Büyüler Kraliçesi (Bitti)

36.Bölüm 💜 Uçurumlar

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜

NOT: YETERLİBEĞENİ VE OKUNMA SAYISI GELMEDEN BÖLÜM GÜNCELLEMİYORUM.

36.Bölüm (+18)

Sıcak nefeslerimizin birbirine karıştığı yatak, tutkulu öpüşümüzle daha yoğun bir kıvama dönüşüyor, Kaiden'ın üzerine uzandığım için her hattını bedenimde hissedebiliyordum. Kaiden'ın dudaklarının ıslaklığı adeta rüyalardaki gibi baş döndürüyordu.

Fakat yaşadığımız bu anın rüya olmadığını, bu anı daha evvel rüyalarımda birkaç kez gördüğüm için anlayabiliyordum. Rüyadan çok daha güzel, çok daha muhteşem bir histi. 

Kaiden bedenimi, bedenime hapsetmek için bir elini belimin aşağısına ve kalçamın yukarısında bir noktaya koymuş diğer elini de saçlarımı okşamak için serbest bırakmıştı. Yüzümde, boynumda dolanan parmaklarından dolayı kendimi ona iyice bastırmaktan alı koyamıyordum. 

Diliyle dudaklarımı işgal ettiğinde beni geriye doğru yatırdı ve  başım yastıklarla buluşurken Kaiden üzerime doğru uzandı. Beni ezmemek için dirseğinden destek alırken dudaklarını dudaklarımdan ayırarak yüzümü keşfetmeye başladı.

Yanaklarıma, çeneme, kulağımın çevresine minik ısırıklarda bulunuyor ardından tedavi etmek için ısırdığı yerleri uzun uzun öpüyordu. Kaiden'ın her dokunuşu oyuncu, her öpücüğü baştan çıkarıcıydı.

Ellerim başından beri dokunmak istediğim sert göğüs kaslarına, oradan sıkı karnına gitti. Ona daha rahat dokunabilmek için ellerim beceriksizce gömleğinin düğmelerine gittiğinde, Kaiden eliyle parmaklarımı yakaladı. Dudaklarını dudaklarımdan çektiğinde son bir kez, "Emin misin, Siena?" diye sordu. "Bunu yaparsak geri dönülmez bir yola gireceğiz. Arkadaşlığımız aynı kalmayacak."

"Eminim, Kaiden." Kaiden'ın öptüğü dudaklarımı yalarken derin bir nefes verdim. "Peki, ya sen emin misin?"

Siyah gözleri yoğun kıvılcımlarla oynaşıyordu. Bana duyduğu arzuyu görmemek için kör olmak gerekirdi. 

"Hiçbir şeyden emin olmadığım kadar!.." Yutkunarak bacaklarıma dokunduğunda gözleri bedenimi içti. 

"O halde?" diye sorduğumda sesimin zevkten titremesine engel olamamıştım.

"O halde benimsin!" 

Kaiden yeniden dudaklarıma kapandığında geceliğimin altına soktuğu ellerini ilk kez çıplak tenimde hissettim. Sıcak avuç içleri önce bacağımı, daha sonra karnımı sevdi. Her bir yerde ayrı ayrı oyalanırken ben az önceki işime geri döndüm ve Kaiden'ın gömlek düğmelerini yavaş yavaş açmaya başladım.

Son düğmede Kaiden hafifçe geriye çekilince üzerindekini çekip attı. Bronz teni tıpkı rüyalarımdaki kadar nefes kesici, çıplak göğsü bir o kadar seksi idi. Aşağı doğru zikzak çizerek inen karın kaslarına bakarken, Kaiden ölümcül darbeyi de yaptı ve pantolonu ile iç çamaşırını da çıkararak tamamen çıplak kaldı.

Dilim damağım görüntü sebebiyle kururken, bedenim beklentiyle kasılmaya başlamıştı. Kaiden'ın bedeninin aşağısındaki kalın ve uzun erkekliğinin çevresini gelişkin damarlar sarıyordu.

Kuruyan dudaklarımı yalarken gözlerim bu kez rüyalarda görmeye alışık olduğum dövmeli dizlerine kaydı. Diz kapağının hemen üzerinde bulunan yuvarlak şeklindeki spiralli dövme, anlamını bilmediğim sembollerle işlenmişti. 

Kaiden yatağa yeniden girdiğinde, dudaklarımız otomatik olarak yeniden birleşti ve Kaiden bu kez çırılçıplak olarak üzerime uzandı. Boynumu dişlemeye başladığında büyülü sözler mırıldandığını duydum ancak bunun sebebini çok geçmeden öğrendim.