BÖLÜM 37: YÜZLEŞME

8.4K 397 19
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"YÜZLEŞME"

Aslan, aldığı ani kararın sonucu olarak hastanedeydi. Her şeye yeniden başlaması için bu yüzleşmeyi yapmaya mecburdu. Artık bir şeyleri arkasında bırakıp yeni bir hayata başlayacaktı ve bunu kimsenin bozmasına izin vermeyecekti.

Hastane kapısını uzunca inceleyip derin bir soluk aldı ve kapıdan geçip hastaneye girdi. Koridorlarda ilerlerken, içinde tuhaf bir şeyler oluyordu. Kalbinin delice atışları, çocukken yaşadığı sarsıntının etkileriydi. Sakinleşmeye çabaladı. Sakin kalmalıydı çünkü bu onun için büyük bir adımdı. Bunu mahvetmeyecekti.

Doktorla konuşup odaya girdi. Kısa bir an duraksasa da ilerlemesini sürdürdü. Ona birkaç adım kala durdu ve boylu boyunca yatan kadını inceledi. Hayatını mahveden kadını!

Yatağa yaklaşıp onun kırlaşmaya yüz tutan sarı saçlarını gördü. Yüzü eskisi kadar güzeldi. Ama yaşlılığını belli eden kırışıklıklar da yok değildi. Aslan, onun kapalı gözlerine baktı. Gizlenen o gözler, Aslan'ın gözlerinin aynısıydı. Biliyordu. Çünkü hiç unutmamıştı.

Annesinin gözlerini hiç unutmamıştı!

"Aslan, beni ne kadar seviyorsun?" Küçük elleri, kollarıyla iki yana açıldı. "Dünyalar kadar!"

"Hep bu kadar çok seveceğine söz ver."

"Söz, seni hep bu kadar seveceğim. Sende beni bu kadar seviyor musun, anne?"

"Ben seni daha çok seviyorum."

Aslan, zihninde yer edinen küçük anıyla kadına iyice yaklaştı.

"Yalancı..." diye fısıldadığında, gözleri dikkatle kadının yüzünü süzüyordu. "Sen bizi hiç sevmedin, sadece kendini sevdin."

Eli istemsizce annesinin yüzünü buldu ve hafifçe okşadı.

"Çok güzeldin... Çok fazla güzeldin. Bunun farkındaydın. Babamın, o adamın ve tüm erkeklerin aklını çelecek kadar güzel olduğunun farkındaydın. Ama bak... Güzelliğin solup gitti. Uçsuz bucaksız toprakların hanımıyken, bir yanaşmanın uğruna kenar mahallelerde süründün. Güzelliğin on para etmedi seni oradan kurtarmak için!"

Aslan, yabancı hissettiği bu kadını asla affetmeyeceğini bilerek sözlerine devam etti.

"Babam, seni çok seviyordu. Bir şey istedin mi asla ikiletmez, ayaklarının altına sererdi. Kıyafet, mücevher, toprak... Aşk! Ama sen, gözü doymayan bir kadındın. Onu hiç hak etmedin. Tahmin etmiyordun değil mi bu hale düşeceğini? Kimse fark etmeden sefamı sürerim diyordun ama beni hiç hesaba katmadın. Sen hak ettiğin hayatı yaşadın çünkü bize hak etmediğimiz şeyler yaşattın!"

Aslan, doğruldu ve derin bir nefes aldı.

"Senin yüzünden bir canavara dönüştüm. Hangi kadının gözlerine baksam, hep sen vardın. Sen ve ihanetin... Çok kadının kalbini kırmışımdır, yalan yok. Hatalıydım. Ama hiçbiri... Dilşah değildi. Onun Boncuk gözleriyle baktığı gibi bakmıyorlardı. Ben, benim içim bu kadar fedakârlık yapan başka bir kadın daha tanımadım. Ona onca şey yaşatmama rağmen, beni ayağı kaldırmak için her şeyi yaptı. Yapmaya da devam ediyor!"

ASLAN BEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin