BÖLÜM 46: MİNİK MİSAFİRLER

8.2K 424 34
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"MİNİK MİSAFİRLER"

"Dilşah, hoş geldin." Zerrin'in karşılamasına, Dilşah alayla söylendi. "Vay Zerrin Hanım, kapılarda mı karşılanıyoruz artık? Gözlerim yaşardı!"

"Ay ne karşılayacağım seni be? Sizden önce başka gelenler oldu, çocukları çağırdım gelenleri görsünler diye..." dediğinde, Dilşah kaşlarını çattı. "Kim ki bu gelenler?"

Zerrin, neşeyle yanıt verdi.

"İnanmazsın, hayatımda gördüğüm en tatlı varlıklar."

"Ne biçim misafir tarifi kız bu?"

"Misafir değiller ki... Kalıcılar." Dilşah'ın o anda jetonu düştü ve heyecanla içeri doğru koşturdu. Salona girdiğinde, Zeliş ile abisinin kucağında gördüğü bebeklere hayranlıkla baktı. "Yaa! Demek geldiler, neden haber vermiyorsunuz vicdansızlar?"

Zeliş, Dilşah'a gülümsedi.

"Bizde şimdi geldik zaten."

Dilşah, yaklaşıp bebeklere bakındı. Aslan ise onun bu hevesli hâllerine bakıp tebessüm etti. Şu hayatta en çok istediği şey, Dilşah ile ikisine ait bir bebekti. Ve Dilşah, bu bebek sevgisiyle ona istediğini verecek gibiydi.

"Şimdi, şu an ben hala mı oldum?" Kartal, kardeşine alayla söylendi. "İstersen amca ol..."

"Ya abi! Lütfen sen espri yapma!"

Herkes keyifle gülüşürken, Zeliş mutlulukla söylendi.

"Allah tez zamanda size de nasip etsin." Kartal, karısına kötü bakışlar atınca Zeliş çemkirdi. "Ne bakıyorsun, kötü kötü? İnsan böyle zamanlar da başkasına dua eder. Bizim oldu, onlarında olsun diye..."

"Sen dua etme, Bülbül!"

"Ay yıldım senin şu kıskanç abi tavırlarından ha! Günlerdir herkesin burnundan getirdin mutluluklarını! Az biraz ılımlı ol yahu!"

Aslan, Zeliş'e hızla destek verdi.

"Helal olsun, yenge!" Kartal'ın kötü bakışları bu kez Aslan'ı buldu. "Hah, bende bu bakış nerde kaldı diyordum. Biraz karından feyz al, onu örnek al. İnsan da azıcık anlayış olur lan!"

"Ben sana anlayışı göstereceğim! Hem de büyük bir zevkle!"

"E ne olacak bu küçük bülbüllerin ismi?" diye haylaz bir ifadeyle soran Dilşah, aradaki saçma gerginliği sona erdirdi. Zeliş ise ona neşeyle yanıt verdi. "Oğlumun ismi Toprak!"

Dilşah, gözlerini büyüttü.

"Vay be! Toprak ha! Düşünsene yirmi yıl sonra bunu... Toprak Bey! Çok havalı be!" deyip, Zeliş'in kucağındaki bebeği aldı ve aynı haylaz tavırla söylendi. "Çen büyüyünçe Bey mi olaçan? Kıjları kendine haşta mı edeçen? Baban gibi bir Bülbül bulup, başını belaya mı şokaçan?"

Zeliş, Dilşah'ın koluna çimdik atıp sinirle söylendi.

"Halası gibi birini bulup, ömrünü mü çürütsün?"

ASLAN BEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin