Bölüm 25: HUZUR

327 28 5
                                    


"Olum! Kaç defa diyeceğiz sizin de doğum gününüz!"

Toprak sabrı tükenmiş bir şekilde dördüzlerime bakarken Baran omuz silkti.

"E şeker bize sarılmayacak mısın?" Ömer'in beni kollarını açarak yanına çağırmasıyla hareket edemedim.

Bugün bizim doğum günümüzdü.

Ve biz, ilk defa tüm kardeşler olarak doğum günümüzü kutluyorduk.

"Siz..." gözlerime inen yaşla eş değer zamanda gerçekleşen boğazımın düğünlenmesi konuşmamı engellemişti. Bu benim için çok büyük bir nimetti.

Önceki senelerde kutladığımız doğum günlerinde umutsuzca başlardım güne. Çünkü annem ve babam asla doğum günlerimizi kutlamazdı. Dördünlerim bunu pek takmasa da benim için hep özeldi o gün. Çünkü ben tek kişi olarak değil dört kişiyle birlikte dünyaya gelmiştim. Biz birbirimizden ayrı olarak değil, birbirimizin parçası olarak gelmiştik bu dünyaya.

"Ağlama..." dedi Toprak. Sesi çok kıyımsız çıkmıştı. "Üzülmen için yapmadık." Diye ekledi. Ağlamama üzülmüştü. Burnumu çektim.

"Sizinle kutladığımız ilk doğum günü."

Ömer'in dudaklarında gördüğüm kırık tebessümle gözlerimi kaçırdım. Kendine gel Beren, insanları üzmeye hakkın yok.

Sen ve dördüzlerin için çabalayan insanlara böyle yapamazsın.

"Teşekkür ederim..." Fısıltılı sesim, geniş salonun içinde yayılırken Beran'la göz göze geldim. Beni kendine iyice kapatmıştı. Tutmadığım göz yaşlarımdan biri yanağımda süzülürken gözlerimi kaçırdım ondan.

"E hadi pasta kesin." Ömer heyecanlı bir şekilde masanın üstünde duran bıçağı aldığında kahkaha attım. "Beni gerçekten çok mutlu ettiniz." Göz yaşlarım birer birer yanağımdan akarken bir yandan da gülüyordum.

Birkaç adım önümde olan Toprak yavaş yavaş bana doğru geldiğinde düşünmeden sarıldım ona. Kollarımı boynuna dolamam için eğilmişti ve şimdi doğrulduğunda ayaklarım yerden kesilmişti. Etrafta kahkaha sesleri havada uçuşurken Toprak belimi sıkıca kavramış, kafamın üstüne öpücükler konduruyordu.

Bu huzurlu anda gözlerim kısa bir süreliğine açıldığında, Ömer'in Barın'a sarıldığını gördüm. Barın... dışardan belli olmasa da benden sonraki en duygusal olan kardeşim...

Gözlerim Baran'a kaydığında bana baktığını gördüm. Göz kırparak mutlululuğuma mutluluk katmıştı.

Ve Beran... ona bakmamıştım çünkü adım atmaktan yorulmuştum. Bu kervan böyle ilerlemezdi.

"Senin hep yanında olacağım. Hiçbir şeyden korkmamanı sağlayacağım, mutlu olmanı engelleyen her şeyi yok edeceğim." Toprak'ın kulağıma dolan fısıltısıyla kafamı hafifçe çevirip yanağından öptüm onu.

"Çok teşekkür ederim." Onun fısıltısından farksız çıkmamıştı sesim.

Belki dudak çizgisi bozulmamıştı ama ben gözlerinde görmüştüm. Gözleriyle gülmüştü bana.

"Abi yedin kızı yeter artık." Ömer mızmız çocuk gibi sitem ederken kıkırdadım. Allah'ım bugün ne çok gülmüştüm öyle!

Toprak ağzının içinde ettiği küfürle beni yeri indirirken son kez başımın üstünden öptü. Kafamı kaldırmama vakit kalmadan biri tarafından çekilmemle beraber kendimi Ömer'in kollarında bulmuştum bu sefer.

"İyi ki doğdun kardeşim." Boynumdan art arda öperken gıdıklansam da sesimi çıkarmadım.

"İyi ki varsın abi."

BERENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin