bile ikizi için mutlu olmuştu.

Yunus'un bakışları bana değince gülümsedi. Ayağa kalktığında Tuğçe'nin bakışları da benden yana çevrildi.

Gülümseyerek ayağa kalktığında ben de gülümsedim.

"Merhaba." Tuğçe'nin samimi sesiyle dolmuştu kulaklarım. Aynı samimiyetle cevap verdim ve boş sandalyeye oturdum.

Kerem, bana ne olduğunu sorarcasına göz kırptığında sonra anlatacağımı belli eden bakışlarımı gönderdim.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

"Efsa bak, adam yine geldi. Doğru düzgün konuş ve hallet sorununu." Söylediği şeyle Yunus'a ters bir bakış attım.

Yine kapıda dediği için kapıyı açtım ve merdivenlerde oturan Mert Hakan'a baktım.

"Kalk git Mert."

Bence gayet iyiydi konuşmam.

"Efsa yapma böyle lütfen ya, gel bi' kahve içelim konuşalım." Bakışlarımı ona sabitledim ve derin bir nefes aldım.

İçeriyi gösterdiğimde gülümsedi ve ayakkabılarını çıkardı.

Yunusla selamlaştılar ve benim peşimden mutfağa geldi.

"Salonda oturabilirsin." Kafasını iki yana sallamıştı.

Kahveleri hazırladım ve fincanı ona uzattım.

"Bir kez daha aynı şeyin yaşanmayacağına garanti verebilir misin?" Sorduğum soruyla gülümseyip kafasını salladı.

"Ben çabuk silerim Mert, emin misin? Tek hatana bakar." Onu korkutmak istiyordum sadece tabii ki tek hatasına bakmayacaktı.

Onu ne kadar çok seversem bende o kadar kredisi olurdu.

"Söz veriyorum Efsa!" Hanımım ne derse o modundaydı sanki o.

Gülerek ona baktığımda gülümsedi.

"Tamam o hâlde."

"Tamam o zaman."

Kahveleri içtikten sonra geçirmek için ayaklandığımda mutfaktan çıkmadan aniden bana dönüp sarıldı.

Anlayamadığım bir şekilde gelen bu sarılmayla gülümseyivermiştim.

Kollarımı sırtına koyduğumda kendimi rahat bırakmıştım. "Bu kadar sevgi yeter, ayrılın." Yunus'un söylediği şeyle sırıttım.

Kıskanmış gibiydi.

"Sarılmayın gözümün önünde." Şakayla söylüyordu. Mert Hakan da sırıttığında onun da şakayı anladığını anlamıştım.

Onu geçirdikten sonra Yunus imayla sırıttı.

"Hani konuşmuyordun, ne ara sarılma evresine geçtiniz kardeşim siz?" Söylediği şeyle kaşlarımı çattım.

"Aniden sarıldı!"

"Hâlinden memnun gibiydin."

"Öyleydim." Gülerek söylediğim şeyden sonra kolunu omzuma attı ve salona ilerledik.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Mert Hakan'ın anlatımıyla

Korkmuştum.

Belki de hayatımda sevdiklerimi kaybetmekten daha büyük bir korkum yoktu.

Manevi ya da fiziksel olarak hiç fark etmezdi.

Efsa'ya neden bu denli değer verdiğimi anlayamamıştım.

Birkaç hafta önce delicesine sinirlendiğim o kıza bir şey olmasından deli gibi korkar hâle gelmiştim. Benimle dalga geçmeyeceğini, yanımda olmayacağını, sinirlendiğinde çatılan kaşlarını göremeyeceğimi düşündüm.

Düşünsenize Efsa'nın gülerken kısılan gözlerinden mahrum kaldığımı.

"Bu kızdan hoşlandığının farkına ne zaman varacaksın abi?" Altay'ın sorusuyla göz devirdim.

"Ne hoşlanması oğlum ya? Saçmaladınız iyice." Söylediğim şeyle onaylamaz bakışlar atıyorlardı.

"Oğlum kız da senden hoşlanıyor. O magazin sayfasındaki storyi izlemedin mi? Kızın sana bir ilgisi var en azından. Çok sinir olmuş Hafsa'ya. Çat çat on ikiden çakmış lafları." İrfan'ın söylediği şeyle gülümsedim.

"Çok hoş kız."

"Ondan hoşlanıyorsun."

Belki.

Ama yapamazdım.

İrfanla olan konuşmamızdan sonra yapamazdım.

Her şeyi kaybederdim, büyük oynamıştım.

Redamancy || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin