"Bu ne demek çocuğum? Mert Hakan, siz Efsa kızımla sevgili misiniz yoksa?" Gönül teyzenin söylediği şeyle öksürük krizine girmişti Mert Hakan.
"Anne hayır!"
"Sus konuşma! Sen zaten önceki sevgilini de benden sakladın, ayrıca önceki sevgilinle Efsa kızımı kıyaslarsam kimin kazanacağı çok belli." Gözleri ışıltı dolu bana baktığında yanaklarımın kızardığını hissettim.
"Anne valla yanlış anladın, benimle alakası yok."
"Gönül teyze yanlış anlaşılma oldu, Halil benim çok yakın bir arkadaşım ve ileride beni bu şekilde onlara kahve taşırken görmeyi istediklerine dair söylemişti onu, Mert Hakan ile alakası yok." Gönül teyze üzülmüş gibiydi.
Oğlunun mutlu olmasını istiyordu o da.
Bir anne gibi demek istememiştim, anneler çocuklarının mutluluğunu isterdi öyle değil mi?
Çayları içtiğimizde zil çaldı. Gönül teyze oturduğu yerden kalktığında yanımda oturan Mert Hakan'a baktım.
Tesadüfe bak, o da bana bakıyordu.
İçeriye koşturarak giren sarışın çocuklara şaşkınlıkla baktığımda onların yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
"Hako!"
Mert Hakan'ın kucağına atladıklarında gülümsemeden edememiştim.
"Ooo hoşgeldin kardeşim." Abisi olduğunu anladığım bu adama baktım. Sarıldıklarında kulağına bir şeyler fısıldadı ve abisi gülerek elini cebine attı.
Anahtarı verdiğinde sırıtarak sırtını sıvazlamıştı Mert Hakan da abisinin.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ferdi ve Sera ikilisi arka koltuğa oturmuşlardı. Halil, Altay, Kerem ve Yunus dörtlüsü ise inanın bana nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde doblonun arkasına sığmışlardı.
Ben ise sürücü koltuğunun yanındaki koltuktaydım ve neden buradaydım inanın bi' fikrim yoktu.
"Biz nereye gidiyoruz."
"Sürpriz." Mert Hakan'ın gülerek söylediği şeye kaşlarımı çattığımda sanki bu sürpriz hiç hoşuma gitmeyecek gibiydi.
Vardığımızda düşüncelerimde tamamen yanıldığımı fark ettim. Gözlerim kocaman açılmıştı.
Herkesin haberi vardı ve bana sürpriz yapılmıştı.
İndiğimizde arkamı dönüp diğerlerine baktım.
"Bu kimin fikriydi?" Sorduğum soruyla Yunus gözlerini benden kaçırdı ve Mert Hakan ile bakıştı. Takip edemediğim o süre zarfı içerisinde ne oldu, neler döndü anlayamamıştım."Benim fikrimdi." Yunus'un söylediği şeyle koşarak boynuna sarıldım.
Biz küçükken benim gitmek için fazla zamanım olmamıştı. Küçük yaşlarda çalışmaya başladım ve dolayısıyla "ailesel" aktivitelerin hiçbirinde yoktum.
Çalıştığım için yoktum, öyle değil mi?
Işıltı dolu gözlerimle Yunus'u elinden tuttum ve ilerlemesi için çektim. Bu çocuksu hâllerime gülüyordu her biri.
Jeton aldıktan sonra diğerlerine baktım. "Ben Halille bir şey konuşacağım." Yunus, Halil'i aldığı gibi bizden uzaklaştı.
"Altayla biz de beraber takılırız." Kerem'in söylediği şeyle kafamı salladım ve Sera'ya baktım.
"Biraz Ferdi'yle vakit geçireyim ben de."
Ardından şaşkın bakışlarım son kalan kişiye gitti.
"Biz de beraber miyiz? Sorduğu soruyla kafamı salladım. Buraya kadar getirmişti, nankörlük edemezdim.
"Gel, çok eğleneceksin. En eğlenceli partneri sen seçtin." Gülerek konuştuğunda gülümsedim.
Hızla gittiği yere baktığımda kahkaha attım. Çarpışan arabalara bayılırdım.
Ayrı ayrı arabalara bindiğimizde bizimle birlikte oynayan birçok çocuk ve genç vardı. Hızla ona çarpmak isterken arkamdan birinin çarpması ile sarsıldım.
Mert Hakan'ı unutup bana çarpan kişiye çarpmak için arabamı çevirdim.
Neydi bu adamın adı?
Efe mi?
Ah doğru.
Eren Karaca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Redamancy || Mert Hakan Yandaş
Fanfiction"Senden nefret ediyorum aptal." Söylediğim şeyle kafasını salladı iki yana. "Hayır, benden nefret etmiyorsun." Bu söylediğiyle yumruklarımı sıktım. "Hayır, senden nefret ediyorum Yandaş." "Nefret ettiğin birinin dudaklarına bu kadar hasret kalırmış...