30

2.3K 99 26
                                    

Sevmemişti.

Her şey aptalca bir iddiadan ibaretti.

Yavaşça masaya geri döndüm, hiç kimseye hiçbir şey belli etmeden.

Bunun intikamını ağır alacaktım.

O bana yalvaracaktı.

Bensiz yapamayacak duruma gelecekti ancak ben siktir olup gidecektim.

Bunlardan Kerem'e bahsedebilirdim belki. Kerem de yapma derdi, bırak yaptığıyla kalsın. Haksız olan o olsun derdi.

Yapmak zorundaydım.

Aptal yerine konmuştum.

Hoş, ben de aptalmışım anlamamıştım.

Yanıma gelip gülümseyerek yanağıma öpücük kondurduğunda herkes tebessümle bakıyordu, İrfan hariç.

Birbirimize baktığımızda ne olduğunu sorgularcasına gözümü kırptığımda gülümsemişti ama her şeyi bilen biri için bu gülümsemenin pişmanlık içerdiği belliydi.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

"Nasıl yani?"

"Baya böyle Kerem." Yine duramamıştım anlatmıştım.

"Yunus'a anlatma, kavga çıkar." Kerem'in bu söylediğiyle kafamı salladım.

"Fiziksel şiddet sevmem, bilirsin."

"O zaman neden kafamıza vuruyorsun böcek." Dediği şeyle kafasına vurmuştum.

O da bunu yapıyordu ve biz bu şekilde anlaşıyorduk.

"Ne yapacaksın?" Merakla bana bakıyordu.

"Bilmiyorum ama yapabileceğim her şey gözümü korkutuyor." Bu dediğimle gerilmiş gibiydi. Biliyordu, kırıldığımda neler yapabileceğimi bildiği için bu kadar endişeleniyordu.

"Neyse içeri geç sen, ben de içecekleri alıp geliyorum." Kafasını sallayıp ayaklanmıştı.

İçeriye geçtiğimde önceden çıkarılmış olan sehpalara kolaları koydum birer birer.

"Şu hayatta en çok kola içmeyi seviyorsun değil mi puşt? Senin yüzünden batacağız." Yunus'un söylediğiyle dil çıkardım.

"Kardeşim, kola kadar güzel bir şey yok. Ayrıca zararlı olan her şey neden bu kadar güzel?"

Sessizlik oluştuğunda Zani konuşmaya başladı.

"O adamla cidden sevgili misiniz Efsa? O adam seni hak etmiyor. Çok kötü bir şey hissediyorum o adamla alakalı." Bu dediği şeyle Kerem'e bakmıştım.

O da bana bakıyordu.

Ah be Zani, keşke evet haklısın diyebilseydim.

"Yok be, iyi adam Mert." Söylediğim şeyi söylerken ses tonumdan benim bile inanmadığım belliydi.

Alışacaktım, rol yapmaya. Alışmak zorundaydım.

Mert Hakan arıyor...

"Güzelim bugün bir durgun gibiydin? Hasta mısın?" Söylediği şeyle derin bir nefes aldım.

"Hayır, yorgunum sadece." Bu söylediğim şeyle kısa bir sessizlik oluşmuştu aramızda.

"Yavrum... Seni seviyorum biliyorsun değil mi?"

Gelmişti o cümle.

Vicdanlar gece geç saatlerde, yalnız kaldığınızda konuşurdu.

Saat gece yarısı 2 idi.

"Biliyorum bebeğim, ben de seni seviyorum."

Redamancy || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin