BÖLÜM 10: CEHENNEM

10.5K 456 20
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"CEHENNEM"

Dilşah, duştan çıkıp ferahladığında, yüzünde hâlâ gülümsemesi asılıydı. Elindeki havluyla saçlarını kuruturken, yatağına oturdu ve zihnine düşen görüntülerin utancıyla dudağına dişini geçirdi. Kendini aptal aşık misali yatağa bıraktığında, yıllardır beklediği adamın artık ona ait oluşu, yanaklarını ısıtmıştı.

Bir süre akşam yaşadıklarının hayalinde kaybolurken, hasta olmamak için kalkıp pijamalarını giyindi. Saçları hafif nemli kalsa da umursamadı. Yarın dönecekleri için masasına bakındı ve ortalığı hızla topladı. Yatağa geçecekken, yanı başındaki pencereye kaydı gözleri ve Aslan'ı düşünceli bir hâlde, havuzun başında buldu. Dilşah'ın içine anında sıkıntı deryası üşüşmüştü. Acaba yaşadıkları için pişman mı olmuştu? Belki de aldığı kararların hatalı olduğunu şimdi fark edebilmişti.

Dilşah, ne yapacağını bilemez hâlde Aslan'ı izlerken, Aslan Şahin'in ona kurduğu cümleleri sindirmeye çalışıyordu. Nasıl o kadınla Dilşah'ı bir tutardı? O kadın yıkımdı, Dilşah ise... Mavi gözlerini, devamsız cümlenin ağırlığıyla yumdu.

"Pişman mı oldun?" Duyduğu hüzünlü sesle, gözlerini açtı ve yanı başına kadar gelmiş olan Dilşah'a baktı. "Neyden?"

"Söylediklerinden..."

Aslan, oturduğu şezlongdan kalktı ve Dilşah'a doğru döndü. Ellerini pantolon ceplerine yerleştirdiğinde, Dilşah'ın cevap bekleyen bakışlarına tebessüm etmeye çalıştı.

"Ben pişman olacağım bir şey yapmam."

"O zaman niye bu kadar düşüncelisin? Şahin abi kızdı diye mi?" Aslan, omuz silkti. "Umurumda bile değil."

Şahin umurunda değildi ama söyledikleri umurundaydı. Dilşah'a her an bir şey yapacakmış gibi tavır almaları, onu delirtiyordu. Ama haklılardı. Onun ne yapacağını kendisi bile kestiremiyordu.

Dilşah, Aslan'ın gözlerine ilk kez bu kadar uzun ve korkusuz bakıyordu. Normalde asla böyle bakamazdı. Zaten buraya gelene kadar da böyle cesur olacağını düşünmüyordu. Sonuçta karşısındaki herhangi bir adam değildi, Aslan'dı.

"Eğer istersen, hiç duymamış gibi yapabilirim. Yani yaşanmamış sayabilirim." Aslan, kaşlarını çattı. "Sen sayabilirsin ama ben sayamam. Pişman değilim dedim, üsteleme."

Dilşah, bakışlarını havuza çevirdi ve içini kemiren o soruyu sordu.

"Şirin kim?"

Aslan, bu soruyu hiç mi hiç beklemiyordu. Şirin'i nerden biliyordu?

"Önemli biri değil."

"Senin hayatında olan bir kız olduğundan dolayı, benim için önemli."

"Seninle bir anlaşma yapalım mı, Dilşah?"

Dilşah, aralarında olanlardan sonra Aslan'dan ilk kez ismini duyuyordu. Boncuk diye tutturmuşken, niye şimdi ismiyle hitap etmişti? Şirin denen o kız, bu kadar ciddi bir yer mi kaplıyordu onun hayatında?

ASLAN BEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin