Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜
12.Bölüm
Dolabımın başında dudaklarımı ısırarak beklerken, aynı zamanda gözlerim kıyafetlerimin üzerinde dolanıyordu. Celosia'dan geldiğimde yanıma sadece birkaç parça kıyafet almış, Gölge Diyarı'nın nasıl işlediğini bilmediğimden alışveriş yapma fırsatım olmamıştı.
Hoş, getirdiğim altın miktarının yeterli olup olmadığı bir yana, geçerli olduğunu hakkında bile bir fikrim yoktu. O yüzden dolabıma yeni kıyafetler alamamıştım.
Ancak şimdi dolap raflarındaki az olan kıyafetlerime bakarken, kesinlikle birkaç parça bir şey almam gerektiğini düşünüyordum. Özellikle Kaiden'ın annesiyle yiyeceğim bir akşam yemeğinde, alelade bir tişört ve pantolon ile gitmek istemiyordum.
Geçen hafta, Kaiden'ın odasında annesiyle tanıştığımda bana gerçekten nazik ve kibarca davranmıştı. Öylesine sıcakkanlı bir yapısı vardı ki sıradan giyinip giderek saygısızlık etmek istemiyordum.
Gerçi Kaiden ile aynı masada yemek yemek bende sinir etkisi yaratıyordu ancak Kaiden'ın annesi Edna Chester için Kaiden görmezden gelinebilecek bir şey olabilirdi.
April odamın kapısını çalmadan girdiğinde, "Siena, biz Bonney ile yemeğe gidiyoruz. Sen de bize katılır mısın?" diye sordu.
Yanağımı dişlediğimde somurttum. "Siz gidin April. Ben bir arkadaşımın annesiyle yemek yiyeceğim. O yüzden hazırlanmam gerek."
April kaşlarını çattığında sadece kafasını değil, vücudunun geri kalan kısmını da odaya soktu. Gözleri büyürken, "Arkadaşının annesiyle yemek mi yiyeceksin? Bunu ilk kez duyuyorum." diye konuştu.
Tabi ben geçen gün Kaiden'ın evine yanlışlıkla gittiğimi anlatmayı atladığım için April'ın da bu konudan haberi yoktu. Hoş, Kaiden meselesinden şimdi de bahsetmek istemiyorum. Tuhaf bir şekilde kızlar Kaiden'den korkuyordu ve ben bu meseleyi uzun uzun anlatarak onları daha fazla ürkütmek istemiyordum.
April'ı onaylarken, "Evet." dedim. "Küçük bir akşam yemeği yedikten sonra yatakhaneye geri döneceğim. Biliyorsun ki yarın okulun ilk günü!"
"Onu anladım da bu arkadaşının kim olduğunu anlamadım. Gölge Diyarında kimseyi tanımadığını sanıyordum."
Hafifçe gülümsediğimde, "Gorgon'un bir arkadaşıymış." dedim. Daha önce Gorgon'dan bahsettiğim için en azından Gorgon'un kim olduğunu biliyorlardı.
"Kimmiş bu?"
April'ın sorularını geçiştirmekten hoşlanmasam da, "Ben de bilmiyorum." dedim. "Gorgon'un anlattığına göre iyi biri olmalı."
April daha fazla olayı didiklemediği için, "Şimdi ne giyeceğime karar vermeye çalışıyorum fakat seçeneklerim fazla değil." dedim. "Belki alışverişe çıkarım ancak burayı daha tam manasıyla çözemedim."
Arkadaşım hafifçe gülümsediğinde, "Dert ettiğin şeye bak, Siena. Şimdi seninle Erebus'un en gözde butiklerinden birine gider, sana güzel bir elbise seçeriz." dedi.
"Evet ama çok da zamanım yok. İki saat içerisinde hazırlanıp orada olmalıyım."
"Merak etme, şimdi oraya gidersek fazla oyalanmadan sana birkaç parça kıyafet seçeriz." Ben daha bir şey demeden elimden tuttu ve beni çekiştirerek salondaki aynaya doğru sürükledi. "Bonney!" diye seslendiğinde odadan çantamı zar zor alabilmiştim.
"Efendim, April?" Bonney odadan çıktığında üzerinde beyaz renkli pijamalar vardı.
"Biz Siena ile Erebus'taki butiklerden birine gideceğiz. Acil bir işimiz var. Sen de gelmek ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyüler Kraliçesi (Bitti)
FantasiaUnutulmuş bir diyardan yazılan masallarla büyümüştüm. Tanrıların lanetlediği, uğursuz kimselerin kol gezdiği o yer aslında benim evimdi. Ancak yalnız olmadığımı da biliyordum. Aldığım her nefeste, gördüğüm her yerde sadece onunla olacaktım.