"Hoşgeldin." Keremler salonda otururken gülümseyerek yanlarına geçtim, üzerimi değiştirdikten sonra.
Efsanevi Harry Potter pijamalarımla bakışıyordu Kerem.
"Çok yoruldum abi ya." Hiçbir şey yapmamıştım da aslında.
Bana ters bakan Kerem'in yanaklarını sıkmıştım.
Kerem yastığı kafama attığında şaşkınlıkla ona baktım. "Hain arkadaş!"
Gülerek bizi izleyen Zani'ye doğru verdim sırtımı.
"Beni anlamıyorlar Zani!" Ona söylediğim şeyle kolunu omzuma attı. "Ben anlarım Efsa." Adımı çok zor söylemişti, ilk öğrendiğinde.
Gülümseyerek kafamı yasladım. Açtıkları filmin ancak yarısına gelmişlerdi.
"Sabahlamakta ciddi misiniz?" Söylediğim şeyle onaylar sesler çıkardılar.
Halil ve Yunus bir koltukta.
Kerem tekli koltukta.
Barış ise diğer tekli koltukta.
Ben ve Zani de bir koltuktaydık.
"Bu hayvan herif, kızı kesin üzecek." Söylediğim şeyle bana katıldığını belli etmişti Kerem.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
"Şu an sana cevap veremez, yanımda uyuyor." Zaniolo'nun sesiyle uyanmıştım.
Benim telefonumla konuşuyordu.
"Kim o?" Uyanamıyordum.
Diğerleri de "sabahlama" başlığı altında yüksek ihtimalle 5 gibi uyuyakalmışlardı.
"Efendim Mert?" Zani'den telefonu alıp konuşmaya başladım.
"Ben rahatını bozmayayım ya, sen uyu erkek arkadaşının kollarında." Yüzüme kapadığında neler olduğunu anlayamamıştım.
Oflayarak oturduğum yerden kalktım. Filmi izlerken uyuyakalmıştım.
"Zani, seni de rahatsız ettim. Uzan istersen sen, ben de hazırlanayım."
"Nereye?"
"Halletmem gereken bir işim var."
"Götüreyim mi seni?"
"Yok teşekkür ederim."
Hızlıca hazırlandım.
Gideceğim yer absürt uzak değildi.
Samandıra'ya vardığımda kimi arasam açar diye düşünürken Sera'nın sabah storysini görmüştüm.
Sera'yı aradığımda iki kere çalmadan sonra cevap verdi.
"Efendim Efsa?"
"Tesisin önündeyim de, içeriye girmem için yardım eder misin? Anlatacağım."
"Geliyorum güzellik."
Sera'nın yardımıyla içeriye girmiştim.
"Ya aslında içeriye girmeden sana bir şey danışacağım."
"Tabii ki, hadi gönder gelsin!"
"Ben dün bizimkilerle sabahlamaya çalışırken uyuyakalmışım. Telefonumu da takım arkadaşlarımdan biri açtı. Mert Hakan da bana uyu sen erkek arkadaşının kollarında diyip telefonu yüzüme kapadı."
"Bir şey soracağım ama bana dürüst olacaksın." Kafamı salladım.
"Mert Hakan'dan hoşlanıyor musun?"
"Evet."
Şaşırmış gibiydi, inkar etmemi bekliyordu.
"Pekala, içeriye girelim. İdman bitişi illaki konuşursunuz." Kafamı salladım ve onunla birlikte içeriye girdim.
Tribünlerde oturduğumuzda idman yapan Mert Hakan'a baktım. Arkadaşlarıyla şakalaşıp duruyordu.
"Biliyor musun magazine çıktığın Eren Karaca ve Fenerbahçe tercümanı Hafsa kuzenlermiş." Söylediği şeyle güldüm.
"Eren Karaca'yla magazine çıkma sebebimizin Hafsa'nın kendini Mert Hakan'a yaklaştırmak istemesi desene." Söylediğim şeyle güldü.
Mert Hakan'ın bakışları aniden buraya döndüğünde gülümsemiştim ancak o göz devirip idmana devam etti.
İdman bitişi hızlıca aşağıya inmiştik.
"Mert."
"Ne işin var burada?"
"Biraz konuşalım mı?"
"Hayır." Söylediği şeyle kaşlarım çatıldı.
"Mertçiğim iki dakika gelebilir misin?" Hafsa'nın sesi duyulduğunda kaşları çatılan taraf ben olmuştum.
"Geliyorum!" Arkasında bırakmıştı, gitmişti.
Cidden mi?
Bu kadar mıydı bana olan güveni?
Hızla Samandıra'dan çıktım. Ne hâlin varsa gör ya.
Yunus arıyor...
"Güzelim biz maç için gideceğiz ama Ersan abi tercüman için kendisi gelecekmiş."
"Tamamdır bebeğim, dikkatli olun."
"Tamamdır öpüyorum."
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
3 gün sonra
3 gündür Yunuslar yoktu.
3 gündür dışarı çıkmıyordum.
3 gündür telefonumu bile açmamıştım.
Bu günleri kendime ayırmıştım ve evde yapabileceğim tüm aktiviteleri yapmıştım.
Telefonumu şarja taktıktan sonra biraz şarj olması için bekledim.
Telefon ekranı açıldığında gelen bildirimlere baktım.
Üç gündür yoktum ve bir kere bile aramamış mıydı?
Hızlıca hazırlandım ve kapıyı kilitledim.
Diğer bloğa geçtim ve kapısının önünde durdum. Derin bir nefes alarak zili çaldım ve birkaç dakika sonra kapı açıldı.
"Aa Efsa, sen mi geldin?"
Karşımda sırıtarak gördüğüm Hafsa, hiç hoşuma gitmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Redamancy || Mert Hakan Yandaş
Fanfiction"Senden nefret ediyorum aptal." Söylediğim şeyle kafasını salladı iki yana. "Hayır, benden nefret etmiyorsun." Bu söylediğiyle yumruklarımı sıktım. "Hayır, senden nefret ediyorum Yandaş." "Nefret ettiğin birinin dudaklarına bu kadar hasret kalırmış...