Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🔮💜
6.Bölüm
Portalın içine kaybolmadan, o bizi aç bir balina gibi içine çektiğinde yaşadığım dünya eğilip bükülerek yok olmaya, çevremin değişmeye başladığını gözlemliyordum. Bir baş dönmesi ve ufak bir mide bulantısının ardından saniyeler içinde çevremdeki objeler değiştiğinde, Kaiden ile beraber yeşil bir ormanın tam ortasında duruyorduk.
Akasyaların bir çiçek misali çevremizi sardığı bu kadife yapraklı ağaçlar, rüzgarsız ve masmavi bir güneşle öylece parıldıyordu. İlk önce burasının bir cennet olduğunu düşünürken çevremizdeki daha başka ayrıntıları da gözlemliyordum.
Minik, havuza benzer küçük göller çevremizi sarıyor uçuk mavi renkleri, bulunduğumuz ormanı dolduruyordu. Belki göllerin sayısı yüzden de fazlaydı. Ancak o denli duru ve tatlı görünüyorlardı ki ormana yakıştıklarını düşündüm.
"Gölge Diyarı burası mı?" diye sorduğumda meraklıydım.
"Hayır. Burası geçiş kapılarımız." dediğinde garip bir afallama yaşadım.
"Ne?"
"Burasını evrenin bir yansıması olarak düşünebilirsin. Buradaki göller aslında geçiş kapılarını oluştururlar. Her biri farklı dünyaya açılır. Örneğin birkaçı bizim dünyamıza giderken, bazıları vampirlerle kurt adamların egemenliğindeki diyarlara, bazıları ejderhaların efendiler olduğu bölgelere gider. Hatta tamamen okyanustan meydana gelen bir dünya da vardır. Kralları ahtapotlardır."
Gözlerimi kocaman açmıştım. "Bu inanılmaz. Hiç oralara da gidiyor musun?"
"Eğer görevim için gitmem gerekiyorsa, bazen başka diyarlara geçiş yapabiliyorum. Ancak bunlar için özel tılsımlar gereklidir. Biz Gölge Diyarında yaşadığımız için dumanlar ve isler işimizi görür. Ancak bu her büyücü için geçerli değildir. Bazısı bunun için yetenekli değildir."
"Peki, vampir tanıdığın var mı? Ya da kurt adam?"
Omuz silktiğinde, "Pek değil. İki tür de barış yanlısı kişiler değildir." dedi. Parmağını uzakta parlayan bir göle doğrulttuğunda, "Ancak Ejderha Efendilerinden Kreon Borgias ile tanışmıştım. Nazik, dost canlısı biridir." diye yanıt verdi.
"Vay canına! Peki onu en son ne zaman gördün?"
Çenesini kaşıdığında hesaplamaya çalışan bir hali vardı. "Sanırım dördüncü çocuklarını kucağına aldığında ziyaret etmiştim. Küçük oğlu Ryan tam bir haylazdır."
Gülümsediğimde, "Biz nereden gideceğiz?" diye sordu.
"Önümüzdeki göl, bizi senin okulunun bulunduğu Erebus vadisine götürecek. Bazı göller, diyarın farklı noktalarına açılır."
"Mesela nerelerine?"
Kaiden artık konuşmak istemiyor gibiydi. "Bunu okulda öğreneceğini düşünüyorum. Her şeyi benim anlatmam doğru olmaz."
Konuşmamız bittiğinde Kaiden'ın çantasından çıkardığı ufalanmış ot parçalarını göle serptiğini fark ettim. "İşte şimdi okuluna gidiyoruz." diye mırıldandı.
Birkaç saniye sonra göl, ikimizi tıpkı denizin ortasında açılan portal gibi içine doğru çektiğinde aynı rahatsızlık ve mide bulantısını burada da yaşadım. Dünya yeniden eğilip bükülmeye başladığında, böyle bir duyguya hiç alışamayacağımı düşünüyordum.
💜💜💜
Ortaya çıkan sisli dünya, koyu yeşil bir vadinin hemen içinde yer alıyordu. Çam rengiyle tamamen bütünleşen büyük bir kalenin duvarları, geniş bir dağın içerisine gömülü vaziyette, kuleleri ise bağımsızlığını ilan ederek göğe dek uzanmaktaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyüler Kraliçesi (Bitti)
FantasiaUnutulmuş bir diyardan yazılan masallarla büyümüştüm. Tanrıların lanetlediği, uğursuz kimselerin kol gezdiği o yer aslında benim evimdi. Ancak yalnız olmadığımı da biliyordum. Aldığım her nefeste, gördüğüm her yerde sadece onunla olacaktım.