BÖLÜM 42: KIZ İSTEME

7.1K 373 46
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"KIZ İSTEME"

"Nasıl oldu?"

"Aslan Bey, asker arkadaşını istemeye gitse daha çok mutlu olur bence!" Dilşah, Zeliş'e yüzünü astı ve gidip üzerindekileri çıkarıp başka kıyafetler giydi. "Bu nasıl?"

"23 Nisan'da şiir mi okuyacaksın? Şeker de vereyim mi, yengesi?"

"Of! Sen de hiçbir şeyi beğenmiyorsun!" Gidip başka bir kıyafet giyinip döndü. "Bu nasıl diye sormaktan korkuyorum."

Zeliş, Dilşah'ın kıyafetine baktı ve gözlerini yumup derin bir nefes aldı.

"Allah aşkına, şöyle düzgün bir kıyafetin yok mu? Ya pantolon gömlek ya da orta okuldan kalma çocuk kıyafetleri! Fransa bile senin karşında çaresiz kalmış yahu!"

"Ne bekliyordunuz acaba? Fransa'ya gidip, bir anda başkası olarak dönmemi mi? Alt tarafı ülke değiştirdim, kendimi değil!"

"Keşke azıcık kendini de değiştirseymişsin. Yarın bir gün çocuklarınız olduğunda, zavallılar iki babaları olduğunu sanacak!" Zeliş'in gülüşü, Dilşah'ın öfkelenmesine neden oldu. "Bıktım senden! Git de kocanla uğraş!"

"He gideyim de akşam Aslan Bey seni almaktan vazgeçsin, sende başıma kal! Yok öyle yağma! Seni bu evden yollayacağım kızım, başka çaresi yok!"

"Hele gelin hanıma bak, hele!"

"Valla hiç kusura bakma, bu kadar yıldan sonra görümce derdi çekemem."

"Ablam ne oluyor? O görümce değil mi?"

"Kız, sen kendini ablanla bir mi tutuyorsun? Ablan tatlı dilli, güler yüzlü bir kadın... Sen! Sen tam bir cadalozsun!"

"Vay arkadaş! Bu günleri de görecektik demek ki? Yazıklar olsun, ne diyeyim?"

"Tamam, yeter bu kadar çene! Hadi düzgün bir kıyafet bul da giyin, akşam oldu neredeyse!"

Dilşah, oflayarak tekrar banyonun yolunu tuttu. Saatler sonra bir elbisesini güç bela Zeliş'e beğendirip rahatladı. Pardon, rahatlamak mı dedi o? Hayır hayır, rahatlamak değildi onunkisi, sadece kısa bir an soluklanmak! Zira kısa birkaç saniye sonra kendini makyaj masasında bulmuş ve gözlükleri alınarak bulanık bir hayata mahkûm kılınmıştı. Zeliş'in suratına sürdüğü birkaç malzemeden sonra neye benzediğini fazlasıyla merak etti. Gözlüklerini almak isterken, Zeliş banyodan neredeyse hiç kullanmadığı ama her daim kenarda beklettiği lenslerini getirdi.

"Bu akşam gözlük takmak yok!"

"Ne gerek var böyle bir şeye?"

"Var işte! Uzatma bir şeyi de yahu!"

"İyi be!"

Lens kutusunu aldı ve lensleri gözlerine dikkatle yerleştirdi. Numaralı lensler görüşünü netleştirirken, ayna da kendine şaşkınca baktı. Şaka maka güzel olmuştu yahu!

Gülümsediğinde, Zeliş'te gülümsedi ve işinin bittiğine karar kılarak odadan ayrıldı. Dilşah ise sadece iki kez giydiği pudra pembesi elbisesine şöyle bir göz attı. Üst kısmı kalın askılı ve sadeydi. Etek kısmı dizlerinin üstünde olduğu için çırpı bacakları fazlasıyla göze batıyordu. Kalın bir çorap mı giyseydi acaba? Niye bu kadar zayıftı?

ASLAN BEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin