BÖLÜM 33: ESKİDEN SEVDİĞİ ADAM

8.2K 376 16
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"ESKİDEN SEVDİĞİ ADAM"

Dilşah, yaşadığı her şeyi arkasında bırakıp kalmayı seçmişti. Ancak onun seçimi herkesin sandığının aksine başka bir sebeptendi. Çünkü onun için Aslan mevzusu yıllar önce bir daha açılmamak üzere kapanmıştı. Onun tek istediği eskiden sevdiği adama yeni bir hayat sunmaktı. Kadınlara güvenmeyi öğretmek ve Dilşah olmadan da bunu başarabileceğini göstermekti. Çünkü hayatı boyunca Dilşah'ın peşinden koşup duramazdı. Yeni bir hayat, onun da hakkıydı.

Kalmaya karar verdikten sonra Paris'te çalıştığı hastaneden süresiz izin almıştı. Durumu Emir'e açıklamayı ise ertelemişti. Yanlış anlaması çok olasıydı. Bu yüzden Zeliş'i bahane ederek bir süre daha kalacağını haber vermekten öteye gidememişti.

Tabii bu süre zarfında, yaşananları ondan saklayan herkesten intikam almayı da ihmal etmiyordu. Hayatını baştan sona değiştirmelerinin elbette bir bedeli olacaktı. Bu bedele en çok Asaf katlansa da sesini çıkarmıyordu. Hatasının farkındaydı. Bir şeyleri değiştirecek gücü vardı ama yapmamıştı, abisine uymayı tercih etmişti.

Aslan'a gelince... Ondan intikam almak istemiyordu. Beş yıl gibi uzun bir sürede yaşadıkları onun için yeterliydi. Aslında Dilşah, Aslan'ı onsuz bir hayata mahkum ederek intikamını hak ettiği ölçüde aldığını düşünüyordu, fazlasına gerek yoktu. Bu yüzden eskisi kadar ondan nefret etmiyordu.

Ayriyeten evine tekrar alışması zor olmuştu ama onu da başarmıştı. Bu süreci onun için hafifleten çok tatlı sebepleri vardı. Umut ile Öykü'nün minik aşkı gibi, Kiraz'ın tatlı ve bilmiş konuşmaları gibi... Dilşah onlarla vakit geçirirken, fazla doz tatlılıktan her defasında kendinden geçiyordu. Geri döneceği zaman, en çok onlardan ayrılacak diye üzülüyordu.

Ve tabii alışma sürecini hafifleten bir diğer sebep ise Aslan'ın ortada olmayışıydı. Dilşah'ın gideceği akşam ortadan kaybolmuş ve bir daha haber alınamamıştı. Asaf'ın dediğine göre, tedavi sürecinde kendine başka bir şehirden yazlık almıştı. Kafa dinlemeye her zaman oraya gidiyor, haftalarca dönmüyordu. Tabii yazlığın nerede olduğunu, Asaf da dahil kimse bilmiyordu. Telefonu ise döndüğü güne kadar kapalı oluyordu. Tam da Aslan'lık bir hareket olduğu için Dilşah hiç şaşırmadı. Neyse ki kafasındakileri oturtması için yeterli zamanı vardı.

Aslında en çok Aslan'ın iyileşmesine güveniyordu. Asaf ve abisi, Aslan'ın iyileştiğini söylüyordu. Ama Aslan, içindeki korkulardan dolayı iyileştiğini kabul etmiyordu ve bu yüzden tedavi süreci uzadıkça uzuyordu. Tabii iyileşmeden kasıt eskisi gibi olmayışıydı. Yoksa ömrünün geri kalanında da uzman biriyle görüşmeye devam etmesi, en makul olanıydı. Çünkü travmalar öyle yok olup giden şeyler değildi, her an bir yerlerde tekrar patlak verebilirdi. İşte Dilşah, tam da bu kısımda onun hayata tutunacak bir dalı olması gerektiğine inanıyordu. Aslan'ın hep hayal ettiği o aile gerçek olursa, bir daha asla eski karanlığına dönmeyeceğine emindi. Hele ki hayalini kurduğu o kız çocuğunu kucağına alırsa, işte Aslan için hayatının dönüm noktası o gün olurdu. Dilşah, ona bu aileyi verecekti!

ASLAN BEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin