Bir buçuk hafta boyunca Mert Hakanla yakın zaman geçirmiştim.
Bazen gözlerindeki pişmanlığı yakalar gibi oluyordum.
Ona sımsıkı sarılmıştım, bu iddia olmasına rağmen aptal gibi seviyordum hâlâ onu.
Ben onu ağlatana kadar durmayacaktım.
Ya pişman olursa ve benim bildiğimi bilmeden her şeyi itiraf ederse?
O zaman affedebilir miydim onu?
Affetmemelisin diye duyacaktım sorduğum herkesten.
Ama bazen kaybetmekten korkana kadar, kaybetmekle burun buruna gelene kadar anlamayız ki birini sevdiğimizi.
Fark etmeyebiliriz.
Nefret ettiğimizden o kadar eminiz ki nefretle aşk arasındaki o ince çizgiyi fark edemeyebiliriz, takılır düşeriz.
"Güzelim? Aşka mı geldin?" Merakla baktığında gülümsedim.
"Beni hiç bırakma, olur mu?"
Hadi ama Mert, ben bunu kimseye demem. Ben ailemi silmişim hayatımdan daha küçükken, senin yokluğun ne kadar koyar bana? Sana deli gibi aşık olduğum hâlde nefret ederken...
Saçlarıma ufak ufak buseler konduruyordu.
Yine şansını deneyecekti.
"Karnım ağrıyor."
"Öyle mi? Neden."
Sorgularcasına baktığında gülümsedim.
"Reglim."
"İstediğin bir şey var mı? Almam gereken? Alabilirim hemen."
"Hayır, sadece sana sarılıp film izlemek istiyorum." Söylediğim şeyle gülümsedi ve elimden tutarak salona getirdi.
Açtığımız film duygusaldı ve ben ağlayacaktım. Ağlamamın sebebiyse film olmayacaktı.
İlerleyen dakikalarda bu duruma neden geldiğimi sorguluyordum.
Arkamdan belime dolanan kolla irkildim.
Eğer bunlar bi' iddia olmasaydı çok güzel bir ilişki içerisinde olabilir miydik?
Ben ona böylesine iğrenç bir iddiaya girmesine sebep olacak ne yapmıştım ki?
Tamam, şakalaşıyorduk ediyorduk falan filan ama.
Ben bu kızı çabucak yatağa atarım, gel iddiasına girelim ne demek?
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Anlatmalı mıydım? Sera benim en yakın kız arkadaşımdı ancak ona anlatırsam her şey bozulur muydu?
En güzel işleyen plan kimsenin bilmediği plan mıdır?
Söylemeyecektim.
"Gece kulübüne gidelim mi?" Ferdi'nin sorusuyla herkesin bakışları ona dönmüştü.
"Olabilir, eğleniriz." Bu söylediğimle gülümsedi.
Bizimkilere haber vermemi söylemişti. Kerem gelmezdi, diğerlerine söylediğimde onaylamışlardı.
Yine geçen sefer gittiğimizde hazırlandığımız gibi hazırlanacaktık.
Söylemek istiyordum.
Bir kız gözüyle baktığında beni anlardı, biliyordum.
Anlatacaktım.
Kararlarımdan işte bu kadar emin olabiliyordum.
"Sana bir şey soracağım." Sesimi çıkarabilmiştim ancak eve geldiğimizde.
"Sor tabii." Samimiyetle söylediği şeyle duraksadım.
"Ferdi, eğer seninle bir iddia üzerine birlikte olduysa ve amacı sadece seninle o şekilde birlikte olmaksa ne yapardın?"
Kaşları çatılmıştı.
"Ferdi, senin bildiğini bilmiyor mesela."
"Ona zaman tanırdım, sonuçta iddia ile başlamış bile olsa belki duyguları değişmiştir."
"Peki ya sonra?"
"Eğer itiraf etmezse onu rezil ederim. Kimse benimle oynayamaz." Haklıydı.
"Yoksa?" Sorgularcasına baktığında kafamı salladım.
Gözleri dolu dolu sarılmıştı bana sımsıkı.
"Peki ne yapacaksın?"
"Yeterince zaman verdim. Bir haftadır biliyorum her şeyi ve belli etmiyor. İkinci dediğini yapmanın vakti geldi."
Kafasını sallamıştı.
"Efsa, arkanda değilim her zaman yanındayım." Bu dediği şeyle gülümsedim.
Asla arkadaş olamayacağımı düşündüğüm Fenerlilerin birkaçı ailem olmuştu.
Birkaçıysa ailem olacağını düşünmüşken...
Neyse.
Sona yaklaşıyoruz arkadaşlar <3
Düşüncelerinizi öğrenebilir miyim acaba???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Redamancy || Mert Hakan Yandaş
Fanfiction"Senden nefret ediyorum aptal." Söylediğim şeyle kafasını salladı iki yana. "Hayır, benden nefret etmiyorsun." Bu söylediğiyle yumruklarımı sıktım. "Hayır, senden nefret ediyorum Yandaş." "Nefret ettiğin birinin dudaklarına bu kadar hasret kalırmış...