ASLAN BEY

BÖLÜM 1: ZEYBEK

İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

İlk bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"ZEYBEK"

Gökyüzünde süzülen bir kartal misali kollarını iki yana açıp, başını dikleştirdi ve tüm heybetiyle kasabayı etkisi altına aldı. Zeybeğin o asil havasını hissettirmesi yanı sıra ağır ağır gerçekleştirdiği figürler, üstüne gömlek gibi oturmuştu. Öyle ki, eğreti duran tek bir figürü dahi yoktu. Düğün meydanındaki insanların gözleri onu soluksuzca takip ederken, genç kızların çoğu Aslan'ın mavi okyanus bakışlarında eridi. Öylesine efsunlu bir adamdı ki, üzerinde taşıdığı gizem hem hayranlık uyandırıyordu hem de korku salıyordu. Oysa o maske gibi taktığı donuk yüzünden çok daha fazlasıydı!

Çocukluğunun, gençliğinin ve yetişkinliğinin diyarı olan bu kasabada, son nefesini vereceğine emindi. Onun için başka bir memleket ya da yaşam yeri yoktu. Cenneti de burasıydı, cehennemi de!

Bakışlarının değdiği her insanın hayatında bir yeri, bir önemi vardı. Mesela ailesiyle bir arada oturan Kartal Bey; Hayattaki en yakın dostu ve kardeş bildiği yegâne iki adamdan biriydi. Onun dürüstlüğüne ve adaletine o kadar çok güveniyordu ki, yaşadığı tüm sıkıntılarda kapısını çalmaktan hiç imtina etmezdi.

Diğer yegâne adam ise şu an düğününde zeybek oynadığı Şahin'di. Şahin ise merhametiyle, naifliğiyle ve mütevazi tavrıyla bilinirdi. Kırmamak adına özen gösterdiği tek adamdı. Çünkü dostunu kaybetmek onun için büyük bir kayıp olurdu ve bu kaybı kaldıracak güçte değildi.

Aslan, tek dizinin üzerine çöküp eliyle toprağı yokladı, o sırada onu pür dikkat izleyen boncuk gözlü kızla bakışları kesişti. Yine camekanlarının ardından onu süzüyordu. Öylesine bakıyordu ki, Aslan'ın çürümüş kalbi yeniden dirildiğine dair belirtiler gösteriyordu. Yüzünde alaycı bir tebessümle topraktan çektiği elini kalbinin üzerine yerleştirip bakışlarını kızdan çekti ve gökyüzüne kaldırdı. Elini dudaklarına değdirip başına götürdüğünde, son figürü de bitmişti. Ayağı kalktığında, tüm meydan alkışlarla inliyordu. Derin bir soluk içine çekip kıza tekrar kısa bir bakış attı ancak kız bakışlarını ondan çoktan ayırmıştı. Ruhu aşina olduğu yasa bürünse de belli etmeden yanına gelen Şahin'e döndü.

"Nasıl, beyimizi mutlu edebildik mi?" Şahin, dostuna sıkıca sarıldı ve neşeyle söylendi. "Mutlu etmek ne kelime, hayran ettin. Eskiler derdi ki, bir adam zeybeği en güzel sevdiği kadınla oynar! Sen daha sevdiğin kadını bulmadan böyle oynuyorsan, bulduktan sonra seni izlemeye doyamayız."

Aslan, alaycı tavrını takındı.

"O hâlde çok bekleyeceksin, Şahin Bey! Bu adamın sevdiği bir kadın olmayacak!"

"Büyük konuşuyorsun."

"Başıma gelirse dilinle süründürürsün."

"Bundan emin olabilirsin!" diyen Şahin'e, tahammül edemez bir tavırla söylendi Aslan. "Bu kadar gevezelik yeter damat bey! Al gelinini de meydana çık, alem damat görsün!"

Düğün meydanından ayrılan Aslan, kendi masasına geçtiğinde halası Halide Hanım'ın sözleriyle dikkatini ona verdi.

"Ne kadar genç kız varsa yüreği yandı da bir senin yüreğinde kıvılcım oluşmadı."