Bölüm 7: KIRIK ÇERÇEVE

2.7K 111 22
                                    

"Nasıl?" Yanımda oluşan haraketlilik beni de etkilemişti. Çok geçmeden saçımda gezinen parmaklar, beni yeniden uyumaya hazırlıyordu.

"Çok kötü gözüküyordu..." sarılmış olduğum bedene daha da sırnaşırken saçımda gezinen parmaklar durmuş, saçlarımdan ayrılmıştı. Bu beni huzursuz ederken bir anda bedenimi çevreleyen kollar tekrardan rahata kavuşturmuştu.

"Caner'le buluşacağım ve o, ne haltlar dönüyorsa hepsini anlatacak." Bu ses tam olarak sarılmış olduğum bedenden çıkmıştı. Sesleri duyuyordum ama kim olduklarını seçemeyecek kadar uyku ve uyanıklık arasında bir araftaydım. O yüzden hareketlerim mantığım dışı geliştiği için ne yaptığım pek umrumda değildi.

"Ne yapmışlar ona? Gelmeden önce ölümüne ona kırılmışken şimdi kıyamıyorum bile. Bizle göz göze geldiği an o kadar kırgın bakıyor ki, yaşadığı şeylerin sebebinin biz olmamızdan korkuyorum." Sesler yavaş yavaş netleşmeye başladığında bu sesin Barın'a ait olduğunu anlamıştım. Uzun süredir konuştukları için uykum yavaş yavaş açılıyordu.

"Yemek yiyemiyor, yemeden önce ilaç içiyor. Vücudu izlerle dolu. Kesik izleri çoğunlukta. İp izleri de gördüm. Kim ne yaptı ona? Eğer ona olanlarda anne ve babamın parmağı varsa Caner'in bize anlattığı şeylerin hepsi yalan."

Bu sefer ki konuşan Baran'dı. Bende merak ediyordum; Caner kimdi, hiç karşılaşmış mıydık ve onlara neler anlatmıştı?

Yanımda daha da sokulmuş olduğum bedenin daha da kasıldığını hissettiğimde bu durumun Beran için ne kadar karmaşık olduğunu düşündüm. Onun güvendiği insan sayısı bir elin parmağını geçmezken şimdi o insanlardan birinin yarattığı karmaşa onu oldukça zorluyor olmalıydı.

"Yemin olsun ki bunu Beren'e kim yaptıysa hepsinin hesabını soracağım. Ortada bir şeyler dönüyor ve Beren anlatmadan parçaları birleştiremiyorum." Öfkeyle soluyan Baran'a güldüm içten. Ele başları ölmüştü Baran, hiçbir halt yapamazsın bana bunları yapanlara.

"Teni çok beyaz, önceden bu kadar değildi." Mırıltılı konuşan Barın'ın üzgün sesi içimi huzursuz ederken kıpırdamamak için zor durdum. Gerçekten, onların huzursuzluğu neden hala beni de etkiliyordu?

Seni bu kıyımsızlıkla çok kafalarlar Beren.

"Aile doktoruyla konuştum. P*şt herifin bana söylediği tek şey altı ayda bir aldığı kan takviyesiydi." Baran Kemal beyle mi konuşmuştu?

İyi de Kemal bey her şeyi biliyordu, tüm darp izlerimi görmüştü. Uzun süreli toplantı yemeklerine katılmadan önce dayanabilmem için bana pansuman yaptığı bile olmuştu, neden her şeyi söylememişti ki?

Annemle babamda ölmüştü, neden hala saklıyordu ki?

"İki yıl boyunca onsuz olmak o ses kaydından daha da yaktı canımı. Ama ses kaydı varken elimizde, nasıl böyle bir şey olduğunu tahmin edebilirdik?" Barın'dan çıkan meraklı soruyla tekrar öfkeyle doldu içim. Benden bir ses kaydıyla vazgeçmişlerdi ve bunu bilmek, benim ruhu ölmüş cansız bedenim üzerinden kırk defa arabayla geçmekle eş değerdi.

Artık daha fazla dinlemek istemediğim için yavaşça araladım göz kapaklarımı. Beran'ın göğsünden güçlükle ayrılarak doğrulduğumda içten içe hala ayrılmak istememem irademin sınırlarını zorluyordu.

Kalkmamla Barın ve Baran'ın gözleri beni bulurken suratlarının canlandığına, aynı zamanda yorgun gözlerine şahit oldum. "Ses kaydında ne diyordu?" Kararımı vermiştim, öğrenecektim.

Daha ne kadar acı çekebilirdim ki?

Beran yattığı yerden kalkarak camın kenarındaki koltuğa yerleştiğinde ona baktım bende. Fakat o bana bakmak yerine dışarı odaklanmıştı.

BERENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin