Bölüm 9: ÜÇ ADAM

1.8K 95 31
                                    


Beran'ın ağzından
"Üşüdüm..." duyduğum mırıltıyla anında gözlerim açılırken kollarımda olabildiğince büzüşmüş çürük vişneme baktım. Cenin pozisyonunda kollarımın arasında uyurken sayıklıyordu. Ayaklarımızın altına ittiğim yorganı tekrar yukarı çekerek üzerine iyice örtüp aynı şekilde sarmaladım onu. O bu havada yorganla yatacak kadar üşüyorken ben üzerime tişört giymeyecek kadar yanıyordum.

Üzerinden kolumu uzatarak komodinin üzerindeki telefonumdan saate baktım.

4.17

Kolumu geri çekip yorganla sarılmış küçük bedenine belinden sarıp kendime doğru çektiğimde başımı boynuna gömerek bir nefes aldım. Bu koku sadece onda vardı, ona özeldi. Elimden bırakmadığım telefonu başımı boynundan çekmeden yanıma koydum.

Bugün Cahit'i aramaya gidecekken beni durdurmaması gerekiyordu. Hareketlerimi tam anlamasada yıllardır peşimden ayrılmadığı için çoğu şeyimi ezberlemişti. Bu da hareketlerimi tahmin etmesini sağlıyordu. Bir tek o yapabiliyordu zaten. Ben bile kendi hareketlerimi kestiremezken Beren yapabiliyordu bunu.

Sevgi göstermeyi bilmeyen bir insandım ve bundan rahatsızlık duymuyordum. Çünkü Beren benim sevgimi sevgimi ben göstermeden de anlayabildiği için bir problem yoktu. O beni her halimle sevdiği için de bir problem yoktu.

Kimine göre psikopat kimine göre aptal kimine göre de dahiydim. Ama Beren bunların hepsi olarak sevmişti beni. İçimdeki canavar ortaya çıkınca da, zekamı kullanınca da, başkalarının canını yakmak umrumda olmazken de sevmişti beni.

Ben onun hep bir adım arkasındaydım. O beni göremese bile onun gölgesi olmuştum. Nereye giderse peşinden giderdim, işi bitene kadar öylece onu beklerdim. O bunları bilse muhtemelen kafamı kırardı. Bu düşünce sırıtmamı sağlamıştı, Beren muhtemelen onun için yaptığım şeyleri öğrense benim kafamı duvarlara sürterdi.

Orta okulda sevdiği çocuğa bit bulaştırıp ondan uzaklaşmasını sağladığımı öğrendiğinde mesela.

Başka bir örnekte şirkete ilk geldiğinde ona vişne suyu veren çalışanın üzerine beş litre vişne suyu dökmemdi.

Ya da lisede merdivenden inerken ona omuz atan çocuğun omzunu çıkartmam gibi.

Yine lisede ona çıkma teklifi eden çocuğun kafasını tuvalette klozete soktuğumu öğrense... Gerçi onda Baran ve Barın'da yardım etmişti.

İki yıl boyunca Caner'e bu yüzden izletmiştim onu. Caner dört yıl önce benim sayemde koruma olarak işe başlamıştı. Aramızdaki ufak bir olay ona güvenmemi sağlamıştı.

Yanılmıştım.

Beran Kamer çürük vişnesi için her adımını bile hesaplayarak atarken, onun güvenliği söz konusu olduğunda yanılmıştı.

Beren'e karşı ilk yanlışım bu değilken ikinci yanlışı da yapmıştım. O bana sadece sevgisini verirken bense ona sadece acı veriyordum.

En büyük cazayı kendine verecektim. Beren'e yanlış yapan herkese verdiğim gibi. Ama öncesinde Cahit ve Caner'i halledecektim.

Şimdi onları bulmak için kalkıp gidebilirdim. Ama Beren'e uyuma sözü vermiştim ve o uyanana kadar bu söz geçerliliğini koruyacaktı.

Beren ve askerleri antlaşmasının otuzuncu maddesi.

Küçükken Beren hazırlamıştı bu antlaşmayı. Ona yaptığımız her yanlışta da yeni bir madde ekliyordu. Bu madde benim yaptığım bir yanlıştan dolayı çıktığı için unutamıyordum.

BERENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin