Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜
NOT: YETERLİ BEĞENİ VE OKUNMA SAYISI GELMEDEN BÖLÜM GÜNCELLEMİYORUM.
32.Bölüm
Elimde tuttuğum not defterini bir kez daha kontrol ettikten sonra derin bir nefes verdim. Bay Egeria Alaunus'a sunacağım kehanet rüyasını doğru şekilde aktardığımı ümit ediyor, bu dersten tam not almak istiyordum. En azından bir ay boyunca sürdürdüğüm bu vejetaryen diyet boşa gitmemeliydi.
Defteri koltuğumun altına sıkıştırdığımda elimi, Bay Alaunus'un kapısını tıklatmak için kullandım. Bay Alaunus'un gür sesi ile "Girebilirsiniz!" diye seslendiğinde fazla oyalanmadan kapıyı açtım ve içeri girdim.
Bay Alaunus'un odası, Erebus binasının merkezindeki profesörler binasında yer alıyordu. Bina dört farklı kulenin tam ortasına inşa edilmiş, hocaların kalması için ayrı yatakhane bile düşünülmüştü.
Kehanet profesörü olan Bay Alaunus'un odası klasik bir çalışma odasını oluşturuyordu. Çeşitli kağıt ruloların dizildiği raflar, çalışma masasının önüne koyulmuş iki adet iskemle ve masanın üzerine kullanılmak üzere bırakılmış bir mürekkep hokkası...
Odanın farkını gösteren önemli şeylerse pencerenin önünde yıldızları incelemek için kurulmuş özel düzenekli bir teleskop, kemik falı için kullanılan bir adet masa, ruhu okuyan özel su çanağı... Fal ve kehanet için kullanılan pek çok aracı Kaiden ile geçirdiğim çalışma saatlerinde yeterince öğrenmiştim.
"Hoş geldin, Siena!" Bay Alaunus sarı benziyle bana gülümserken masanın ötesinde oldukça küçük görünüyordu. Elflerin uzun boylu olduğu efsanesinin, Bay Alaunus'un bir buçuk metreyi geçmeyen ince fiziğiyle yalan olduğunu anlamıştım. "Sana Siena diye hitap edebilirim öyle değil mi?"
Gülümsedim. "Benim için bir sorun yok."
"İstersen bekletmeden kehanet ödevini okuyayım ve elimden geldiğince yorumlayayım. Bakalım yıldızlar sana nasıl bir kader yazmış."
"Tamamdır Bay Alaunus."
Herkes ödevini teslim etmek için birebir gelmek zorunda olduğu için Bay Alaunus ders işlemek yerine, özel bir görüşme saati ayarlamıştı. İçeri giren her öğrenci ortalama olarak beş dakika içeride kalıyor, daha sonra ise yerini diğer öğrenciye bırakıyordu. Benden sonra bekleyen sekiz öğrenci olduğu için oldukça acele ediyorduk.
O yüzden oyalanmadan Bay Alaunus'un çalışma masasının önündeki iskemlelerden birine oturdum ve elimdeki notu Bay Alaunus'a sundum.
Zayıf parmaklarıyla ödevi kavrayan Bay Alaunus, yüzünde büyük bir ciddiyetle ödevimi okumaya başladı. Okudukça alnı kırışıyor, yüzündeki ifade daha sert bir bakışa evriliyordu.
"Çok garip." diye mırıldandı. "Siena sen kehanet ödevindeki diyeti tam manasıyla uyguladın mı?"
Dudaklarımı dişlemeden önce, "Evet, efendim. İstediğiniz gibi vejetaryen beslendim." dedim.
"Okuduğum rüyanın yarım olduğunu anlayabiliyorum. Çöl imgesinden birden bire başka yere atlıyorsun. Bir de rüyanın sonunda gördüğün adam var. Adını belirtmemişsin ancak tanıdığın biri olmalı."
"Evet."
"Siena seninle bu kehanet rüyasını yeniden hatırlamak istiyorum."
Kaşlarımı kaldırdım. "Başka bir kehanet rüyası için bir ay daha mı vejetaryen olacağım?" dediğimde bunun olmaması için dua ediyordum. Sebze tüketmeyi sevmiyor değildim ancak bu diyetten gerçek anlamda sıkılmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyüler Kraliçesi (Bitti)
FantasiaUnutulmuş bir diyardan yazılan masallarla büyümüştüm. Tanrıların lanetlediği, uğursuz kimselerin kol gezdiği o yer aslında benim evimdi. Ancak yalnız olmadığımı da biliyordum. Aldığım her nefeste, gördüğüm her yerde sadece onunla olacaktım.