Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🔮💜
8.Bölüm
Önümde dalgalanarak dikilen genç kıza bakarken, soluğumun tıkanmış olduğunu kabul etmeliydim. Göğsüm daralıyor, sanki oda üzerime üzerime geliyordu. Gördüğüm şey öyle dehşet verici bir farkındalıkla karşımda duruyordu ki çığlık atmayı bile unutmuştum.
Açıklama yaparak titrek bir ses tonu ile, "Ben Glory!" diye fısıldadı. "Bu odanın hayaletiyim."
"B-Ben... B-Ben..."
Vücudum zangır zangır korkuyla titrerken sözcükler dilime dolanıyor gibiydi. Oysa bu durum, Glory denilen hayaleti eğlendirmiş olacak ki odayı dolduran tiz bir kahkaha sesi çıkardı.
"Ah, şu yeniler!.."
Az bir nefes alabildiğimde, işte o anda sesimi bulabildim ve Glory'nin kahkahasını da bastıran yüksek tonlu bir çığlık koyuverdim. Glory ile beraber odadaki mumlar yanıp sönüyor, perdeler sanki sert bir rüzgar yemiş gibi dalgalanıyordu.
Sesime April ve Bonney koşturarak odaya daldıklarında April otoriter bir ifadeyle, "Lütfen, kes şunu Glory. Siena'yı korkutuyorsun." diye konuştu. Ciddi yüz ifadesi öyle normaldi ki bir hayaleti azarladığının farkında olup olmadığını sorguladım. "Siena, dünyamızla yeni tanışıyor. Senin gibiler yüzünden ödü patlasın istemiyorum."
Glory gülmeye devam ediyordu. "Ama bu çok eğlenceli..."
"Sana şunu kes dedim!"
April kaşlarını çattığında tıpkı Gorgon gibi ani bir hareketle kol yeninden demir bir asayı çıkardı. Onu ustaca sallarken, anlamadığım dilde bir şeyler fısıldayarak Glory'e doğru salladı. Glory solarak odanın ortasında kaybolurken, April asayı aynı ustalıkla kol yeninin içine geri soktu.
Konuşan Bonney'di. "Af edersin, Siena. Seni uyarmaya çalıştık ancak sanırım anlamamıştın."
Başımı iki yana salladığımda hala korkudan konuşamıyordum. Duvara sindiğimi ve çantamı bedenime siper ettiğimi söylememe gerek yoktu.
"Glory, baş belası hayaletlerden biridir. Bir başka cadı tarafından öldürüldüğü için hala bu dünyaya musallat olmaya devam ediyor. Katili hala yakalanmadığı için kendisi huysuz ve oldukça huzursuz."
Yutkundum. "Ben odayı onunla mı paylaşacağım?"
Bonney iç çektiğinde April'den sonra konuşmaya o devam etti. "Birkaç günlüğüne seni rahat bırakacaktır. Ancak bu oda, onun eski odası olduğu için ona katlanmak zorunda olduğunu bilmelisin."
"Ama neden?" diye fısıldadım. Ağlamaklıydım. "Ben de sizin gibi normal bir oda arkadaşına sahip olamaz mıyım? Daha önce bir hayaletle karşılaşmadım ve o - o gerçekten korkunç görünüyordu."
"Bayan Carmen seni bu odaya verdiğine göre, yatakhanede gerçekten başka yer olmasa gerek Siena."
"Ama ben burada uyuyamam." İlk günden, hiç bilmediğim bir yerde mızmızlanmak istemiyordum. Fakat bir hayaletle aynı odada olma fikri, uykularımı kaçırmaya yetecek türden bir şeydi.
"Üzgünüz, Siena. Keşke Glory'i bu odadan kovacak, kesin bir çözüm olsa..." April konuşurken mahcup görünüyordu. "Ancak hayaletler, bizim bile büyülerimizin dışında varlıklardır."
İç çektim. "Sorun değil, April. Sanırım bu duruma alışmalıyım."
Yanağımın içini dişlerken April ve Bonney bir bir odamın içinden ayrıldılar. Yatağıma oturduğumda, az önceki durumu bir nebze olsun aşmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyüler Kraliçesi (Bitti)
FantasiaUnutulmuş bir diyardan yazılan masallarla büyümüştüm. Tanrıların lanetlediği, uğursuz kimselerin kol gezdiği o yer aslında benim evimdi. Ancak yalnız olmadığımı da biliyordum. Aldığım her nefeste, gördüğüm her yerde sadece onunla olacaktım.