BÖLÜM 25: YIKIM

8.9K 426 46
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"YIKIM"

Sıradan geçen günler boyunca, Dilşah Aslan'ı aramamıştı. Aramak çok istemişti ama yapamamıştı. Büyük ihtimalle korktuğu başına gelmiş ve o herkesin tanıdığı Aslan geri dönmüştü. Ve Allah bilir belki şimdiden başka kadınların koynunda sabahlamaya bile başlamıştı.

Bir adam, seni seviyorum denen iki kelimden neden bu kadar korkardı, anlam veremiyordu. Evet, belli bir sorumluluk yükleniyordun ama bu derece korkacak bir şey yoktu. Aradan neredeyse iki hafta geçmişti ama adamdan çıt yoktu. Daha doğrusu, sadece Dilşah'a çıt yoktu. Diğer kadınlar için belki davul zurna bile vardı, bilemiyordu.

Elinde tuttuğu karton bardağı kafasına diktiğinde, içinin boşalmış olduğunu fark ederek yüzünü astı. Çaylar bile çarçabuk bitiyordu. Kaderine isyan bayrağı açmasına ramak kalmışken, telefonu gürültüyle çaldı. Doktor önlüğünün cebinden telefonunu çıkardığında, gördüğü isimle kaşlarını çattı.

"Asaf! Neredesin sen?" diye çemkirdiği gibi ayaklandı. Asaf, şimdi karşısında olsa muhtemelen yolardı ve hıncını alırdı. Ancak değildi ve hıncı onu yakında orta yerinden patlatacaktı. Günlerdir Aslan'la görüşemediği yetmemiş gibi, Asaf'a da ulaşamamıştı. Hepsi bir anda nereye kaybolmuştu, anlam veremiyordu.

"Şehir dışındaydım, yeni geldim."

"Bende buna inandım! Saf mıyım ben?"

"Saf değilsin ama anladığım kadarıyla kızgınsın."

"Evet, öyleyim! Sen ve senin o abin olacak öküz, bende insanlık namına bir şey bırakmadı!"

"Hah! Bak bende tam o öküzden bahsetmek için aradım." Dilşah, bir anda yumuşadı. "Nerde o?"

"Bilmiyorum, şehir merkezine geçti. Gece de gelmeyecekmiş ama büyük ihtimalle seni görmeye geliyordur."

"Gerçekten mi?"

"Yani... Yoksa merkezde işi ne durup dururken?"

"Anladım, ben kapatıyorum o zaman."

Telefonu kapattığı gibi bakışları hastane bahçesinde gezindi. Tanıdık yüz göremeyince, hastaneye geçti ve akşama kadar bir o yana bir bu yana koşturdu durdu. Ama ne Aslan vardı orta da ne de haberi...

Asaf, şehir merkezine geleceğine emindi. Acaba dedi bir anda. Tabii ki onlar için yaptırdığı eve gitmiştir. Asaf'ın onu arayacağını biliyordu ve şimdi de büyük ihtimalle evde, Dilşah'ı bekliyordu.

"Kütük! Yine illa ayağına götürtecek! Normalde kesseler gitmezdim ama sırf seni paralamak için gelmezsem, ne olayım Aslan Bey!"

Kendi kendine sinirle mırıldandı ve üzerini değiştirip hastaneden ayrıldı. Akşam çökmüş, taksi hızlı olamayan bir süratle eve ilerliyordu. Dilşah, çocuksu bir heyecanla yolun bitmesini bekliyordu. Onu sevdiğini itiraf ettiğinden beri, ilk kez karşılaşacaklardı ve belki de Aslan'da onu sevdiğini söyleyecekti.

ASLAN BEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin