Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜
NOT: YENİ BÖLÜMLERİ YETERLİ BEPENİ VE OKUNMA SAYISINA GÖRE GÜNCELLİYORUM.
47.Bölüm
"Kaiden konuşurken, gözlerini senden alamıyor." dedi Hestia.
Savaşçı kostümlerini giymiş, bir anda narin bir hanımefendiden gerçek bir katile dönüşmüştü. Kahverengi deri parçaları göğsünü, karnını ve bacaklarının üst kısmını sarıyor, dirseklerinde ise iki bıçağın yer aldığı bileklikler bulunuyordu. Saçlarını iki yandan örerek tam tepede toplamış, altta kalan saçlarını ise rüzgarın insafına bırakmıştı.
Gözlerine ve yüzüne sürdüğü savaşçı boyalarıyla vahşi bir kurdu andırırken, gözlerindeki siyahlık gerçekten tüyler ürperticiydi.
"Bilmem." dediğimde Kaiden'ın konuşmasını gözümün önüne getirdim. Genelde herkese hitap ederek konuştuğu için özellikle benden yana bakıyor olduğunu daha önce hiç yakalamamıştım.
"Kaiden'ı iki asırdır tanırım. Genelde işine yoğun biri olduğu için kadınlara karşı mesafeli durduğunu bilirim. Ama sana bakınca gözlerinin içi gülüyor. Onun için sahiden önemli biri olmalısın." dedi.
Hestia'ya gülümsemekle yetindim. Yürürken ayağımızın altındaki çakıl taşları ezilerek çeşitli sesler çıkarıyor, yeşil orman git gide bizi daha da kuşatıyordu. Merakla çevreme bakınırken, gökyüzünde uçuşan ejderhaları çoktan arkada bırakmıştık.
"Nereye gidiyoruz?" diye sorduğumda kendi savaşçı kostümümü çekiştirdim.
Hestia'dan farklı olarak, benim kostümün baştan aşağıya kadar siyah esnek bir kumaşla kaplanmış, göğsümden bacaklarımın iç kısmına kadar olan bir kısma da güçlü bir zırh giymiştim. Zırhın gümüş yüzeyi her güneşte parlarken, ışığı özlediğimi kabul etmeliydim.
"İlk olarak sana ok kullanmayı öğreteceğim. Bu yüzden avlanmaya gidiyoruz." dediğinde ağzım şokla açıldı.
"Ne? Bir canlıyı mı öldüreceğiz?" diye sorduğumda bir ağaç dalına takılıp düşmek üzereydim.
"Bir aşçı olduğunu duymuştum."
"Evet. Ancak konuyla ne ilgisi var?"
"Sen pişirdiğin yemeklerde et kullanmıyor musun?"
"Kullanıyorum."
"O zaman sen de bu işe çoktan dahilsin. Yaşamak istiyorsan, öldürme iç güdünün güçlü olduğundan emin olmalıyız. Tabi doğayı katlet demiyorum fakat hayatta kalma gücünü artırmamız şart."
Yutkundum. "Hestia çok teşekkür ederim. Eminim her şeyi benden iyi biliyorsundur. Ama ben yapamam." dedim.
Gülümsediğinde, "Kahvaltı etmiş miydin?" diye sordu.
"Evet. Sabah Kaiden ile birlikte evdeyken bir şeyler atıştırmıştım. Neden?"
"Çünkü tatlım avlanana kadar hiçbir şey yemeyeceksin. Eğer karnının doymasını istiyorsan, bunu kendin yapmalısın." Fısıldayarak söylediği şeylerden sonra Hestia'nın kafayı yemiş olabileceğini düşünüyordum.
"Bak, sen bir ejderhasın. Öldürme iç güdüsü sende doğuştan var. Ama ben sadece insanım." dediğimde ağlamak üzereydim.
Hestia sırıttı. "Emin ol tatlım, ben insan olarak da yaşadım. Orada da aynıydım. Bana bir ok verdiklerinde yaptığım ilk şey, kaz avlamaktı." dediğinde bakışlarım fazla yargılayıcı olsa gerekti. "Öyle bakma bana! Ailem açlıktan ölmek üzereydi. Eğer o kazı avlamasaydım, şuan burada olmazdım. Yaşadığım için kimseden de özür dilecek değilim. Hem sen de en az benim kadar hayvani iç güdü taşıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyüler Kraliçesi (Bitti)
FantasíaUnutulmuş bir diyardan yazılan masallarla büyümüştüm. Tanrıların lanetlediği, uğursuz kimselerin kol gezdiği o yer aslında benim evimdi. Ancak yalnız olmadığımı da biliyordum. Aldığım her nefeste, gördüğüm her yerde sadece onunla olacaktım.