ASLAN BEY

BÖLÜM 45: YİNE Mİ?

İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"YİNE Mİ?"

"Ecem'le konuştun mu?"

"Henüz değil..."

"Yahu sen oraya Ecem'le konuşmaya gitmedin mi? Neden henüz konuşmadınız, Dilşah Hanım?"

"Siz bu soruyu sorun diye, Aslan Bey!"

"Dilşah! Hemen git konuş ve yarın bana dön!"

"Yahu akşama bilet kestik ya zaten!"

"Havaalanından alırım sizi!"

"Hiç gerek yok, biz kendimiz döneriz."

"Ben alacağım dedim!"

"Bende gerek yok dedim!" dedikten sonra, ansızın sesini yumuşattı Dilşah. "Kocacığım..."

Aslan'ın aklı yine uçtu.

"Ne dedin sen?"

"Kocacığım dedim. Demese miydim?"

"De tabii! De ki ölsün şu adam burada!"

"Tövbe de yahu! Daha kavuşamadık!"

"Kavuşmamız yakındır."

"Yaa... Mesela ne kadar yakın?"

"İki hafta kadar..."

"Hımm... Peki, iki hafta sonra biz kavuştuğumuz gün, sen yine uyuyacak mısın?" Aslan, duyduğu soruyla gözlerini yumdu ve sakin kalmaya çalıştı. "Uyuyanı tepeden atsınlar anasını satayım!"

Dilşah, keyifle güldüğünde Aslan'da tebessüm etti. Daha sonra aklına gelen kardeşiyle, hızla kendini toparladı.

"Boncuk, sana mühim bir görev veriyorum!"

"Neymiş?"

"Şu senin çatlak Ecem yok mu?"

"He var!"

"İşte onu bizim Asaf'a yapsana!"

"Asaf'a! Ecem'i? Olur mu ki onlar?"

"Neden olmasınlar?"

"Yani Asaf, sakin bir adam. Öyle uysal, kendi hâlinde... Ama Ecem, çılgındır! Eh, birazda patavatsız! Olmaz onlar yahu!"

"Olur olur, mis gibi olur! Hem bak, birini yapmazsak şu çocuğa, yemin ediyorum ikinci platonik aşk depresyonu geliyor! Geçen kızın tekiyle tanışmış ne adını biliyor ne de yerini yurdunu... Ama onu bir gör, bildiğin Mecnun olmuş çıkmış!"

"Hadi ya! Durum kötü desene?"

"Öyle! Acilen birini bulup baş göz etmemiz lazım."

"İyi... Buluruz birini ama Ecem olmaz. Uymuyorlar bir kere..."

"Ecem, iyi kızdı. Asaf'a olurdu bence!"

"İyidir de... Öf tamam, bakarım!" dediğinde, bulunduğu odanın kapısı ansızın açıldı ve Asaf odaya daldı. "Dilşah, ocağına düştüm!"